Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Geçmişi sımsıkı tutan, yeni günleri umutla karşılayan hediye önerileri




Toplam oy: 656

2016’nın bitmesine sayılı günler kaldı. Peki nasıl bir yıldı 2016 sizin için? Bitmek bilmeyen, kabus dolu bir yıl mı oldu? Yoksa yaşadığımız sıkıntıları, üzüntüleri geride bırakıp, her şeye rağmen umut dolu günleri beklediğiniz bir yıl mıydı? 2016’da yaşadığımız her günü bir bir not tuttuk. Bazen bir gazete sayfasında, bazen de bir tweet ile. Bazen de ilmek ilmek beynimize kazıdık her bir günü. Evet, bitiyor, 2016 da biten diğer tüm yıllar gibi bize hoşçakal demek için geri sayıma başlıyor!

Peki 2017 nasıl olacak? Yılın ilk gününü birçoğumuz dört gözle beklerken, raflarda yerini alan birbirinden güzel hediyeler de paketlenmeyi ve tüm seven-sevilen insanların birbirini mutlu etmesini bekliyor. Hem de sayfa sayfa… 2017’de de yaşayacağımız ne varsa -işe, okula, hayata dair- hepsini bir arada sımsıkı tutabilmek için ajandaların sayfaları arasına detaylı bir göz gezdirdik ve hediye önerilerimizi sıralamaya karar verdik.

 

 

Yapraklarını koparmadan önce bir kez daha düşünün!


İlki 2015 yılında yayımlanan ve oldukça ilgi gören Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi, 2016 yılında da masalarımızın en güzel köşesinde bizlerle oldu. İletişim Yayınları bu yıl da geleneği bozmayarak, 2017 takvimini çıkardı. Bu takvim ile yeni tanışacaklar olanlar var ise Saatli Maarif Takvimi’nin nostaljik görüntüsü ile mutlu olmaya hazır olsun: Karton kapağı, ikinci hamur kağıdı, tasarımı ve dolu dolu içeriği ile şahane bir hediye olabilir.

Bu yıl editörlüğünü yine Levent Cantek’in üstlendiği takvim, klasik Saatli Maarif Takvimi’nin siyah-beyaz görüntüsüne benzemesine ek olarak sayfalarda çerçeve olarak kullanılan kırmızı renkli tasarımı ile karşımıza çıkıyor. (2015 takvimi sarı, 2016 takvimi ise mor renkteydi.) Takvimin her bir sayfasında edebiyat dünyasından derlenmiş bilgiler, yazarların doğum ve ölüm günleri, çeşitli sanatçılar hakkında o güne ait bilgiler, dünya üzerinde o gün gerçekleşmiş olaylar ve konulara yer verilmiş. Bu yılki takvimi geçen senelerden ayıran en belirgin özellik ise her bir gün için adanmış deyimler, kelimeler… Geçen sene her bir aya ithaf edilen kelimelere yer verilmişti. 2017 takviminde ocak ayının ilk gününün deyimi ise “Ofuldamak”, yani “Durmadan of puf etmek.” Yeni bir yıla bu kelimeyle başlamak, umarım kalan 364 günü de aynı şekilde geçirmemize neden olmaz! 2017’yi uğurlayacağımız deyim ise “Getdiki Sene”; “Geçen yıl” anlamına geliyormuş.

 

 


Takvim yapraklarının arka yüzlerinde, önceki yıllarda olduğu gibi kitaplardan çeşitli alıntılar ve yepyeni öyküler yer alıyor. Öykülere eşlik eden illüstrasyonlar, yaratılan tiplemeler, karikatürler ise okuma zevkinizi artırmak için hazırlar. Ayrıca sayfa arkaları bu yıl “Pıtpıt sözlük” ve “ne demiş” köşesi ile çeşitlendirilmiş.

 

 

 

2017’de her koyun ütopyasından, bilemedin distopyasından asılır


2005 yılından bu yana her yıl farklı bir temayla yayımlanan Metis Ajandası, bu yıl “Hiçbir Yerden” temasıyla karşımızda. Bu ajanda ile günlerin ütopyasından kaçarken distopyasına tutulabiliriz her an!


Ajandanın sunuş bölümünde, "Filler tepişirken çimenler ezilirmiş,” deniliyor, “ama çimen deyip geçmemeli. Tek tek cılız görünür belki; böğürüp duran, gövdelerini oradan oraya savuran dev yaratıklar ezip geçiveririz sanırlar; oysa yeryüzünün her yanını kaplayan, birlikteyken okyanus dalgaları gibi salınan, kolay yok edilemez bir türdür çimen.”

 


“Madem böyle bir çağ düştü kaderimize, hüznümüzde boğulmak yerine birbirimizin hayallerinde bir ülke aramaya girişelim dedik, biz de. Yılların ötesindeki, kilometrelerin berisindeki hayalperest akılların peşine düştük. Dehşet de çıktı karşımıza hayret de. Günün zulmünün karanlığı geleceğe yansıdı, geçmiş mücadeleler çatlaklardan ışık sızdırdı. Terravenenum ve Terradulcium'da dolaştık, korkunun yanında umut zerreleri bulduk: Ajandayı hiçbir yerden getirdik.”


