Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Çizgi Roman // Bir köyün Roma'ya direniş öyküsü




Toplam oy: 1064
Didier Conrad, Jean-Yves Ferri
Remzi Kitabevi
Asteriks'in şöhreti Tenten'le karşılaştırılabilir, ancak ona göre çok daha büyük bir sempati uyandırdığı kesin.

“Milattan önce 50 yılı. Galya tamamen Romalıların işgali altındadır... Hemen hemen… Yenilmez Galyalıların yaşadığı küçük bir köy, işgalcilere hâlâ kafa tutmaktadır. Totoryum, Akvaryum, Toplantiyum ve Laudanyum garnizonlarında görev yapan Romalı Lejyonerler için hayat hiç de kolay değildir...” Efsane kahramanlar Asteriks ve kadim dostu Oburiks'in her macerası bu cümlelerle başlar. Gücünü Büyüfiks’in iksirinden alan Asteriks ve Oburiks her macerada Galya'nın direnmeye devam eden son köyü için kendi yöntemleriyle düşmanlarını, yani Romalıları alt eder... Bu efsane çizgi roman dizisi ilk kez 29 Ekim 1959'da Pilote dergisinde yayımlanmaya başladı; René Goscinny'nin 1977'deki ölümünün ardından seriyi resimleyen Albert Uderzo tarafından devam ettirildi. Bugün hâlâ Uderzo öncülüğünde sürdürülen serinin metinlerini Jean-Yves Ferri kaleme alıyor, resimleriniyse Didier Conrad çiziyor.

 

Asteriks, Türkiye'de de çok sevilen çizgi romanlardan... Şöhreti Tenten'le karşılaştırılabilir, ancak ona göre çok daha büyük bir sempati uyandırdığı kesin. Serinin, okuduğu kitapları aile içinde kuşaktan kuşağa aktaran geniş bir hayran kitlesi mevcut. Özellikle isim çevirilerindeki mizahi yön, bu sempatinin kaynağını oluşturuyor diyebiliriz. Yeni çevirilerde ismi “Oburiks” olarak değiştirilen en obur, en komik ve en hayvansever Galya köyü üyesinin ismi ilk çevirilerde “Hopdediks”ti mesela. Bir başka deyişle çeviri, Asteriks hayranları için ayrı bir önem teşkil ediyor. Bu yazıyı kaleme almamıza sebep olan yeni macera Asteriks ve Piktler’de çevirmen Olcay Kunal da bu konuda gereken özeni göstermiş görünüyor. Serinin sadece bu cildinde karşımıza çıkacak kahramanların “Makintoş” ya da “Metrobüs” gibi isimlerinin olması okurların yüzünü güldürüyor.

 

Farklı bir direniş hikayesi

 

Asteriks ve Piktler macerası, Asteriks ve Oburiks’in, bir buz kalıbı içinde donmuş gizemli bir yabancı bulmalarıyla başlıyor. Buz eridikten ve Büyüfiks'in hazırladığı iksirlerle kendine geldikten sonra “Pikt”lerden olduğunu öğrendikleri Makintoş adlı bu yakışıklı ve genç yabancı, köyde büyük bir heyecan dalgası yaratıyor. Yabancı geldiği köyü hatırlayınca da, yanına Asteriks ve Oburiks'i katıp onu memleketine yolluyorlar. Ancak burada da farklı bir direniş hikayesi onları karşılıyor. Piktler de tıpkı Galyalılar gibi Roma'ya karşı direnişte. Ancak kendi içlerinde o kadar bölünmüşler ki direnmek konusunda çok da başarılı görünmüyorlar. Kahramanlarımızın Piktlerin kralı olmaya çalışan ve bizimkilerin konuğu Makintoş’un biricik nişanlısını kaçıran Mak Peth'i alt edip (Romalılarla müttefik çünkü) Piktleri kurtarmaları gerekiyor...

 

Asteriks'in hayatlarımıza ne denli yakından girmiş olduğunu hatırlatmak için, bu yazının yayımlandığı derginin ismine yeniden bakmak yeterli!

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.