John Steinbeck bir aktör ve yazar olan Robert Wallstene’e 1962 yılında bir mektup yazarak kendi yazarlık yöntemini özetleyen altı ipucu vermiş. Hem Nobel hem de Pulitzer ödüllü bir yazar Steinbeck, bu açıdan bakınca yazmak ve yazarlık hakkındaki düşünceleri ayrı bir önem kazanıyor şüphesiz. Genç yazarlara yol gösterici bir nitelik taşıyan bu altı tavsiyeye bir göz atalım öyleyse...
1) Bu kitabı bitirebileceğin fikrini aklından çıkar. 400 sayfanın izini kaybet ve her gün bir sayfa yaz, bunun yardımı olur. Bittiğinde sonuç seni şaşırtacak.
2) Özgürce ve mümkün olduğu kadar hızlı yaz, her şeyi kağıda dök. Daha yolun başındayken kağıda döktüklerini yeniden yazmaya kalkarsan, bu genellikle devam etmemek için sebepler bulmana neden olur. Bu durum ayrıca elindeki malzemeyle kurduğun bilinçsiz ortaklığın sunduğu akışı ve ritmi bozabilir.
3) Genel okuyucu kitlesini unut. Öncelikle, ismi ya da yüzü olmayan okurlar seni ölümüne korkutabilir; ikincisi, tiyatrodakinin aksine o kitle aslında orada da değildir zaten. Yazarken okur kitlen tek bir kişidir. Ben, okurun olarak gerçekten var olan bir kişiyi seçmenin, yahut tek bir kişiyi hayal etmenin oldukça faydalı olduğunu fark ettim.
4) Eğer bir sahne ya da bölüm daha iyi olabilirdi, diye düşünüyorsan ve orada tıkandıysan, o bölümü atla ve yazmaya devam et. Hikayenin tümünü bitirdiğinde oraya geri dönebilirsin; belki de asıl sorun, o bölümün oraya ait olmamasıdır.
5) Senin için fazla cüretkar, hatta diğerlerinden fazla cüretkar sahnelere karşı uyanık ol. Bu sahneler genellikle çerçevenin dışında kalır.
6) Diyalog yazarken yazdıklarını yüksek sesle oku. Sesini ancak bu şekilde bulabilirsin.
* Kaynak: Brain Pickings
EK
Yeni yorum gönder