Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Edebiyatın mutsuz evlilikleri




Toplam oy: 1090

Edebiyat dünyasından bir çift seçmemiz gerekse birçoğumuz romantik aşklarıyla nam salan Romeo ve Juliet'i ya da Cathy ve Heathcliff'i seçeriz. Ama artık onlar hakkında o kadar konuşuldu, yazıldı, çizildi ki sıra başka çiftlere geldi. Kavga, şiddet, ihtiras, kaos, aldatma… Sizler için edebiyat dünyasının mutsuz evliliklerini derledik.

 

1. Muhteşem Gatsby – F.Scott Fitzgerald

 

 

Romanda, materyalist dünyalarında Amerikan Rüyasını yaşamaya devam edebilmek için evliliklerini sürdüren bir çift çıkıyor karşımıza. Güzel, sığ Daisy ile okumuş züppe Tom Buchanan'ın evliliklerinde sadık oldukları tek şey sosyal statüleri. Gatsby'nin biricik aşkı Daisy hakkında ettiği "Sesi para doluydu" cümlesi bu yaklaşımı gözler önüne sermeye yetiyor.

 

2. Mrs. Dalloway – Virginia Woolf

 

 

Virginia Woolf bu kitabında aşkın gereksiz görüldüğü, evliliğin tutkudan değil de zorunluluktan, uygunluktan ve yükselme arzusundan doğduğu yıllara ışık tutuyor. Mrs. Dalloway'in eşi Robert'le ilişkisinin temelinde birbirleriyle iletişime geçememeleri var. Robert'in eve dönüş yolunda eşine onu sevdiğini söylemeye karar vermesi fakat sonunda ona sadece donuk bir gül buketi alıp her zamanki sessizliğini sürdürmesi bunun bir örneği.

 

3. Madam Bovary – Gustave Flaubert

 

 

Emma Bovary edebiyat dünyasının, sıkıcı bir erkekle yapılan boş, yapmacık evliliklere karşı çıkan ilk kadın karakterlerinden. Döneminde boşanma sosyal olarak kabul görmediği için Madam Bovary, hiç değilse evliliğine mümkün olduğunca zarar vermek ister. Büyük borçlar, iki evlilik dışı ilişki ve acılı bir intihar… Hepsi de hayatının sıkıcılığından kaçabilmek için.

 

4. Hedda Gabler – Henrik Ibsen

 

 

Birçoklarına göre Henrik Ibsen'in en iyi eseri olan Hedda Gabler, kalpsiz Hedda ve güvenilir ama gelecek vaat etmeyen akademisyen Jürgen Tesman'ın evliliğine odaklanır. Zengin ve güçlü bir ailenin kızı olan Hedda, genç ve saf eşini kullanmaktan çekinmez. Tesman ise eşinin tahmin edilemeyen, yıpratıcı isteklerini yerine getirebilmek için çabalayıp durur ve Hedda'nın ondan faydalandığını asla anlamaz.

 

5. Anna Karenina – Tolstoy

 

 

Kitabın ilk cümlesi zaten her şeyi anlatmakta: “Mutlu ailelerin hepsi birbirine benzer; mutsuz ailelerin mutsuzluğuysa kendine özgüdür.” Tolstoy kitabında anlamsız ilişkileri ve insanların samimiyet yoksunu kibarlıklarını betimler. Anna kitapta kısa süreli mutluluklar yaşasa da dindar eşi Karenin'le tatmin edicilikten uzak bir evlilik sürmektedir. İki karakter de yer yer bencillik ve ikiyüzlülük gösterir. Aldatılmış eş Karenin boşanmayı devamlı reddeder ve sonunda Anna da intiharı seçer.

 

6. Ankara – Yakup Kadri Karaosmanoğlu

 

 

Her ne kadar bir aşk romanı olmasa da Ankara'nın başkarakteri Selma'nın hareketli bir aşk hayatı vardır. Selma, evliliklerinde aradığını bulamadığı için sık sık koca değiştirmektedir. Cumhuriyet'in ilanından sonra yaşananlara uygun olarak Selma da kitap boyunca değişir. Hastabakıcılıktan Ankara sosyetesi mensubiyeti kadar bütün yollardan geçen Selma, bu yollarda kocalarını da hayatına uygun olarak seçer. Her seferinde ona uyum sağlayamadığı gerekçesiyle kocasından ayrılır ve kendisini yeni bir erkeğin kollarına atar.

 

7. Tutunamayanlar – Oğuz Atay

 

 

Oğuz Atay'ın eserlerinde mutsuz çiftler, evlilikler hep yer alır. Tutunamayanlar'da burjuvazinin şartlandırması sonucu artık ritüelleşmiş bir evliliğin içine hapsolmuş Turgut Özben için eşi Nermin, onu sıkıcı dış dünyaya bağlayan bir bağdan başka bir şey değildir. Turgut, Nermin'le sıkıntılarını asla paylaşmaz çünkü anlamayacağından emindir. Turgut'u sıkan, her gün birbirinin aynısı "günün nasıl geçti"lerden ileri gitmeyen evliliklerine hapsolmuşlardır.

 

8. Aşk-ı Memnu – Halit Ziya Uşaklıgil

 

 

Bovarizmin edebiyatımızdaki temsilcisinde de mutlu bir evliliğe rastlamak pek mümkün değil. Yasak aşk, ihtiras, hırs… Mutlu bir evlilikte olmaması gereken her şey. Adnan Bey'in kendisinden oldukça küçük eşi Bihter, evliliklerinden sıkılmaya başlayınca Adnan'ın yeğeni Behlül'e yönelir. Ancak Adnan'ın kızı Nihal de Behlül'e ilgi duymaktadır. Ve sonuçta mutsuzluğuna, can sıkkınlığına yenik düşen Bihter, Nihal ile Behlül'ün düğün günü kendisini öldürür.

 

 


 

 

 

* Kaynak: Huffington Post

 

* Manşet görseli: Akif Kaynar

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.