Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

EdebiŞarkılar// Godot bugün de gelmeyecek



Toplam oy: 1179

Gitmek istesek de gidemiyoruz, çünkü Godot'yu bekliyoruz. Hep bir şeyler yapmak istiyoruz, niyet ediyor, arkadaşlarımıza bu isteğimizden bahsediyoruz ama yapmıyoruz, çünkü Godot'yu bekliyoruz. Onun kim olduğu önemli değil, Vladimir ve Estragon için de belli değildi. Hep bir bekleyiş içerisinde değil miyiz? Ulaşmak istediğimiz her şeyi bekliyoruz.

 

Samuel Beckett'in 1948 yılında yazdığı ve 1953 yılında sahneye koyduğu oyunu Godot'yu Beklerken, kimisi için yaşam sevincini içinden söken, karmakarışık bir metin, kimisi içinse zihnini varoluş sorularıyla dolduran bir kaynak. Zaman gerçekten de, Vladimir'in söylediği gibi geçmiyor mu? İnsanları gerçekten terk eder miyiz? Gidemeyiz. Neden? Godot'yu bekliyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

Beckett'in bu oyunu, özellikle İngilizceye çevrilip pek çok yerde oynanmaya başlayınca, zaman içinde bir klasik haline geldi. Absürd tiyatronun bir örneği olarak, giriş-gelişme-sonuç yoktu ve yere, kişilere dair çok bilgi verilmiyordu. Bu nedenlerden ötürü oyun, çok olumsuz tepkiler de almış, anlaşılamamıştı. Oyunun kaderinin değiştiği yıl ise 1957'ydi, San Francisco'da bir hapishanede sahne alan oyuncular çılgınca alkışlanmış, oyun, mahkumlar tarafından büyük takdirle karşılanmıştı. Bu hadise, eleştirmenlerin oyunu tekrar gözden geçirmelerine neden olacaktı...

 

 

 

 

 

 

 

 

"E o kadar anlattın ama, şarkıdan bahsetmedin hiç?" derseniz, hemen oraya geliyorum. Efsanevi rock grubu The Doors'un klavyecisi, kimi müzik çevrelerince "grubun gizli lideri" olarak görülen Ray Manzarek'in sesine çeviriyoruz kulağımızı. Müzisyenliğin yanı sıra yazarlık, yönetmenlik ve prodüktörlük de yapmış olan Manzarek'in, The Doors'dan bağımsız olarak çıkardığı ilk solo albümde yer alan He Can't Come Today şarkısında "gelemeyecek" olan kişi, tabii ki Godot.

 

 

 

 

 

 

 

Manzarek'in 1974 yılında yazdığı şarkı sorularla dolu: "Onu ne zaman göreceğiz, onu nerede bulacağız? O olduğunu nasıl anlayacağız? Kiminle konuşacak, onlara ne söyleyecek? Neden acele edip, gelmiyor?" "Neden güzel değilim, nasıl oluyor da bu kadar aptalım? Neden içimde böyle bir korku var?" Oyunu okumamış olanlar için not düşelim: Şarkıda adı geçen Didi ve Gogo, oyunda Vladimir ve Estragon'un birbirlerine taktıkları isimler. Oldukça ciddi sorular soran şarkının bu denli neşeli olması bir yana, sonunda yine, oyunda çocuğun koşup haber verişi gibi haber veriyor bize Manzarek: "Bugün gelmeyecek. Belki yarın..."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Manşette kullanılan görsel buradan alınmıştır.)

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.