Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Karne: Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları, İlk Filmim, Alfred Hitchcock




Toplam oy: 1260

BÜYÜK YÖNETMENLERİN GİZLİ HAYATLARI
Robert Schnakenberg
Domingo, Çeviren: Emre Gözgü (13,3 cm x 20,3 cm)

 

 

 

 

BASKI < 4 yıldız
Kapak tasarımında çerçeve varsa ve bu çerçeve dar ise matbaacının korkulu rüyası olur. Eşitlik sağlamak zordur ve bu eşitsizlik kolayca görülür. Gene de, baskı açısından, bu sayının kitabı.

 

KAPAK TASARIMI  > 3 yıldız 
İçinde birkaç kitap barındırıyormuş gibi bir “dil”le yaratılmış bir kapakla karşı karşıyayız... Alıştığımız çizgiye biraz uzak. Ama anlatımcı bir dil içerdiği için rafların binbir çeşit kapakla dolu olduğu bir kitabevinde, rafta okurun ilgisini çekmek için iyi bir taktik gibi görünüyor.

 

Bütünsel olarak okunmasının daha doğru olduğunu düşündüğümüz başlığın ikiye bölünmesinin nedenini anlayamadık. Üstelik “Gizli Hayatları” sözcüklerinin yazılışına harf arası hataları da eklenince attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmemiş! Başlığı bölmekten kaynaklanan sorun, sırtta daha da vahimleşiyor ve kitabın adının “Büyük Yönetmenlerin” olarak okunmasına neden oluyor.

 

Arka kapakta yer alan ve bloklanarak okunması zorlaştırılmış tanıtım metninin harfleri hem küçük hem de sırta çok yakın. Bu haliyle raf önünde okuması hem zor hem de zevksiz. Önde yer alan “Hepsi Gerçek” ve arkada yer alan “Yok Artık!” patlangaçları ise işlevini yerine getiremeyecek kadar zayıf.

 

Kitaba büyük değer katan canlandırmalarını ön ve arka kapaklarda kullanmak ancak ismini kapağa yazmamak Mario Zucca’ya büyük ayıp olmuş.

 

İÇ SAYFA TASARIMI > 4 yıldız
İç sayfalarda yer alan ve kırmızıyla renklendirilmiş giriş spotlarından birkaç punto daha küçük dizilmiş akan metin için, tırnaksız ve emsallerine göre küçük sayılabilecek yazılar tercih edilmiş. Bu durum, kullanılan birinci hamur kağıdın yarattığı kontrasta ve kitap içeriğine uygun olsa da, kitabın az ışıkta ya da toplu taşıma araçlarında okunmasını zorlaştırıyor.

 

İç kapaklar için aynı şeyi söyleyemesek de, bölüm girişleri, başlıklar, metin içi ara başlıklar, kırmızı bir ok içine yerleştirilmiş resim açıklamaları, giriş spotları, içindekiler ve kaynakça sayfalarındaki tasarım kararları ustalıkla verildiği gibi yine ustalıkla uygulandığı için yayıncıyı tebrik ederiz. Ancak sağ ve sol sayfaların dış üstlerinde yer alan sayfa numaraları değil belki ama onların yanında yazan kitap adı gereğinden büyük harflerle dizilmiş.

 

Kapak içlerinin lacivert zemin ile basılması isabetli. Künyesi ayrıntılı ve yeterli.

 

 

 


 

 

 
İLK FİLMİM Stephen Lowenstein
Kolektif Kitap, Çeviren: Sinan Okan (15 cm x 21,5 cm)

 

 

 

 

 

BASKI < 2,5 yıldız
Süs pilyajı kötü. Kapak takma da her yönden başarısız görünüyor. Aynı zamanda iç baskı boya ayarı ve katlama da sorunlu.

 

KAPAK > 2,5 yıldız 
Yirmi yönetmenin ismini ve soyadını yazmaya kalkınca biraz karışık bir kapak ortaya çıkmış. Mini minnacık isimlerin gri üzerine sarıyla yazılması öyle bir titreşim ortaya çıkarmış ki, kapakta yer alan yönetmen sandalyesi silueti bile güme gidiyor. Bu karışıklıktan kurtulmak için sadece soyadlarının yazılması ve sarının daha az titreşimli gri değerlerinden (tint) biri seçilebilirdi.

