Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Dosya // Demir Taht’a aday uyarlama diziler




Toplam oy: 171
Geçen yıl bugünlerde ne yapıyordunuz? Muhtemelen dünyanın her yerinden milyonlarca insan gibi, Taht Oyunları’nın yedinci sezonu için ekran karşısındaydınız. O günleri hatırlayınca, bu yaz bir miktar boşlukta sayılmaz mıyız? İşte, bu dosyanın amacı, geçen sene bu zamanlar Taht Oyunları’nın yeni sezonuna kavuşmanın mutluluğunu yaşarken sıcakları unutan SabitFikir okurlarına yeni bir heves sunmak, Taht Oyunları’nın ardında bıraktığı boşluğu diğer edebiyat uyarlamalarıyla belki bir nebze olsun doldurmak.

On yıl önce bugün ne yapıyordunuz? Eğer bugün mesela doğum gününüz veya evlilik yıldönümünüz değilse bu soruya cevap vermeniz, on yıl önce yaşadıklarınızı hatırlayıvermeniz pek öyle kolay olmayacaktır. Peki, beş yıl önce bugün ne yapıyordunuz? Eğer Facebook kullanıcısıysanız, cevap vermenin daha mümkün sayılabileceği bir soru bu. Veri güvenliğine ilişkin endişelerini gideremediği çok sayıda üyesini kaybetse de, Facebook kalanları hâlâ “Beş yıl önce” gibi başlıklarla etiketlediği fotoğraflar ve “Anılarını gör” seçeneğiyle karşılıyor. Ama ben size, “Geçen yıl bugünlerde ne yapıyordunuz?” diye soracağım. Siz de diğer insanlarla ortaklaştığınız noktaların değil, sizin yaptığınız, onların ise yapmadığı, özel bir ayrıntının peşine düşeceksiniz muhtemelen. Oysa benim aradığım, o günler için sıradan kabul edilebilecek bir cevap, yani şu: “Ağustos 2017’de ben de dünyanın her yerinden milyonlarca insan gibi, Taht Oyunları’nın 16 Temmuz’da başlayan yedinci sezonu için ekran karşısındaydım.” Ağustos 2017’de bazılarımız dizinin bir yıldır sabırsızlıkla beklediği yeni bölümlerinde aradığını bulamadığı için söylenmekteydi; bazılarımız tatildeydi ve herkesle aynı anda ekran karşısına geçememekten muzdarip, bir “spoiler”a denk gelme endişesiyle sosyal medyada ürkekçe geziyor, diziyi eve döner dönmez, ilk iş izlemesi gerektiğini düşünüyordu. O günleri hatırlayınca, bu yaz bir miktar boşlukta sayılmaz mıyız?

İnsan için aslolan, anın sundukları değil, sunamadıklarıdır, bir şeyleri özleme ve bekleme halidir sanki. Dinmeyen bu arayış, bu açlık, nesnesini kış günlerinde kumsalda çekilmiş fotoğraflara bakarak, yaz güneşinin Ege’nin mavi sularına nasıl battığını hatırlayarak buluyorsa eğer, yaz sıcaklarının işe gidenleri sanki daha fazla kavurduğu şu bunaltıcı günlerde de insana dayanma gücünü, kışın battaniye altında izlenen dizilerin anısı veriyordur mesela belki. İşte bu dosyanın amacı, geçen sene bu zamanlar Taht Oyunları’nın yeni sezonuna kavuşmanın mutluluğunu yaşarken sıcakları unutan SabitFikir okurlarına yeni bir heves, şimdilerde iple çekilen kış gecelerine yön verecek bir rehber sunmak, izlenenler listesine yeni girecek dizilerin sonraki sezonları başlamadan önce eski bölümleri hızla tamamlayıp eksikleri kapatacak vakti tanımak, Taht Oyunları’nın ardında bıraktığı boşluğu diğer edebiyat uyarlamalarıyla bir nebze olsun doldurmak.

