Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

7 adımda feminist bir kitap kulübü




Toplam oy: 663

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde daha adil, daha eşitlikçi, daha yaşanası bir dünya hayalini paylaşıyoruz. Fakat bu dünyanın kendi kendini var etmeyeceği de aşikar. Peki biz neler yapabiliriz? Dünyayı tek bir hamlede değiştiremiyorsak bile onu değiştirmeye bir yerlerden başlayabilir miyiz? Dahası, başka bir dünyayı gerçekten de mümkün kılabilir miyiz? İlk adımı içimize doğru atmak, dünyayı değiştirmeye kendimizden başlamak doğru bir tercih olabilir. Kendimizi kendimizin daha iyi bir versiyonu haline getirmenin başlıca yollarından biri ise kuşkusuz okumak... Feminist bir kitap kulübü kurmak feminizm üzerine daha sık ve daha düzenli okumanızı sağlayabilir. Peki feminist bir kitap kulübü için hangi adımları atmalıyız?

 

1. Kulübünüzün amacını belirleyin.

 

Kulübünüz feminizmin günümüzdeki anlamını keşfetmeye yönelik mi, yoksa kadın hareketinin tarihini kavramaya yönelik mi okumalar mı yapacak? Yoksa listenizde kadın hikayelerini duyulur kılmayı amaçlayan kitaplar mı var, yoksa insanlardaki eşitlik ve özgürlük bilincini artırmaya çalışan kitaplar mı? Kitabınızın amacını belirlemek sizinle aynı amacı taşıyan kişilerle bir araya gelmenizi ve onları da kulübünüze katmanızı kolaylaştıracaktır.

 

2. Katılımcılarınızı çeşitlendirin.

 

Sizinle aynı fikri paylaşan kişilerle bir arada olmak kuşkusuz bir konfor alanı sağlar ama konfor her zaman iyi bir şey olmayabilir. Eğer kitap kulübünüzün zihin açıcı bir etkisi olmasını istiyorsanız sizin sosyal çevrenize dahil olmayan kişileri de grubunuza davet edin. Bu kişiler sizden farklı yaş gruplarında, farklı sosyal statülerde, farklı bir cinsel kimliği olan ya da başka bir dine inanan kişiler olabilir. Bu çeşitlilik hemen her alanda fikirlerin çatışmasını sağlayacak ve düşünsel ilerlemenin önünü açacaktır.

 

3. Kulübünüz için feminist bir okuma listesi oluşturun.

 

Kulübünüzün amacını tespit ettikten ve katılımcılarını bir araya getirdikten sonra asıl eğlenceli kısma geçiş yapabilirsiniz: Okuma listesini oluşturmak. Listenize kurgu ya da kurgu dışı kitaplar, hatta şiir kitapları bile alabilirsiniz ama unutmayın, bütün kitaplarda bulunması gereken ortak nokta feminizm temasını işliyor olmaları.

 

4. Arkadaş toplantılarınızı kitap kulübü toplantılarına çevirin.

 

Kitap kulübünüze üye bir arkadaşınızla kahve içmek için buluştuğunuzda bunu son okuduğunuz kitabı tartışmak için bir fırsata çevirin. Bu tartışmalarda tipik bir kitap kulübünden bekleneceği üzere kitaptaki karakterler, kurgu ya da dil kullanımı ile sınırlı tutmayın. Kitabın feminist teoriye ne gibi bir katkısı olduğunu da tartışmaya açmayı deneyin.

 

 

 

 

5. Tartışmanızın kurallarını belirleyin.

 

Unutmayın, Bad Feminist'in yazarı Roxane Gay'in de dediği gibi feminist olmanın doğru ya da yanlış bir yolu yok. Kitap kulübünüzdeki tartışmaları yürütürken bunu aklınızdan çıkarmayın ve kendi düşünme biçiminizi kulübünüzdeki diğer insanlara dayatmaktan kaçının. Tartışmanın kurallarını ve sınırlarını önceden belirleyin ve mümkün mertebe bunlara sadık kalın. Birbirinizi dinlemeyi asla unutmayın. Sizin kitap kulübünüzün de dünyanın geri kalanı gibi kadınların susturulduğu bir yer olmasına izin vermeyin.

 

6. Kitap kulübü toplantılarınız için kadınlar tarafından işletilen işletmeleri tercih edin.

 

Kitap kulübü toplantılarınızı evinizin sınırları dışına taşıdığınızda mümkün olduğunca kadınlar tarafından işletilen mekanlarda buluşmaya çalışın. Böylelikle kitap kulübünüzü teorik tartışmalarla sınırlamamış ve fiili olarak da kadınların toplum içinde var olma çabalarına bir destek sunmuş olursunuz.

 

7. Tartışmalarınızı toplantıların dışına taşıyın.

 

Feminist bir kitap kulübüne sahip olmanın en iyi yanı tartışmanın bir müddet sonra toplantı sınırlarını aşmasıdır. Toplantılar dışında da beraber vakit geçirin, birbirinize e-posta atın ya da mesajlaşma grupları kurun. Fakat ne olursa olsun, okuma listenizi tamamlasanız bile fikir alışverişinde bulunmayı bırakmayın.  Okumayı, düşünmeyi ve tartışmayı sürdürün. Dünyayı değiştirebileceğinize olan inancınızı asla yitirmeyin.

 

 


 

 

 

 

Kaynak: The Bustle

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.