Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

KuşBakışı // Doğu Yücel'in masasından




Toplam oy: 643

Doğu Yücel’in çalışma ortamında -onu yakından takip edenlerin tahmin edebileceği gibi- fantazya, bilimkurgu ve korku hikayelerinden aşina olduğumuz çok sayıda figür karşılıyor bizi – elbette kitapların yanı sıra... Iron Maiden’ın Eddie’sinin de başrolde olduğunu söyleyebiliriz. Benzer bir durum, masası için de geçerli hiç kuşkusuz...

 

 

(Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız.)

 


Ve işte bu masadan çıkmış bir metin; Doğu Yücel’in kendi öyküsünden uyarladığı tiyatro oyunundan bir bölüm:




Galip evin içinde karanlığın ortasındadır. Bir anda alarm panelinde MUTFAK’ın karşılığındaki sensör ışığının yanıp söndüğünü fark eder. Hisleri teyit edilmiştir: Evde biri vardır! Raftan sert bir obje alır. Sonra telefon fenerini mutfağa tutar. Kimse yoktur. Rahatlamıştır. ... Birden alarm panelinde SALON’un karşılığındaki sensör ışığının yandığını fark eder. Feneri oraya tutar. Kimse görünmüyordur. Derken salonun köşesindeki koltukta oturan birinin gölgesini fark eder.


GALİP: Sakın kımıldama, silahım var!


Oturan kişi ayağa kalkar. Evin eski sahibidir bu.


EV SAHİBİ: Çok özür dilerim.


GALİP: Siz?


EV SAHİBİ: Lütfen kızmayın.


GALİP: Ne demek kızmayın?! Ne arıyorsunuz evimde? Nasıl içeri girdiniz?!


EV SAHİBİ: Kilidi değiştirmemişsiniz.


GALİP: Bu size eve girme hakkını vermez. Bu ev artık sizin değil.


EV SAHİBİ: (üzgün) Biliyorum.


GALİP: Elim kolum titriyor hala.


EV SAHİBİ: (ayağa kalkar) Rahatsızlık vermek istememiştim.


GALİP: Rahatsız mı? Rahatsız falan olmadım. Korktum be adam, korktum.


EV SAHİBİ: Ben de.


GALİP: Ne demek bu?


EV SAHİBİ: Ben de korktum. Kaç gündür çalacağım kapınızı, cesaret edemedim...


GALİP: Siz beni mi gözetliyor musunuz?


EV SAHİBİ: Hayır hayır öyle bir şey değil.


GALİP: (Galip’in yazdığı romanın çıktıları evin eski sahibinin elindedir, Galip bir masasında roman taslağını bıraktığı yere, bir adama bakar) Bir saniye, elinizdeki..?? Napıyorsunuz siz?!


EV SAHİBİ: Masanızda gördüm. Çok ilginç bir başlangıç...


Galip hışımla adamın elinden alır kâğıt çıktılarını. Kâğıt destesini kolları arasına alır. Tehlikeli bir olaydan sonra sevgilisine kavuşmuş gibidir, gözlerini kapatır, kâğıt çıktılarına sımsıkı sarılır.

 

 

 

 


 

 

 

Fotoğraflar: Pelin Ulca

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.