 

Sharp Objects

 

Ekranın yenileri


2019’da sekizinci sezonuyla ekranlara veda edecek olan Taht Oyunları, artık hemen herkes tarafından bilindiği gibi, George R. R. Martin’in Buz ve Ateşin Şarkısı adlı serisinden uyarlanıyor. Elbette Buz ve Ateşin Şarkısı yapımcıların ilgisini çeken tek roman serisi değil, televizyon ile edebiyat arasındaki yakınlık –tıpkı sinema ile edebiyat arasındaki yakınlık gibi– çok eskilere dayandığından televizyon izleyicisinin karşısına çıkmış yüzlerce edebiyat eserinden bahsetmek mümkün. Ama biz buraya bu işbirliğinin güncel, yani ekranlara henüz veda etmemiş örneklerini alacağız. Öyleyse en yenilerle, ilk sezonu daha başlamamış veya yeni başlamış olan dizilerle çıkalım yola.


SHARP OBJECTS: Kayıp Kız ve onun sinema uyarlamasıyla dikkatleri çeken Gillian Flynn’in Sharp Objects adlı romanından uyarlanan ve 8 Temmuz’da, HBO’da başlayan bu mini seri, oyuncu kadrosunda Amy Adams, Patricia Clarkson ve Chris Messina’yı bir araya getiriyor. Dizinin yönetmenliğini ise Big Little Lies’tan hatırladığımız Jean-Marc Vallée üstleniyor. Psikolojik destek gördüğü hastaneden çıkıp yeni bir başlangıç yapan Camille Preaker adlı muhabirde odaklanan dizi, gazetecinin cinayete kurban giden iki çocuğu haberleştirmek üzere doğduğu yere dönmesiyle ilerliyor. Çocukluğunun geçtiği evde, hastalık hastası annesi ve pek tanımadığı üvey kız kardeşiyle bir arada yaşamaya başlayan Preaker, öldürülen iki çocukla normal kabul edilecek sınırların dışında özdeşleşiyor.

THE HAUNTING OF HILL HOUSE (TEPEDEKİ EV): Shirley Jackson’ın romanı Tepedeki Ev’den Netflix tarafından, Mike Flanagan yönetmenliğinde televizyona uyarlanan dizinin oyuncuları arasında Timothy Hutton, Carla Gugino, Michel Huisman (Taht Oyunları’nda Daario Naharis’i canlandırıyordu), Elizabeth Reaser, Kate Siegel ve Henry Thomas gibi isimler bulunuyor. Kitap, perili olduğu söylenen bir evde, iddiaları araştırmak için bulunan kişilerin, evin etkisiyle nasıl değiştiklerini anlatıyor. Dizi bu yıl içinde ekranlara gelecek gelmesine fakat yayın tarihi henüz belirsiz.

GOOD OMENS (KIYAMET GÖSTERİSİ): Terry Pratchett ile Neil Gaiman’ın kaleme aldığı Kıyamet Gösterisi’nden uyarlanan altı bölümlük bu mini dizi, bu yıl önce Amazon Prime’da, ardından BBC Two’da yayınlanacak. David Tennant ve Michael Sheen’ı başrollerde izleyeceğimiz dizi, Jon Hamm, Anna Maxwell Martin ve Nick Offerman gibi oyuncuları da bir araya getiriyor. Türkiye’de İthaki tarafından yayımlanan Kıyamet Gösterisi’nin arka kapağındaki tanıtım yazısı şöyleydi: “1655’te yazılmış ve şimdiye kadarki en doğru kehanet kitabı olan Cadı Agnes Çatlak'ın Dakik ve Kat'i Kehanetleri'ne göre, cumartesi günü dünyanın sonu. Önümüzdeki Cumartesi. Akşam yemeğinden hemen önce. İyilik ve Kötülük orduları toplanıyorlar. Her şey Büyük Plan'a uygun ilerliyor gibi. Yalnız ufak bir pürüz var. Birazcık müşkülpesent bir melek ile sefahat düşkünü bir iblis yaklaşan bu coşku dolu anın gelişini hiç de iple çekmiyorlar. Ha unutmadan, birileri Deccal'ı yanlış yere göndermişe benziyor.”