 

Ön kapağın aksine, bu meselenin takıntı yapılmadığı sırt ve arka kapak daha sade ve işlevsel. Arka kapakta yer alan metin raf önünde okumaya elverişli büyüklükte harflerle dizilmiş. Gri yaldız zemin ile siyah arasında yeterli kontrast oluşamadığı ve bu derece küçülmeye dayanıklı olmadığı için yayınevi sembolü (amblem) her iki kapakta da zor fark ediliyor.

 

Kapak içlerinin dışarısıyla aynı gri yaldız ile, başlangıç sayfasının ise sarı zemin ile basılmasının etkisini beğendiğimizi söyleyelim.

 

İÇ SAYFALAR > 2,5 yıldız
Tırnaklı ve okunaklı bir yazı tipiyle tasarlanmış iç sayfalar, satır aralarının biraz sıkışık olması dışında derli toplu. Ancak bunu sadece yazıdan oluşan sayfalar için söylediğimizi, fotoğraflı sayfaların acemice yapılmış sunum kolajları gibi göründüğünü belirtelim.

 

Resimaltı, dipnotlar ve sayfa numaraları “Kaynakça” gibi sayfalarda tutarlı görünse de, “İçindekiler” sayfası kitabın içine yayılan yazı tipi politikasıyla ayrı telden çalıyor!

 

Kapakta seçilemeyen yönetmen sandalyesi figürü giriş sayfalarında kolayca ayırt ediliyor. Ne de olsa isimlere yer verme kararı burada tekrarlanmamış. Künyesi ayrıntılı ve yeterli. 

 

 

 


 

 

 

ALFRED HITCHCOCK Derleyen: Sidney Gottlieb
Agora Kitaplığı, Çeviren: Nazlı Pakkan (15 cm x 23 cm)

 

 

 

 

BASKI < 2,5 yıldız
Sırt bandı düzgün ama sırt yuvarlanmış maalesef. İç baskı boya ayarı da kötü görünüyor. Ancak bu sayının tüm kitapları son derece ilginç; sorun, okumaya hangi kitaptan başlanacağı!

 

KAPAK > 2,5 yıldız
Hitchcock ve bir filminden sahnenin yer aldığı iki fotoğraf üzerine kurulmuş bir kapak. Zaten arka kapakta da yer alan ve ön kapağa bir değer katmayan film karesine neden gerek duyulduğunu anlayamamakla birlikte, editoryal bir karar olduğunu varsayıyoruz.

 

Kitap adında kullanılan yazı tipi okunaklı. Ancak ustanın fotoğrafı üzerine yerleştirilmiş başlıkta “I” ve “T” harfleri arasındaki ilişki, sorunlu bir titreşim yaratmış. Bu tür durumlarda tasarımcının, bu yazının bir başlık olduğunu gözeterek yazı tipi setinin sunduklarıyla yetinmemesinin ve buradaki “I” harfini elden geçirmesinin gerektiğini düşünüyoruz.

 

Arka kapakta yer alan üç pasajlık tanıtım metni, paragraflar arasında bir hiyerarşi yaratılabilse daha okunaklı olabilirdi. Ama raf önünde kolay okunabilecek büyüklükte ve kalın formu ile dizilmiş yazı tipiyle bu haliyle de iş görüyor.

 

Sırt güçlü ve kitaplıkta fark edilmeyi kolaylaştıracak şekilde tasarlanmış. Renk politikası başarılı. Ancak keşke kapak içlerine de önde ve arkada yer alan hâkim renk ile bir zemin atılsaydı.

 

İÇ SAYFALAR > 2 yıldız
Ana metin için kullanılan yazı tipi tırnaklı ve kolay okunabilir. Ancak yan boşluklardan fazla bırakılmış alt ve üst kenar boşlukları azaltılarak satır araları biraz daha açılsa iyi olurdu.

 

Sayfa numaraları, resimaltı yazıları, içindekiler ve giriş sayfaları akan metinle tutarlı. Kitabın sonunda yer alan kronoloji tek, filmografi ise iki sütun dizilmiş. Ancak her ikisini de bloklamak başarılı bir sonuç vermemiş.

 

 

 

Fotoğraf kullanımı derli toplu ve sayfa düzeniyle uyumlu. Ancak bölüm başlıklarının altında yer alan kenar süsü kıvamındaki figürlerin ne kitabın içiyle ne de kapak politikasıyla alakasını kuramadık.

 

Eğer kitap bir düzeltmen elinden geçmediyse künyesi ayrıntılı ve yeterli. Geçtiyse düzeltmene haksızlık olmuş!

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.