Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Anneannesinin Ermeni olduğu gerçeğini yıllar sonra öğrenen avukat Fethiye Çetin, bu gerçek yaşam öyküsü üzerine kurduğu anlatısı Anneannem’de, anneannesi Seher’in –asıl adıyla Heranuş’un- torunlarına anlattığı bir Ermeni masalını aktarır.
//php print_r ($fields); ?>
Behçet Çelik’in Diken Ucu adlı öykü kitabı,’Huzurlu tabloda huzursuz ayrıntılar’, ‘Dünyayı onlardan koru’, ‘Ya da sahiden kayıyorduk zamanda’ bölüm başlıkları altında gruplanmış on dört öyküden oluşuyor.
//php print_r ($fields); ?>
Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanının meşhur başlangıç cümlesi. Bütün hayatımızı değiştirecek bir kitapla karşılaşmak ender rastlanacak bir durumdur.
//php print_r ($fields); ?>
“Mecburi İstikamet” 1971 doğumlu Nurdan Başergil’in ikinci romanı. Hukuk eğitimi alan Başergil, edebiyata öykü yazarak başlamış ve 1994’te Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’nde dikkate değer bulunmuştu. Bir yıl sonra aynı yarışmanın birincisi seçildi. Kısa öykülerini topladığı ilk kitabı, 1996 yılında "Rüzgâr Çıktı" (Çağdaş Yayınları) adıyla yayımlandı.
//php print_r ($fields); ?>
İnsanoğlunun yapay bir zekâ yaratma arzusu Yunan mitolojisindeki Talos’a, Galatea’ya ve hatta Pandora’ya kadar dayandırılabilir. Yaratılan zekânın insanı yok edebileceği korkusu ise yine Pandora efsanesinde başlamakla birlikte Mary Shelley’nin Frankenstein’ında edebiyatın da içine geçer.
//php print_r ($fields); ?>
Bir aralık, cehaletin de kendine özgü bir ideolojisi var mıdır, diye sormuştum kendime. Nelerden beslenir, hangi kaynakları kullanır, yolunu nasıl çizer? Çünkü Türkiye’de epeydir bunun sıkıntısı yaşanıyordu. Cehalet nedir? Bunu belirlemek güç. Sözgelimi, cahil, Nasreddin Hoca’nın bir fıkrasındaki adama benzer biraz: Bindiği dalı keser.
//php print_r ($fields); ?>
Sosyal ağlar hayatımıza girdiğinden beri belimizi doğrultamaz olduk; bir an ayrı kaldığımızda kakalak misali ne yapacağımızı şaşırmaya başladık. Üstelik zorla bile vermeyeceğimiz bilgileri, sosyal ağ uğruna altın tepside sunmakta da herhangi bir sakınca görmedik. Peki, nedir bizi bu kadar açık seçik olmaya iten şey?
//php print_r ($fields); ?>
12 Eylül hapishanelerinden tünel kazarak kaçmak! Dönemi kıyısından köşesinden de olsa bir nebze bilenler için düşünülmesi, hayal edilmesi bile olanaksız, “hadi canım sen de!” denilecek, gülünüp geçilecek bir proje. Çok sıkı güvenlik önlemleri, günün her saatine yayılan, işkencehaneyi ayrı bir yer olmaktan çıkarıp hapishanelerin tümüne, koğuşlara yayan akıl almaz bir baskı sistemi...
//php print_r ($fields); ?>
“Beyoğlu Fısıltıları” romanının üzerindeki yazar ismi ilgimi çekmişti. Boratav ailesinin bir bölümünü şahsen tanıyor, ailenin diğer kolunun Fransa’da yaşadığını biliyordum. Sadece o kadar. David Boratav ve yazarlığı ile ilgili bilgi sahibi değildim. Beni asıl heyacanlandıran Davit Boratav’ın dedesinin hayatından yola çıktığını söylemesiydi.