CASTLE ROCK: 25 Temmuz’da Hulu’da ekranlara merhaba diyen Castle Rock, adını Stephen King hayranlarının hemen fark edeceği üzere, yazarın pek çok kurgusuna mekan olarak seçtiği hayali kasabadan alıyor. Melanie Lynskey, Scott Glenn ve André Holland’ın oyuncu kadrosunu oluşturduğu dizinin hikayesi ise yazarın en ünlü kitaplarından esinleniyor. Şöyle de özetleyebiliriz: Stephen King karakterleri bir kasabada toplanırsa...

 

Nightflyers

 

NIGHTFLYERS: Nightflyers gelecekte, Dünya'nın sonuna yaklaşılan bir dönemde geçiyor. Bir grup bilim insanı, evrendeki en gelişmiş uzay gemisi Nightflyer ile kurtuluşun anahtarı olduğunu sandıkları bir uzay aracının peşine düşüyor. Fakat bir süre sonra geminin onları uzayın ölümcül derinliklerine sürüklemeye çalıştığını ve kendi zihinleri tarafından engellendiklerini fark ediyorlar. Netflix işbirliğiyle hazırlanan dizi, George R. R. Martin'ın romanından uyarlanıyor. Başrollerde ise Gretchen Mol, Eoin Macken ve David Ajala var. 10 bölümden oluşan Nightflyers, 2019’da yayınlanacak.

 



Yeni sezonunu beklediklerimiz


Bir süredir ekranlarda zaten gördüğümüz, yeni sezonunu beklediğimiz veya yeni sezonu sürmekte olan edebiyat uyarlamalarıyla devam edelim.

HANDMAID’S TALE (DAMIZLIK KIZIN ÖYKÜSÜ): 11 Temmuz’da ikinci sezonu biten, son yılların en çok ses getiren, bol ödüllü dizisi Damızlık Kızın Öyküsü, Margaret Atwood’un 1985’te yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanıyor ve dizinin başrollerinde Elisabeth Moss ve Alexis Bledel gibi isimler yer alıyor. Doğum oranlarının çok düştüğü distopik bir dünyada geçen Damızlık Kızın Öyküsü’nde, daha evvel doğum yaptığı bilinen kadınlar güçlü ailelerin yanına damızlık olarak veriliyor. Bugünkü dünyanın nasıl kolayca öylesi bir şekle bürünebileceğini göstermekteki başarısı dolayısıyla hayranlık uyandıran dizi, benim de özellikle takip ettiğim bir yapım. Henüz izlememiş olanlara önerim, 2019’da yeni sezonu başlamadan evvel ilk iki sezonu tamamlamaları.

HOUSE OF CARDS: Altıncı sezonu bu yıl yayınlanacak bir Netflix dizisi House of Cards; pek bilinmese de, Michael Dobbs’un aynı adlı romanından uyarlanıyor. ABD siyasetinin kirli ve acımasız yüzünde, politikacıların entrikalar ve hesaplarla dolu dünyasında odaklanan dizinin başrollerini Kevin Spacey ve Robin Wright paylaşıyor. Netflix, Spacey hakkında arka arkaya ortaya atılan taciz iddialarının ardından altıncı sezonun sonuncusu olacağını açıklamıştı. Üstelik bu son sezon, Spacey’nin canlandırdığı Frank Underwood’u gölgede bırakırken, eşi Claire Underwood’u daha da ön plana çıkaracak gibi duruyor.

 

 

Televizyonun sevdiği bir edebiyatçı: Neil Gaiman


AMERICAN GODS (AMERİKAN TANRILARI) VE LUCIFER: 2019’da ikinci sezonu başlayacak olan Amerikan Tanrıları, Neil Gaiman’ın aynı adlı kitabından uyarlanıyor. Olaylar, tahliye olmasına iki gün kala karısının ölüm haberini alan Gölge’nin etrafında gelişirken, kitaptaki karakterlere Ricky Whittle, Emily Browning ve Ian McShane gibi oyuncular can veriyor. Ama Gaiman uyarlamaları burada bitmiyor; ne de olsa, televizyon dünyasının çok sevdiği bir yazardan bahsediyoruz. Öyle ki Sandman’den esinlenen Lucifer, 2019’da dördüncü sezonuyla ekrana gelmeyi sürdürecek. Bu dizinin başrolünde de Tom Ellis bulunuyor.