Özde Duygu Gürkan ve Eylem Can’ın hazırladığı Metis Ajanda 2017: Hiçbir Yerden, önceki yıllardan bildiğimiz tasarımını korumuş. Ajandada ütopya ve distopyaya dair 20 farklı metin bulunuyor. Dan Hox’un Dünyaya Kafa Tutan Köy’üyle başlıyor bu seneki metinler ve Oscar Wilde, Ursula Le Guin, Alain Badiou, Margaret Atwood, David Harvey gibi birçok yazardan alıntılarla devam ediyor. Meraklı gözler sayfaları karıştırdıkça, ütopya ve distopyaya dair alıntılara, aşina olduğumuz atasözlerinin ütopya ve distopya konusuna uyarlanmış hallerine, yazarların doğum ve ölüm günlerine, önemli günler/haftalar ve Ay’ın hareketlerine de rastlıyor. Ayrıca, metinlere çizimler de eşlik ediyor.

 

Bana ütopyanızı söyleyin, size nerede yaşadığınızı söyleyeyim!


Koyunun ütopyasında her yer çayır, kurdun ütopyasında her yer koyundur.


2017’de günlere iyi bakarsanız ütopya, bakmazsanız distopya olur. Ona göre!

 

 

 

Söz uçar, tüvit kalı!

 

Giderek daha çok yayınevinin ajandalar yayımlamasıyla, sanki hepimizi biraz daha düzenli bir hayata geçiyoruz. Koşullar nedeniyle zaten not almadan geçirmediğimiz tek bir gün bile yok.

 

Sayfa 6 da, bu yıl ajanda çıkaran yayınevlerinden biri. Kemal Gökhan Gürses’in hazırladığı Karga Kafası ajandası, aslında Karga Kafası Twitter hesabının ajandaya yansıması... “Filler tepinir, çimen ezilir,” sözüyle başlıyor ve günümüzün sorunlarına göndermeler yapan bir sunuş ile devam ediyor.

 


Ajandaya tema olarak "hafıza" seçilme sebebi ise şöyle açıklanmış: “Azınlığız ama sesimiz kulak tırmalıyor. Gerçeğe tıkalı kulakları açmak için, hatırlamayanlara hafıza olmak için, unutursak kaybettiğimiz her canı, yaşadığımız her heyecanı bir daha yerine koyamayacağımızı bildiğimiz için."

Ajandanın sayfalarını karıştırdıkça, 2017 ve 2018 yıllarına ait birer takvim yaprağı karşılıyor bizi. Günlerin önemini ajandaya da ismini veren karganın ağzından dinliyoruz. Sayfaların çoğunda üçer günlük kısa not tutmamıza imkan verilmiş. Ajandanın sonunda ise geniş notlar tutabildiğimiz boş sayfalar yer alıyor. Diğer bir deyişle, hafızasız bir toplumda unutmamamız gerekenleri hatırlatan bir ajanda olmuş...

Karga Kafası'nı merak edenler için de Twitter hesabını şöyle: karga kafası

 

 

 

“Ne kedisiz, ne ajandasız”


İlknur Özdemir’in hazırladığı Kedili Ajanda 2017 – Şiirle Dünya Güzel, bol kedili kapağıyla, sempatik görüntüsüyle karşılıyor bizleri. Ajanda 2017-2018 Takvimi ile başlıyor. Her bir sayfanın başına bir kedi çizimi yerleştirilmiş, üçer gün olarak ayrılan sayfalara not tutabilme imkanı da önceki senelerde yayımlanan ajandalarla aynı.

 


Ajandanın en arkasında ise Ulusal/Uluslararası telefon kodları ile notlar için ayrılmış sayfalara yer verilmiş. “Ne kedisiz, ne ajandasız” diyenler için kedili sayfalar sahiplerini bekliyor.

 

 

 

Ruhun midesine giden yol...


2017'nin, "Daha kötüsü olamaz artık," dedikçe daha da kötüsüyle karşılaştığımız bir yıl olmamasını umut ederek, Hrant Dink'in tarif ettiği o "yaşadığı cehennemi cennete çevirmeye talip insanların" ruhunu besleyen bir ajanda olması hedeflenerek titizlikle hazırlanmış bir çalışma bu. Hrant Dink Vakfı Yayınları, her yıl bir tema çerçevesinde Türkçe, İngilizce ve Ermenice olmak üzere üç dilde hazırladığı 2017 ajandasının bu yılki temasını "yemek" olarak belirlemiş.


