Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Bir çiçeğin soluşu




Toplam oy: 1129
Boris Vian // Çeviren: Elif Ertan
E Yayınları
Yazıldığı döneme bolca göndermede bulunan, hatta Sartre’a referans veren karakteriyle Günlerin Köpüğü, sürrealist bir atmosferin sınırlarında geziniyor.

Boris Vian’ın yıllar içinde klasikleşmiş, birçok dile çevrilmiş ve hatta 2013’te Michel Gondry tarafından aynı adla sinemaya da uyarlanmış, ilham verici eseri Günlerin Köpüğü gerçeküstü arka planıyla belki gerçekten de en çok çizgi romana yakışacak bir metin. Çünkü Boris Vian’ın, adeta gördüğü rüyayı kaleme aldığı bir eser bu. Okura hem 1940’lardan hem de yazarın hayal dünyasından çokça manzara sunuyor. 

 

Romanın Türkçede E Yayınları etiketiyle okurla buluşan çizgi roman versiyonu, güzel kızlarla “aşk yaşamaya” bayılan zengin adamımız Colin’in, Duke Ellington şarkılarından fırlamış gibi bir varoluşa, neşeli bir güzelliğe sahip Chloe’ye âşık olmasıyla başlıyor. Genç çift kısa sürede evleniyor, bir o kadar kısa sürede de Chloe göğsünde bir nilüfer çiçeği açtıran, tuhaf bir hastalığa yakalanıyor. “Güzel çiçek Chloe” günden güne solarken, Colin elinden geleni yapsa da bunlar hiçbir şey işe yaramıyor. Hatta, çokça ayrıntıya inmeden kısaca söylersek; hikaye, başladığı kadar tuhaf şekilde sonlanıyor... Yazıldığı döneme bolca göndermede bulunan, hatta Sartre’a referans veren karakteriyle Günlerin Köpüğü, sürrealist bir atmosferin sınırlarında geziyor.

 

 

 

 

Günlerin Köpüğü, iki Fransız çizgi romancı Jean David Morvan ve Marion Mousse tarafından uyarlanmış. Eserin senaryosuna imza atan Jean David Morvan, arada bir çizerlik yapsa da daha çok bir çizgi roman yazarı olarak tanınıyor. Kendi çizgi romanlarını yazdığı gibi edebiyat uyarlamalarını da çizgi romana uyarlamışlığı var. Bu anlamda, kendi metnini Günlerin Köpüğü romanıyla karşılaştırdığından diyalogların aktarılmasından hikaye akışına kadar, eli yüzü düzgün bir uyarlamaya imza attığını söyleyebiliriz. Daha önce Frankenstein’da olduğu gibi edebiyatı çizgi romana uyarlayan çizer Marion Mousse’un çalışması için ise, ne yazık ki aynı şey geçerli değil. Sade çizim tekniğiyle birleştirdiği başarılı yüz ifadeleri yabana atılamasa da, insan bu gerçeküstü dünyayı hem okuma hem de çizimlerden izleme şansı bulmuşken biraz daha incelikli bir çalışma bekliyor. Çocuksu çizim tarzı hikayemizin buruk tadına güzellik katsa da, ikilinin birbirine âşık olduğu mutlu bahar sahnelerine ilişkin birkaç “karalama” daha yapamaz mıydı, diye düşündürüyor mesela. Hiç değilse, romanda “bu tarz senin” dedirten şıklık abidesi uşak Nicholas, sıradan uşak kıyafetlerinden biraz fazlasını hak etmez miydi? Konuşan bir faremiz var ayrıca; herhangi bir fareden daha ilginç çizilebilirdi...

 

 


 

* Görsel: Kitaptan

 


Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.