Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Editörden // “Aferin evladım, böyle devam et sen!”



Zayıf
Toplam oy: 467

"Teksas-Tommiks dönemi”nin ancak son demlerine yetişebildim… O zamanlardan, dayımın iki çizgi roman kulesi arasındaki hali gözümün önünde halen; sırt kısmı aynı zamanda kütüphane olarak da kullanılabilen o eski tip divana boylu boyunca uzanmış, bir tarafta “uç uca eklenerek” okunacak, diğer tarafta ise okuduğu ciltlerden oluşan iki kule… Sanırım daha çok Zagor görürdüm elinde; ablamın favorisi Kızılmaske, benimkisi ise Mandrake’ydi; ama günün sonunda, aslında ayırt etmeksizin hepsi okunurdu bir şekilde.


Yine o dönemden aklımda kalan diğer bir anı ise, söz konusu çizgi romanların ders kitapları arasına konularak –gizlice– okunması… Gerçekten de herkes böyle mi yapardı, yoksa işin “raconu” budur diye herkes öyle okuduğunu mu söylerdi emin değilim. Ancak o zamanlar için hafifçe gururlanarak söylenen bu söz, çizgi roman okumanın “ciddiyetsizliğinin” bir ifadesi olarak kullanılageldi maalesef. (Tommiks’in “çocukların aklını çeleceği” gerekçesiyle bir dönemin yasaklı kitapları arasında olduğunu hatırlatalım.) Çizgi romanın hep bir alt tür olarak değerlendirilmesinde bunların da payı vardır belki. “Aferin evladım, böyle devam et sen!”

 

Çizgi romanların yükselişe geçtiği diğer bir dönemi ise daha net hatırlıyoruz. Her şey 2009 yılının son çeyreğinde, NTV Yayınları’nın Shakespeare’in Macbeth’inden uyarlanan çizgi romanı yayımlamasıyla başlamıştı. “Çizgi klasik” başlığı altında yayımlanan bu çizgi romanların göz ardı edilemez bir ilgiyle karşılandığını gören diğer yayıncılar da haklı olarak yayın programlarına çizgi klasikleri hemen ekleyiverdiler. Kısa zamanda ise bu rüzgarın şiddeti biraz kayboldu belki ama henüz tamamen dinmiş değil!

 

Yakın dönemde, özellikle grafik romanların sayısının giderek arttığına tanıklık ediyoruz. Örneğin, yayın hayatına başladığından bu yana yayımladıklarıyla KaraKarga, bu konuda öne çıkan yayınevlerinden; bir taraftan Aylak Kitap, “9. Sanat dizisi” başlığı altında, bu sene içerisinde yirmi civarı grafik roman yayımlayacağını duyurdu. Umut Sarıkaya, Naber dergisindeki çizgi klasik uyarlamalarını yakında bir kitapta bir araya getireceğini açıkladı. Diğer yayınevleri de çizgi roman/grafik roman dizilerine devam ediyor… Esintinin şiddeti artıyor!


Kaleme aldığı ve derlediği kitaplarla, çizgi ile metinlerin bir aradalığını uzun zamandır takip eden isimlerden Levent Cantek, SabitFikir’in yeni sayısında, etkisini yavaş yavaş hissettirmeye başlayan işte bu rüzgarı değerlendiriyor. 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.