Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Edebiyatçılar ve garip huyları




Toplam oy: 1099

Garip huylar, takıntılar, batıl inançlar, hurafeler... Hangimizin yok ki? Edebiyatçıların da var tabi ki, Gogol'un, Kant'ın, Çehov'un, Bentham'ın ve nicesinin. Flavorwire, garip takıntıları olan yazarları araştırmış ve ortaya bu liste çıkmış.

 

 

 

 

 

 

Anton Çehov

 

 

 

Nabokov gibi kelebek peşinde koşmak mı, Flannery O'Connor gibi tavuskuşu yetiştirmek mi, yoksa Ted Hughes gibi arı toplamak mı? Hiçbiri Çehov'un firavun fareleriyle yarışamazlar. Çehov bu hayvanı tarif ederken "timsah ve fare karışımı bir şey, hatta maymun ve kaplanı da ekleyebiliriz," demiş. Bir buçuk yıl boyunca faresini yanında dolaştıran yazar, daha sonra seyahatlerinde sorun yarattığı gerekçesiyle, önceleri çok eleştirdiği ve "hayvan mezarlığı" olarak nitelendirdiği Moskova Hayvanat Bahçesi'ne vermiş. Çehov'un ardından firavun faresi yalnızca iki yıl yaşamış.

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

D.H. Lawrence

D.H. Lawrence, çıplak halde dut ağaçlarına tırmanmayı çok tahrik edici buluyormuş. Neden özellikle dut ağacı olduğunu bilmiyoruz tabi. Dileriz ki, Meksika'da geçen yılları boyunca Lawrence, orada sık yetişen dev kaktüslere tırmanmaya çalışmamıştır.

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

Nikolay Gogol

Nikolay Gogol operaya düşkündü, bunda şaşılacak bir şey yok. Ancak, ölümünden 80 yıl sonra Shostakovic'in, Gogol'un bir öyküsünden ilham alarak yazdığı bir operanın sergilenişinin ardından bir yıl geçmişken, yazarın mezarının taşınması amacıyla mezarı açan Sovyet yetkilileri şöyle bir manzarayla karşılaştılar: Gogol mezarında ters dönmüştü. Ya müziği duymuş olmalıydı... Ya da hayattayken o mezarın içine konmuştu!

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

Immanuel Kant

 

 

 

 

Immanuel Kant, battaniyelerle sarmalanmadıkça uykuya dalamıyordu, bu nedenle sabah onu uyandırması için bir asistan tutmuştu. Asistanı her sabah 5 sularında geliyor ve uyandırma operasyonuna başlıyordu, ta ki içki problemi olduğu anlaşılıp işine son verilinceye dek.

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Charles Dickens

 

 

 

Charles Dickens'ın iki kargası, iki St. Bernard köpeği, iki Newfoundland cinsi köpeği, bir Spanyel, bir çoban köpeği, bir kedisi, bir kanaryası ve bir midillisi varmış. Anlaşılan o ki yazar, hayvanları çok seviyomuş!

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Katherine Anne Porter

 

 

 

 

Katherine Anne Porter 90 yaşındayken, rengarenk bir Meksika tabutu satın alarak, evinin bir köşesine koymuş. Kendisini ziyarete gelenlere de içine girerek poz veriyor, nasıl olduğunu soruyormuş. Ölüme karşı takıntıları olan yazar, ölümünden sonra bu tabutla gömülmemiş. Tabut, Maryland Üniversitesi Kütüphanesi'nde yer alan Katherine Anne Porter Odası'nda görülebiliyor.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Jeremy Bentham

 

 

 

 

Felsefeci Jeremy Bentham'ın şöyle bir vasiyeti vardı: Öldükten sonra kalıntıları büyük bir özenle parçalarına ayrılıp, incelendikten sonra, siyah takım elbiselerinden biri giydirilerek, hep oturduğu sandalyeye oturtulacak ve Londra Üniversitesi'nde halka açık bir yerde sergilenecekti. Evet, Bentham hala orada, her ne kadar başı balmumundan yapılmış haliyle değiştirilmiş olsa da.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Manşette kullanılan görsel Maira Kalman'a aittir.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DDD

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.