Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Bireysel hikayeleri toplumsal hikayenin içine yerleştirmek

Eskiden hikâye denirdi, sonra öykü denmeye başlandı; sonra yavaş yavaş öykünün içindeki hikâye kayboldu. Hikâye yalanla özdeşleştirilip dışlandı. Özellikle genç yazarlarda, dolayısıyla son yıllarda sıklıkla görülen bir “içini dökme hali” öykü sayıldı. İçinden hikâyenin çıkarılmasıyla iskeletsiz bir yığına dönüşen metin çoğunlukla okunmaz bir biçime büründü ve öykücülüğümüz geriledi.



‘Sıradan bir aşk hikayesi’ var mı?

Hangi 'aşk hikayesi' sıradan sizce? Bence ‘hiçbiri.’ Aşkın sıradanı olmaz. Yaşanan aşkların bulunduğu toplumda ne kadar çok benzerleri varsa, o zaman o aşk toplumdakilere sıradan gelebilir. ‘Türk filmlerindeki gibi’ deriz ya!

 



Yalnız edebiyat

Yalnızlığın pek çok yönü var. Ama edebiyatla yalnızlık birlikte anıldığında, aklımıza öncelikle yazarın kişisel yalnızlığının gelmesi dışında bir seçeneğimiz var mı acaba? Benim aklıma başka türlüsü gelmiyor.

 



Bu Yalan Tango

Selim İleri’nin son romanı Bu Yalan Tango, Nisan ayında, Everest Yayınları’ndan çıktı.



Çağımızın Tedirgin İnsanı

Yazarların yılda bir -hatta iki, üç- romanla boy gösterdikleri edebiyat dünyasında Hakan Bıçakcı işi ağırdan alıyor. Yerinde bir tercih.



Okul öncesi et eğitimi

Beden, simgelerden oluşmuş bir otobandır. Diyebilirim. Bir başkası, heykeltıraş elinden geçmiş bir mücverdir sadece diye tanımlayabilir. Kimi, ulvi bir manası olduğunu iddia ederken kimi derhal büyüyüp onu başarılı ve çalışkan bir porno star atölyesi haline getirmek için uğraşır.



Sıradanlığın rayihası

Norveçli yazar Karl Ove Knausgaard’ın Kavgam serisi, Norveç’te yayımlandığında kısa sürede yüksek bir satış rakamına ulaşırken, İngilizceye tercüme edildikten sonra uluslararası çok satanlar listesindeki yerini hemen aldı. Ancak “çok satanlar” ibaresinin yarattığı pürüzlü hissiyat Kavgam için geçerli değil.



İstanbul’un incisi Boğaz’ın “beşibiryerde”si

Artun Ünsal, İstanbul’un incisi Boğaz’ın “beşibiryerde”sini konu etmiş yeni kitabı Boğaz’ın Beş Efendisi’nde; lüfer, palamut, levrek, tekir ve istavrit.



Joy'un muhteşem düşüşü

Otuzlarının başında, paranın satın alabildiği her şeye sahip, üstelik yıllarını verdiği hukuk firmasına ortak olmanın eşiğinde bir avukat günün birinde kendini şirketin görkemli lobisinin mermer zeminine çakılmış olarak bulur. Yükselişi her ne kadar epey uzun sürmüşse de yere çakılması hepi topu birkaç saniyesini almıştır sadece.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.