 

American Gods

 

A SERIES OF UNFORTUNATE EVENTS (TALİHSİZ SERÜVENLER DİZİSİ): 2017’de başlayan ve Lemony Snicket’in kitaplarından uyarlanan bu Netflix dizisinin ikinci sezonu bu yıl tamamlandı. 2019’da izleyiciyle buluşacak üçüncü sezonun yayın tarihi şimdilik belirsiz. Ebeveynlerinin gizemli ölümünün ardından, miras aldıkları servet dışında onları umursamayan akrabaları Kont Olaf’ın yanına gönderilen üç çocuk etrafında gelişen hikayede Olaf’a How I Met Your Mother'dan tanıdığımız Neil Patrick Harris’in can verdiğini hatırlatalım.

 

 

Electric Dreams

 

Gerçeküstü dünyalara yolculuk


ELECTRIC DREAMS: Philip K. Dick’in Elektrikli Düşler adlı kitabından uyarlanan dizinin ilk sezonu, Ocak 2018’de Amazon üzerinden tamamlandı. Yeni sezonun yayın tarihi ise henüz belirsiz. Dee Rees yönetmenliğinde, Anna Paquin ve Bryan Cranston gibi isimlerin oyunculuğuyla ekrana gelen dizinin her bölümü olası bir teknolojik ilerlemenin sonuçlarını değerlendiriyor. Bu anlamda onu Black Mirror’a benzetebiliriz belki.

SHADOWHUNTERS, THE 100 ve MIDNIGHT, TEXAS: 2019’da üçüncü sezonuyla ekrana gelecek olan Shadowhunters, Cassandra Clare’nin The Mortal Instruments adlı kitabından uyarlanıyor. Hikaye, 18. yaş gününde damarlarında onu insanlığı şeytanlardan korumakla görevlendiren meleksi bir kan aktığını öğrenen Clary Fray etrafında gelişirken, Fray’a Katherine McNamara can veriyor. Kass Morgan’ın aynı adlı kitap serisinden esinlenen The 100 ise bir uzay istasyonunda tutulan bir grup genç suçlunun yaşamaya uygun olup olmadığını araştırmak için Dünya’ya gönderilmeleriyle başlıyor. 26 Ekim’de ikinci sezonu başlayacak olan Midnight, Texas da bir dönemin oldukça tutulan HBO dizisi True Blood’ın tahtına aday gösteriliyor. Aslında öyle ki, Midnight, Texas’ın uyarlandığı kitap serisi, True Blood’ın uyarlandığı The Southern Vampire Mysteries adlı kitabın yazarı Charlaine Harris’in kaleminden çıkma. Her iki dizi (ve kitap), gerçeküstü yaratıkların etrafında gelişen bir olay örgüsüne sahip.

 

 

Poldark

 

Jönünü arayanlar için: Aidan Turner ve Sam Heughan


OUTLANDER ve POLDARK: Büyük Britanya’da geçen dönem dizileri oldukları için bir arada grupladığım bu yapımlardan ilki, Diana Gabaldon’ın serisinden; diğeri ise, Winston Graham’ın kitaplarından uyarlanıyor. İçinde zaman yolculuğu gibi fantastik bir unsur barındırdığından Poldark’tan ayrılan Outlander, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle evine dönen, evli bir hemşirenin kendisini ansızın 1743 İskoçya’sında bulması ve burada âşık olmasıyla ilerliyor. Dördüncü sezonu Kasım 2018’de başlayacak dizide başrolleri Caitriona Balfe, Sam Heughan ve Tobias Menzies paylaşıyor. Ben İskoçya sevgime ve Menzies’in başarılı oyunculuğuna rağmen ikinci sezonun ortalarında pes ettim ama belki siz seversiniz. Başrolünde Hobbit’ten hatırlayacağınız Aidan Turner’ın bulunduğu Poldark’ın dördüncü sezonu ise 10 Haziran’da başladı. Tıpkı Outlander gibi romantizmin ağır bastığı bu dizide Amerikan Devrimi’nin ardından İngiltere’deki evine dönen Poldark’ı kendisine yeniden bir hayat kurmaya çalışırken izliyoruz.



