Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Çizgi Roman // Hâlâ bizimle olan bir düş




Toplam oy: 784
Kolektif // Çev. Altuğ Akın
Desen Yayınları
20. yüzyılın en önemli edebiyatçılarından, Nobel ödüllü büyük usta, Latin Amerika’nın Gabo'su Márquez'in dünyasını şekillendiren etmenleri çizgilerle anlatan bir kitap var karşımızda.

Bir yazarın dünyasını pek çok etmen şekillendirse de, çocuklukta gelişen muhayyile apayrı bir yer kaplar. Bazen her zerresi hatırlanmasa da, büyük yazarların karakterinin oluştuğu yaşlardaki hatıraları satırlarına sızarak dünya edebiyatına girer. Bir yazarın çocukluğundaki masa, sandalye ya da dededen dinlenmiş bir masal milyonların zihnine böylece yerleşir. Gabriel García Márquez de anneanne ve dedesinin evinde büyümüş bir çocuk. Kendisini bebekliği süresince çok çok seven anne ve babasından üzüntüyle ayrılıp dokuz yıl boyunca anneannesi ve dedesiyle kalmış. İlerde bir yazar olup da o muhteşem ve büyülü dünyayı yaratırken, bu hasret dolu ev ile ona kol kanat geren sevgi dolu anneanne ve dede büyük rol oynamış.

 

 

20. yüzyılın en önemli edebiyatçılarından, Nobel ödüllü büyük usta, Latin Amerika’nın Gabo’su Márquez’in dünyasını şekillendiren bu gibi etmenleri çizgilerle anlatan bir kitap var karşımızda. Gabo Márquez’in yaşam öyküsünü edebiyatla iç içe oluşu üzerinden anlatıyor. Kronolojik bir sıra yerine yazarın ilk öyküsü “Ev”e ilham veren, ailesiyle çıktığı araba yolculuğundan başlıyor. Karısı Mercedes ve çocuklarıyla birlikte çıktıkları Acapulco yolculuğu Márquez’e, anneannesi ve dedesi ile birlikte yıllarca yaşadıkları Arcataca’daki evlerini hatırlatıyor. Yazınına yön veren müthiş üslubunu ise, “İçimden bir ses doğru cümlenin bu olduğunu söyledi. Önemli olan cümlenin üslubu, tonuydu,” diyerek ortaya seriyor. Bunun altında da yine çocukluğunda ona masal anlatan anneanne ve dedesinin üslubunu aramak gerekiyor. “Hatıralarım arasında en canlı olanlar insanlarla değil de, dedem ve anneannemle birlikte yaşadığım Acapulco’daki evle ilgili olanlardır. Tekrar tekrar gördüğüm hâlâ benimle olan bir düş gibi. Dahası yaşamım boyunca her sabah rüyamda o evi gördüğüm hissiyle uyandım,” diyerek anlattığı bu evin etrafında geçen çocukluğu, çizgi romanın belkemiğini oluşturuyor. Ardından kardeşiyle, dedesiyle, akrabalarıyla ilişkilerine, ilk gençliğine karısı Mercedes’le tanışmalarına eğilerek, yazarın o doyamadığımız kitapları nasıl yarattığını açıklıyor. 

 

Kitabın sonunda yazar Pantoja’nın Gabo’nun hayatı hakkında kaleme alınan makalelere göndermelerde bulunan bir yazısı da var. Márquez’in hayat öyküsünü de kronolojik olarak burada bulmak mümkün. Üç çizerin yorumladığı çizgi roman, tam da biyografi türü çizgi romanlara yakışan türden, rahat, boşluklu grafik şekillerle çizilmiş. Renkler ise tıpkı Gabo’nun öyküleri gibi sarı, kızıl, yeşil tonlarında.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.