Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

House of Cards'taki Shakespeare göndermeleri



Toplam oy: 1304

Türkiye'de de geniş bir hayran kitlesi bulunan House of Cards'ın William Shakespeare'in tiyatro eserlerinden esinlendiği sır değil. Zaten Londra ve New York tiyatrolarında 3. Richard'ı canlandıran Kevin Spacey, bu dizinin de başrolünde. Üstelik The Baltimore Sun ile yaptığı söyleşide, "House of Cards dizisi de, dizinin uyarlandığı kitap da Shakespeare'e dayanıyor. Güzel yanı da bu. Esas işaret ettiği ise şüphesiz 3. Richard" demişti.

 

Diziyi izlediği halde Shakespeare göndermelerini fark edemeyenler için, onlara yardımcı olabilecek dokuz noktayı derledik:

 

 

1) Frank Underwood'un (Kevin Spacey) tıpkı 3. Richard gibi sahneyi kesip seyirciye dönerek, onlara hitaben konuşmaya başlaması... Othello'daki kötü karakter Iago da aynısını yapıyordu. Bu yolla seyirci kendisini oyuncunun yakın arkadaşıymış gibi hissediyor.

 

2) Frank de, hatta bir ölçüde Iago da, seyircinin bağrına bastığı "kötü" insanlar. Çünkü bizi sırdaşları yaptılar. Ayrıca etraflarındaki herkesle alay ettiklerini düşününce, insan bu alay edilenler kervanına katılmak istemiyor. Frank ve Iago'nun saflarında yer almayı yeğliyor.

 

3) Claire Underwood (Robin Wright) ve Lady Macbeth arasında birçok paralellik var. İkisi de güce aşık. İkisi de kocalarının güce ulaşmak için yaptığı her şeyi mübah sayıyor. İkisinin de çocuğu yok. İkisi de pek "şefkatli anne" sayılmaz. Her ikisi de entrikacı ve kurnaz.

 

4) Claire ve Frank'in evlilikleri ile Macbeth çiftinin evlilikleri arasında büyük benzerlikler var. Frank'in kendisinden başka önemsediği tek kişi eşi; Claire'in de öyle... İnsan birbirlerine âşık olduklarını bile düşünebilir. Üstelik hedefleri aynı: Güç

 

5) Frank'in güç arayışı, Macbeth'in güç arayışına benziyor. Frank, birkaç defa gücü, paraya yeğlediğini, bunun tersini tercih eden insanları ise küçümsediğini söylemişti zaten.

 

6) Frank'le başkanın ilişkisi, Othello ile Iago'nun arkadaşlığına benziyor. Dizinin ilk bölümünde Frank, başkana bakanlığı kendisi yerine başkasına verdiği için kızgındı.Tıpkı Iago'nun benzer bir sebeple Othello'ya kızması gibi... Fakat Frank başkanın yüzüne gülüp onu gizliden gizliye küçümsemeyi yeğledi. Iago, Othello'nun yerine geçmişti. Frank'in hedefinde de başkanlık bulunduğunu biliyoruz.

 

7) (Birinci sezonu bitirmediyseniz bu maddeyi okumayın!) Peter Russo'nun ölümünden sonra Frank Underwood'un yaptığı kilise ziyareti, Macbeth'i andırıyordu. Macbeth, Banquo'nun hayaletini (Banquo, Macbeth'in öldürdüğü iyi bir arkadaştı) gördüğünde korkmuştu. Fakat Frank, Russo'nun hayaletinden korkmadı ve hatta onunla sohbet etmeyi yeğledi. Russo'nun hayaleti bir tek Frank'e görünmüştü. Shakespeare'in oyununda da Banquo'yu gören bir tek Macbeth'ti, seyirci göremiyordu.

 

 

8) (İkinci sezonu bitirmediyseniz bu maddeyi okumayın!) Claire'in başkan ile Christina arasında bir ilişki bulunabileceğine dair tezi, Othello'daki Iago'nun Desdemona ve Cassio arasındaki ilişkiye dair tezine benziyor. Tıpkı Iago'nun Othello'nun eşine söyledikleri gibi, Claire de başkanın eşine, önceki patronuyla ilişkisi bulunduğu için Christina'dan hoşlanmadığını, onu profesyonel bulmadığını söylüyor. Böylece başkanın eşinin içine bir kurt düşürüyor.

 

9) Nasıl ki 3. Richard yalnızca sembolik olarak tarihiyse, House of Cards da sadece sembolik olarak politik. 3. Richard'dan hoşlanmanız için tarihi sevmeniz gerkmiyor. House of Cards için de durum bu. ABD'nin politik atmosferi ilginizi çekmese bile bu diziden hoşlanacağınıza şüphe yok.

 

 


 

 

* Kaynak: Huffington Post

 

GG

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.