THE TERROR: Dan Simmons’un Terör adlı kitabından uyarlanan bu dizinin ikinci sezonu 2019’da, AMC’de ekrana gelecek. 1845’te kutuplarda kaybolan iki geminin gerçek hikayesinden esinlenen dizi, Jared Harris, (Outlander için de kamera karşısına geçen) Tobias Menzies ve Paul Ready’i başrollere taşıyor.

ANNE WITH AN E: İkinci sezonu 6 Temmuz’da yayınlanan bir Netflix dizisiyle daha karşı karşıyayız... Lucy Maud Montgomery’nin 1908’de yayımlanan Anne of Green Gables adlı kitabından uyarlanan dizi, Amybeth McNulty’nin oyunculuğuyla, 19. yüzyılın sonlarında yaşamış öksüz bir kızın maceralarını konu ediniyor. Dönem dizisi olduğu için, Poldark ve Outlander ile ortaklaşıyor.

QUEEN SUGAR: Üçüncü sezonu bugünlerde devam eden Queen Sugar, OWN’de yayınlanıyor. Natalie Baszile’nin aynı adlı romanından uyarlanan dizi, babasının miras bıraktığı şekerkamışı tarlalarını işletmeye ve kardeşlerinin taleplerini karşılamaya çalışan Charley’nin etrafında gelişiyor. Başrollerde Rutina Wesley, Dawn-Lyen Gardner ve Kofi Siriboe var.

 

 

Mindhunter

 

Polisiyesiz bir yayın programı düşünülebilir mi?


ORANGE IS THE NEW BLACK: 27 Temmuz’da altıncı sezonu yayınlanan bir diğer Netflix dizisinde sıra. Piper Kerman’ın anılarından uyarlanan Orange is the New Black’te Taylor Schilling ve Danielle Brooks başrollerde. Hikaye, kanunlara dikkatle uyan bir orta sınıf vatandaşken, yıllar önce karıştığı bir uyuşturucu kaçakçılığı suçu dolayısıyla 15 ay hapse mahkum edilen Kerman’ın etrafında ilerlerken diğer mahkumların öykülerini de ekrana taşıyor.


MINDHUNTER ve INSTINCT: Her ikisi de suçluları zihinlerinden geçenleri çözerek yakalamak üzerine kurulduğundan bir arada grupladığımız bu iki yapımdan ilki FBI ajanı John Douglas’ın aynı adı taşıyan anılarından, ikincisi ise James Patterson’ın Murder Games’inden uyarlanıyor. Seri katillerle görüşerek suçluların zihninin haritasını çıkarmaya çalışan iki dedektif ve bir akademisyeni izlediğimiz, yönetmen koltuğuna David Fincher’ı da oturtan Mindhunter’ın ikinci sezonu bu yıl başlayacak, ilk sezonu bu yıl tamamlanan ve bir polis ile bir profesörün bir seri katili yakalama çabası üzerine kurulu Instinct’in sıradaki sezonunun ne zaman yayınlanacağı ise henüz bilinmiyor.

MCMAFIA: İkinci sezonu AMC’de, 2019’da başlayacak olan dizi, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından değişen ekonomik düzeni ve bu düzende kök salıp dünyaya yayılan bir suç örgütünü konu ediniyor. Micha Glenny’nin McMafia: A Journey Through the Global Criminal Underworld adlı kitabından uyarlanan dizinin başrolleri James Norton, Merab Ninidze ve Kirill Pirogov’a, yönetmen koltuğu James Watkins’e emanet.

 

 

Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım

 

Sabırsızlıkla beklediklerimiz


Geçen üç yıl içinde uyarlanacakları açıklanan ve edebiyat severlerde büyük heyecan yaratan kitapları da burada bir kez daha anmadan geçmeyelim.

KARANLIĞIN SOL ELİ: Ursula K. Le Guin’in romanının televizyona uyarlandığı 2017’de duyurulmuştu ama bu konuda henüz başka bir gelişme yaşanmadı. Feminist bilimkurgunun öne çıkan örneklerinden biri sayılan Karanlığın Sol Eli’nin televizyonda Damızlık Kızın Öyküsü’nünkine benzer bir etki yaratması bekleniyor. Dünyamıza çok benzeyen, ancak sürekli kutup iklimi yaşanan Kış adlı bir gezegende geçen roman, Türkiye'de Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlanıyor.

