Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

NesneKitap // Binbir çeşit kitap




Toplam oy: 863
Otuzuncu yılında Ayrıntı Yayınları, eşzamanlı olarak 999., 1000. ve 1001. kitaplarını da yayımlamış oldu.

Ayrıntı Yayınları, otuzuncu yılını kutluyor. Kutlama etkinlikleri kapsamında bu ay başına kadar (8 Mart) ziyaret edilebilen “Kitabın Yazgısı (fata libelli)” başlıklı bir serginin yanı sıra bir dizi atölye ve seminer de gerçekleştirildi.

 

Ayrıntı gibi yayınevleriyle birlikte “büyümüş” bazı kişiler, böyle yılları saymayı hoş karşılamayabilir; her ne kadar, kitaplarla geçen yıllar boşa geçmiş yıllar olarak değerlendirilmese de... Yine de geçmiştir! Dolayısıyla geçen yılları bir anlığına unutup, burada, Ayrıntı Yayınları’nın otuzuncu yılıyla birlikte aslında 1000. kitabını da kutladığının üzerinde duralım daha çok. Evet, otuzuncu yılında Ayrıntı Yayınları, eşzamanlı olarak 999., 1000. ve 1001. kitaplarını da yayımlamış oldu.

 


999. kitap olan Hayalet’te, erken dönem yazılarından başlayarak geç dönem politik yazılarına kadar uzanacak şekilde Karl Marx’tan seçme yazılar yer alıyor. Marx’ın yazılarından mümkün olduğu kadar kapsamlı ve dengeli bir seçki yapılmaya çalışılmış. 1000. kitap olarak yayımlanan Zamanın İzinde kitabında ise Ercan Kesal ile Enis Rıza’nın imzalarına rastlıyoruz. Enis Rıza’nın seçtiği fotoğraflara Ercan Kesal’ın metinleri eşlik ediyor; diğer bir deyişle, “bakan göz ile konuşan dil arasındaki uyuma ve gerilime yaslanıyor. Ayrıntı Yayınları’nın 1001. kitabı da, Binbir Gece Masalları’nın “kız kardeşi” olarak adlandırılan Yüzbir Gece Masalları olmuş. 2010 yılında keşfedilen Yüzbir Gece Masalları, Binbir Gece Masalları’nın kısaltılmış hali değil, bütünüyle kendine özgü masallar içeriyor. 

 

 

 

Her birinin dikkatle seçildiği, özenle hazırlandığı belli olan bu kitaplar, yalnızca görünüşlerinin ve tasarımlarının özel oluşuyla ya da köklü bir yayınevinin bir dönüm noktasını ifade ettikleri için değil; hiç kuşkusuz içerikleriyle de ilgiyi hak ediyorlar.


Son sözü, Ayrıntı Yayınları’nın kendisine bırakalım. Bu üç özel kitabın da girişinde şöyle bir not yer alıyor: “Ayrıntı Yayınları otuz yıl önce Şenlikli Toplum kitabıyla yayım hayatına başladığından beri bir özleme sahip. Sömürünün olmadığı, insanın doğayı yok etmediği, kimsenin kimseyi ezmediği bir dünya özlemi. Böyle bir geleceğe ulaşmak için düşlere ve kitaplara ihtiyaç var. Yayımladığımız felsefe kitapları ile şiir kitapları, sosyoloji tartışmaları ile yeraltı romanları bunun karşılığıdır. Kiminde unutulmuş bir aşkın izleri, kiminde varlığa dair soruların merakı yer alır. İnsanlık tarihi, kitabın yazgısının toplumun yazgısına bağlı olduğunu gösterir. Biri iyi olduğunda diğeri de iyi olur. Biri kötüleştiğinde diğeri de kötüleşir. Yazmak, okumak ve anlatmak bu yüzden değerlidir. Bugüne dek binbir çeşit kitap yayımlayan Ayrıntı Yayınları, okuyan insana olan inancıyla yola devam ediyor.”

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.