Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
İkinci Bahar dizisindeki Hanım (Türkan Şoray) karakteri, sevdiceği Ali Haydar’a (Şener Şen) ayniyle şu sözleri söylemişti; “Benim iki kahramanım vardı; biri Pardayan, biri Ali Haydar. Ali Haydar öldü, Pardayan’a geri dönüyorum.” Bazen öyle olur, Pardayan’a geri dönmek zorunda kalırsın, hayat hep aynı ritminde akmaz çünkü.
//php print_r ($fields); ?>
Türkiye’nin ilk özel müzik kütüphanesi olarak kurulan Borusan Müzik Kütüphanesi, uzun yıllar Borusan Sanat’ın İstanbul’da, İstiklal Caddesi’ndeki eski binasında öğrencilere ve müzikseverlere hizmet verdi. 2014 yılında ise kapandı ama arşive ulaşmak halen mümkün.
//php print_r ($fields); ?>
Bilmeyenler olabilir; Chuck Palahniuk’un yazdığı, David Fincher’ın sinemaya uyarladığı, yakın dönemin ve yeraltı edebiyatının en önemli romanlarından biri olan Dövüş Kulübü’nün devamı, 2015-16 yıllarında grafik roman biçiminde on bir sayı olarak yayımlanmıştı (Türkçede Ayrıntı Yayınları tarafından eşzamanlı neşredilen fasiküller, yakınlarda “toplu set” formatında bir araya getirilerek
//php print_r ($fields); ?>
M. Night Shyamalan'ın yazıp yönettiği Altıncı His filminin ilk gösterimleri sırasında, filmi izleyenlerin henüz izlemeyenlere yapabileceği en büyük gaddarlık, “Bruce Willis ölüymüş,” cümlesini yüksek sesle dile getirmeleriydi.
//php print_r ($fields); ?>
Mahir Ünsal Eriş iki öykü kitabını -Kara Yarısı ve Sarıyaz- birlikte çıkardı, herkesin ilk aklına gelen soru benim de zihnimi kurcalamadı değil, neden tek kitap değil de iki ayrı kitap? Kendisi bu iki kitabın farklı zamanlarda yazılan iki ayrı dosya olduğunu belirtmiş. Aslına bakılırsa soru cevabını kitaplar okununca tam olarak buluyor. Bu yazının konusu Sarıyaz kitabı.
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
Anı kitapları için de böyle düşünülebilir pekala. Sevdiğimiz, yakından takip ettiğimiz bir yazarın bir anı kitabı yayımlandığında elbette ilgi gösteririz. En azından merak ettiğimiz bölümlerini mutlaka şöyle bir karıştırırız. Peki ya pek de yakından takip etmediğimiz bir yazarın, şairin –ya da genel anlamda herhangi bir ismin– anılarını da okumalı mıyız?
//php print_r ($fields); ?>
1. yıla, 5. yıla, 10. yıla, 50. sayıya ya da 100. sayıya ulaşıldığında, böylesi duraklar –biraz soluklanıp– gelinen ve gidilecek tarafa yeniden bir göz atmanın bahanesi oluyor çoğunlukla. SabitFikir de şu anda 5. yıl durağında...
//php print_r ($fields); ?>
İran edebiyatında ve özellikle İran şiirinde, erkek egemenliğine karşı kadın rüzgârını ilk estiren şairin sinemaya giriş macerasının ilk perdesi, iki arkadaşı tarafından bir partide İran sinema dehasına önerilmesiyle başlar. Bu sabit fikirli, dik başlı ve dahi adam, hakkında pek de iyi şeyler konuşulmayan bir kadını işe alırken tereddüt eder ve bu tereddüdünden iş arkadaşına söz eder.