NAPOLİ ROMANLARI: Elena Ferrante’nin ses getiren serisinin ilk kitapla (Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım) aynı adı taşıyarak ekranlara geleceği 2017’de duyurulmuştu. Beklenen buluşma, bu yılın sonlarına doğru yaşanacak gibi görünüyor. İtalyan yönetmen Saverio Costanzo’nun ekrana taşıyacağı dizi 32 bölüm olacakmış. Senaryo ekibindeki Francesco Piccolo ve Laura Paolucci’nin, Ferrante’yle mailleşerek yazarın katkısını alacağı da konuşulanlar arasında.

ÇOLUK ÇOCUK: Showtime Networks başkanı David Nevins, Patti Smith’in fotoğrafçı Robert Mapplethorpe ile ilişkisinde odaklanan Çoluk Çocuk’un mini dizi olarak televizyona uyarlanacağını 2015’te açıklamıştı. Fakat şimdilik başka bir gelişme yok.

CESUR YENİ DÜNYA: Aldous Huxley’in distopik romanı Cesur Yeni Dünya’nın, Steven Spielberg önderliğinde televizyona uyarlanacağını 2015’te duymuştuk. Ama SyFy’da ekrana gelecek dizinin yayın tarihi, geçen yıllara rağmen hâlâ netleşmiş değil.

SWING TIME: Zadie Smith’in –eşi Nick Laird ile– aynı adlı kitabından bizzat uyarlayacağı dizi, BBC’de ekrana gelecek; bunu 2016’dan beri biliyoruz. Fakat konuya ilişkin henüz başka bir gelişme yaşanmadı. Kitap, dansçı olmak isteyen, 20’li yaşların başındaki iki kadını konu alıyor.



ÜÇ: Korku ve gerilim romanlarının tanınmış kalemlerinden Sarah Lotz imzalı Üç’ün, Altın Küre sahibi Peter Straughan yönetmenliğinde uyarlanacağını duyalı epey zaman geçmesine rağmen henüz yeni bir haber alamadık. Dizi, her biri 60 dakika sürecek sekiz bölüm olarak tasarlanıyor. Kitabın konusu ise şöyle: Dünyanın çeşitli bölgelerinde birkaç saat arayla dört uçak kazası meydana gelir. Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği kazaların her birinden birer çocuk olmak üzere, yalnızca üç kişi hayatta kalır. Onlar da bazı “garip” davranışlar sergilemektedirler...

HIS DARK MATERIALS: BBC’de tahminen bu yılın sonlarına doğru yayınlanacak dizi, Philip Pullman’ın Kuzey Işıkları serisinden uyarlanacak. Paralel dünyalar arasında yolculuk yapan iki çocuğu merkeze alan konusuyla, His Dark Materials’ın özellikle Harry Potter hayranlarının dikkatini çekmesi bekleniyor.

 

 

Paylaştığımız o coşku


Taht Oyunları’nın sona yaklaştığı şu günlerden geriye dönüp bakınca, başka hiçbir dizi için duyulmayan bir coşkuyu paylaştığımızı görüyoruz. Öyle ki, Oberyn Martell’in yiğitliğine şiirler yazan, Jon Snow’un ölümünün ardından ağıtlar yakan(!), ofiste dizinin son bölümünü heyecanla tartışırken hiç ortak noktamız yok sandıklarımızla yakınlaşan, profil fotoğraflarımızı dizi karakterlerinden seçen hep bizdik. Yukarıda saydığımız dizilerden biri, benzer bir ortak paydada buluşturur mu bizi bilinmez ama Taht Oyunları biteceğine göre, denemekten başka seçeneğimiz yok gibi görünüyor. Gönlümüzün “Demir Taht”ı, şimdi yeni dizisini arıyor...

 

 

 


 

 

 

Görseller (sırasıyla): Selin Tahtakılıç, Onur Aşkın

 

 

 


 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.