Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Yönetmenlerin zihnine açılan kitaplar



Vasat
Toplam oy: 207

Metis Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan Nuri Bilge Ceylan Sineması: Türkiyeli Bir Sinemacının Küresel Hayal Gücü adlı kitabın edebiyat ile sinema arasında mekik dokuyanlara hatırlattığı bir şey var. Filmlerini kendi hayat bakışıyla mayalamasını bilen, her bir kamera hareketini kendi kaleminden çıkan bir söz gibi kullanan yaratıcı bir yönetmenin sinemasına bakmak ile bir yazarın külliyatına dalmak pek çok açıdan benzerlik taşıyor.


Nuri Bilge Ceylan, yeni filmi Ahlat Ağacı'yla bir kez daha bağımsız sinemanın en prestijli ödülü için Cannes Film Festivali’nde yarıştı Altın Palmiye için yarıştı. Ceylan Cannes'da daha önce Kış Uykusu’yla Altın Palmiye’yi, Uzak ve Bir Zamanlar Anadolu’da ile de Büyük Jüri Ödülü’nü kazanmıştı.


Yaratıcı yönetmen sinemasının nasıl bir perspektifle değerlendirilmesi gerektiğine ışık tutan Nuri Bilge Ceylan Sineması kitabı çıkmışken, Türkçede yayımlanan "yönetmen kitapları"ndan bir seçki hazırladık.

 

 

 

 

1. Mühürlenmiş Zaman – Andrey Tarkovski

 

 


2. Haneke Haneke’yi Anlatıyor

 

 

 

3. Büyülü Fener – Ingmar Bergman

 



4. Hayatımın Filmleri – François Truffaut

 

 

 

5. Abbas Kiyarüstemi ile Sinema Dersleri

 

 

 


6. Godard Godard’ı Anlatıyor

 

 



7. Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney

 

 

 



8. Hitchcock Sineması

 


 


9. Kurbağa Yağı Satıcısı - Akira Kurosawa

 

 



10. İçsel Hayatların Sinemacısı - Krzysztof Kieslowski

 


 



11. Sinematograf Üzerine Notlar - Robert Bresson

 

 

 

 

12. Sınırsız Arzu - Pedro Almodovar

 

 


 


13. Bir Charlie Chaplin Kitabı - Charlie Chaplin

 

 




14. Benim Adım Kes – Ken Loach Söyleşileri

 

 



15. Sinema İçin Doğmuşum – Federico Fellini


 

 

 

16. Bir Luis Bunuel Kitabı

 

 




17. Sinemamızda Bir 'Auteur' Ömer Kavur

 

 



18. Reha Erdem Sineması – Aşk ve İsyan

 

 

 

 


19. Bir Tim Burton Kitabı

 

 



20. David Lynch

 

 

 


 

21. Theo Angelopoulos

 

 

 

 

 

22. Sinema İçin Bunca Acıya Değer mi? - Ahmet Uluçay

 

 

 

 

AB

 


 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.