Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Coğrafyayı anlamak için harita olmazsa olmazdır. Harita kelimesi Grekçe “chartestir”den Arapça yoluyla dilimize geçmiş, harita kelimesinin harta, hartı şeklinde kullanımı da muhtemelen Piri Reis ile gelişmiştir.
//php print_r ($fields); ?>
Bir yazarın ilk kitabını okumak, okur için yeni bir heyecan anlamını taşıyor. Yeni bir dille, dünyayla, yepyeni kahramanlar ve onların hikayeleriyle tanışmak büyük şans. Günümüzde çok sayıda yeni kitap yayımlandığı için her birine yetişmek zor ancak bu yazıda söz edeceğim kitapla tanışabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Çerçialan, Gamze Arslan’ın ilk kitabı.
//php print_r ($fields); ?>
Sevindirici bir gelişme, grafik romanın itibarlı isimlerinden Seth, önemli bir çalışmasıyla, ilk kez Türkçede çünkü. Seth, bizde hiç tanınmadığı için, kısaca özgeçmişinden söz edelim. Asıl adıyla Gregory Gallant, 1962’de Kanada’da doğuyor.
//php print_r ($fields); ?>
J.G. Ballard İngiltere edebiyatının yirminci yüzyıldaki en rahatsız edici isimlerinden biri. Ballard'ın edebiyat tarihinde pek az kişiye nasip olan bir özelliği var: İsmi İngilizcede bir sıfat olarak Collins Sözlüğü'ne girdi: Ballardian.
//php print_r ($fields); ?>
Fikret Adil, “bohem” kelimesiyle yan yana anılan bir isim. 1930'lu yıllardaki Türk bohem hayatının inceliklerini yazdığı Asmalımescit 74 adlı eseriyle bu döneme dair oldukça ilginç bilgiler veriyordu.
//php print_r ($fields); ?>
Son yıllarda biraz daha yakından tanıma olanağı bulduğumuz Will Self, Türkçede yayımlanan son romanı İzmarit’te giderek boğucu bir hal alan küresel sigara içme yasaklarından ilham alıyor. Buradan bakınca İzmarit, kamusal alanla özel alan arasındaki sınırın günden güne görünmez kılındığı çağdaş düzenleme ve denetleme mekanizmalarının bir yergisi olarak da okunabilir.
//php print_r ($fields); ?>
Son dönemde okuduğum “durgun” ama “çarpıcı” romanlara bir yenisi daha eklendi. Dünyanın anaforlarından uzak yaptığım bu sakin okumaların ruhuma sunduğu iyilik bir tarafa, her seferinde bir okur olarak en çok durağanlığın o gizli gücüyle karşılaştığıma seviniyorum.
//php print_r ($fields); ?>
Fantastik kurgu ve bilimkurgu gibi gerçeklik dışı türleri “prestijli” görmeyen, gerçeklikten bahsetmeyen metinlerin “boş iş” olduğunu düşünüp, bunları okumayı “vakit kaybı” olarak nitelendiren “yüksek” edebiyat tutkunu insanları bilirsiniz.
//php print_r ($fields); ?>
Unutma, hatırlama, hafıza kaybı sinema ve edebiyatın sık işlenen konularından. Örneğin 2000’li yıllarda anaakım sinema hattından tamamen ayrılmadan bu konuyu işleyen Memento, Vanilla Sky ve tabii öncesinde Abre Los Ojos ilgi uyandıran yapımlardandı.
//php print_r ($fields); ?>
Onca hikayeden sonra filmi başa sarıyoruz. “Jack Kerouac'tan okumadığımız ne kaldı?” sorusuna, Deniz Benim Kardeşim güzel bir yanıt. Yirmisine yeni basmışken kaleme aldığı kitap, Kerouac'ın özgürlüğe doğru gidişini, yola tam anlamıyla çıkışını simgeliyor. Yolun ve yolculuğun başlangıcının Kerouac için ne anlama geldiğini ortaya koyuyor.