Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



“Haliçli Köprü”nün devrimcisi

Sanatçı sıradan faniden farklı bir insan türüdür. Aynı olayların içinden geçsek, aynı zamanı ve mekanı paylaşsak bile, o, benim göremediğimi görür, görmekle kalmaz sözcüklere döker, resmini çizer, müziğini besteler, sahnede yeniden canlandırır.



Araftaki entelektüel figür

1980'lerin sonunda ilk kez farklı hücrelerdeki düşünceler arasında bir iletişim gerçekleşti. Bu sürecin tetikleyicisi veya kabı olarak Birikim çevresi ve İletişim Yayınları anılabilir. Solun ve Müslümanların kimi unsurlarının iletişime geçtiği, kimi zaman ortak eylemlere de konu olabildiği bir süreç.



Türkiye’de sol ve entelektüel

1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra tüm dünyada sol sadece siyasal olarak değil, ideolojik olarak da gerilemeye başladı.



Bir Hasan Ali Toptaş Sergisi: Efendime Söyleyeyim

Hasan Ali Toptaş takipçisi okurlar, onun “yazmaya başlama” serüvenini yazarın kendi ağzından duymuşlardır muhtemelen çünkü Toptaş kendisiyle yapılan söyleşilerde hoş sohbetle anlatır hikayesini.



Geniş, Mavi Bir Düzlük

Denemeleri, özellikle de edebiyatçıların kaleme aldıkları denemeleri iki nedenle yakından takip etmeye çalışıyorum. Öncelikle, söz konusu yazarın hayat hikâyesine ilişkin merakımı gidermek amacıyla; ne de olsa hikâyelerinde, romanlarında kendilerini ustalıkla gizlemeyi bilen edebiyatçılar, denemelerinde kalemlerini çoğunlukla çok daha rahat hareket ettirirler.



Mısır’a Necip Mahfuz’un Penceresinden Bakmak

Geçtiğimiz ay patlayan halk ayaklanması sayesinde Mısır ve başkenti Kahire’nin adını sıklıkla işitmiştik. Televizyon kanalları ve gazetelerde gerek Mısır, gerekse isyanın akıbeti hakkında çok sayıda siyasi yorum da yapıldı. Ancak bütün bu yorumlardan çıkan sonuç, hemen her konuda fikir üreten onca yorumcu arasında Mısır hakkında bilgi sahibi olanların azlığıydı. Aslında yokluğu da denilebilir.



Decameron'a Yeniden Bakış

“Velhasıl, diyeceğim o ki Tanrı’nın oğlunun ete kemiğe bürünmesindeki bereketin üstünden bin üç yüz kırk sekiz sene geçtikten sonra, İtalya’nın diğer tüm güzelliklerini gölgesinde bırakan muhteşem Floransa’ya ölümcül veba çıkageldi.”

 



Gerçekle komplo arasında: Haliç'te Yaşayan Simonlar

Elimizde 600 sayfaya yaklaşan bir kitap var:  “Haliç'te Yaşayan Simonlar – Dün Devlet-Bugün Cemaat”. Bu hayli sansasyonel kitabı değerlendirirken, her şeyden önce iki önemli soruyu sormak gerek.



Eğilim - seçim - tutku: Hayal ettiğin dünyayı kendine hediye etmek

“Kabullendiğimiz ‘kavramlar kalabalığı’ duyduğumuz, gördüğümüz ya da dokunduğumuz tüm önermelerden çıkıp bizim gerçeklerimizi oluşturuyordu. Gerçekleşenler isteklerimiz ya da düşlerimiz değil, kabullendiğimiz önermelerdi.

Kimse bize ölümün bir yasa değil, bir alışkanlık, bir gelenek olduğundan bahsetmedi.”




İdrak Ve İnşa Bağlamında Turgut Cansever

Modern sanat telakkisinin adeta “dinselleştiği” ve bunun da en önemli etkisini mimarlık alanında gösterdiği bir bağlamda yaşadı Turgut Cansever. Türkiye ekseninde bir yanda pozitivist bir dünya görüşünün diğer yanda da seküler mistik ve “yaratıcı insan” düşüncesinin egemen olduğu, “bilim”in dogmatikleştiği bir dönem.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.