Yemeğin, bizim coğrafyamızda sadece karın doyurmak değil, hayatın, kültürün, varoluşun temel direklerinden biri olduğu vurgulanıyor. Mevsimler, bayramlar, doğumlar, ölümler yemeklerle anıldığı; ibadetlerin yemekle yapıldığı; yemek yemenin yasak olduğu zamanlar, belirli dönemlerde yenmesi âdet olan ya da okunmadan yenmeyen yiyecekler boldur bu coğrafyada. Şarabın, tahılın, peynirin muhtemel anavatanı olan bu topraklardan çeşitli nedenlerle ayrılmak zorunda kalmış, koparılmış olanlar da boldur ama, yemek insanların ortak paydasıdır burada. Yemeğe hamaset bulaştırma çabaları hep boşa çıkar. En kutsal yemek harisa ile keşkek, anuşabur ile aşure, ölünün arkasından yapılan helva hep aynı damardan beslenir. Bu yüzden yemeğin milliyeti olmaz, coğrafyası olur. Bu yüzden medeniyetin yeşerdiği bu toprakların yemek yemenin de kutsal toprakları olduğu vurgulanmış içeriğinde.

 

Ajanda yemeklerle ilgili kimi zaman bir bilgi paylaşırken, bazı sayfalarda ise malzemelerle ilgili detaylar yer almış. (Çocukluğumun en sevdiğim karakterlerinden biri olan Kurabiye Canavarı da unutulmamış!) Yemek ile ilgili birçok bilgi vermesinin yanı sıra oldukça da işlevsel. Kişisel bilgilerinizi girebileceğiniz bir bölüm ile başlayan ajanda, ay ay bütün bir yılın günlerini gösteren takvim ile devam ediyor. Ayrıca, yıllık planlama yapmak için bi alan da ayrılmış


Yemeklerin hep tatlı olmadığı, acıyı da öğreten, tatlıyı anlamamıza yardımcı olacak bu ajanda hediye alternatifi olarak da iyi bir seçenek; özellikle yemeğe ilgi duyan bir karakteriniz varsa kendinize ya da yemek yapmayı seven sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Yemekler de hep tatlı olmaz zaten; acıyı bileceğiz ki tatlıyı anlayabilelim.

 

 

 

Kadın olmak

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, çalışmalarını kadınların etkin biçimde korunması ve yasaların uygulanması, kadınların yaşam hakkı için yürütüyor. Türkiye'nin dört bir yanındaki kadın cinayeti davalarını takip ederek, davalara müdahil olarak caydırıcı cezaların uygulanmasını sağlamaya çalışıyorlar örneğin.

 

Kadınlara yönelik her türlü eşitsizliğe karşı kadınlarla birlikte yürüttükleri bu mücadelelerini bu yıl "Asla Yalnız Yürümeyeceksin" temasıyla yayımladıkları ajandaya da yansıtmışlar. Derneğin çalışmalarına katkı amacıyla hazırlanan ajandanın geliri tümüyle dernek çalışmalarına aktarılacakmış. Kadınların güldüğü ve asla yalnız yürümediği bir 2017'yi hep birlikte yaratmak mümkün...  

 

 

Düşlerinde Özgür Dünya

 

Ali İsmail'in kısacık ömrüne ancak bir kısmını sığdırmayı başardığı hayallerini gerçekleştirmek üzere yola çıkan Düşlerinde Özgür Dünya platformu, bu yılki ajanda için "barış" temasını tercih etmiş. Her ay için 12 başarılı illüstratörün çalışması karşlıyor bizi ajandanın sayfalarında. Üstelik oldukça işlevsel bir aöandayla karşı karşıyayız...

 


Barış sözlerinin yer aldığı her sayfasıyla umut aşılayan ajandanın kapak tasarımında da bir kafes içinde hapsedilmiş kuş yer alıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da ajandadan elde edilen tüm gelir ALİKEV’e aktarılarak gençlere destek olacak.

 

 

 

Muhabbet bağına girdik bugünlerde


İlki 2015 yılında yayımlanan Rakı Ajandası, oldukça ilgi görmüştü... Dolayısıyla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bir yenisiyle karşılaştık...

2017 ajandaları arasında belki de en büyük sayfalara sahip ajanda olabilir elimizdeki; bol bol not tutabileceğiniz çizgili sayfalara sahip... İlk sayfalarda klasik olarak 2017 takvimine, resmi tatil günlerine yer verilmiş. İlerleyen sayfalarda ise rakının tarihine ait yazılara rastlıyoruz. Bu ajanda için gazete arşivlerinin ve dergilerin bir bir tarandığını özellikle belirtelim. Televizyonlar, şarkılar ve kitaplar da kaynak olarak kullanılmış.

 

 

Ajandanın son sayfalarına ise, önceki yıllardan farklı olarak, “Balık Takvimi” eklenmiş; hangi balık hangi dönem yenir... Diğer bir deyişle, balık seven sevdikleriniz için hem not tutabileceği hem de balıklarla ilgili bol bol bilgilerin bulunduğu bir kaynak Rakı Ajandası. Ne diyelim, bu yıl muhabbetiniz bol olsun!

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.