Yeni yıl yeni kitaplar demek hiç kuşkusuz. Belki de uzun zamandır çevrilmesini beklediğimiz o kitabı 2018 içinde Türkçede görebileceğiz nihayet ya da nicedir yeni bir roman yazsa diye beklediğimiz o ismin yeni romanını okuyabileceğiz sonunda. Sürpriz ilk kitaplarla, yeni isimlerle de karşılacağız hiç kuşkusuz.... Yeni yıl, evet bu anlamda yeni kitaplar demek, ama, yeni yıl hediyesi olarak gelecek her kitap bizim için her zaman yeni kitap olmayabilir! (Bir kitapsever olarak tanındınız artık, yeni yıl hediyesi elbette kitap gelecektir; o elektronik eşyaları, mücevherleri vb unutun!)
“Arkadaşını gerçekten tanımak istiyorsan, onunla yolculuk yap!” Bu özdeyişi biraz değiştirerek söylersek: “Kütüphaneni gerçekten tanımak istiyorsan, taşın!” Özellikle de “kontrolün” bir noktada kaybedildiği bir kütüphaneden söz ediyorsak, taşınma sürecinin birçok sürprize gebe olduğunu iddia edebiliriz... Kendi adıma, gelgitli bir ilişki içinde olduğum kütüphanemi arada bir –“temizlemek” değil– düzenlemek, kaçınılmaz bir iş; en azından daha verimli kullanmak istiyorsam. Dolayısıyla arada bir bazı kitaplardan (mesela ikileyen, hatta üçleyen kitaplardan) –“kurtulmak” değil– vazgeçip onları paylaşmam gerekiyor. Şimdiye kadar hep farklı yöntemlere başvurdum; siz ne yapıyorsunuz?
İşte SabitFikir’in yeni sayısında Gökçe Gündüç, bu soruya cevap arıyor. Yeni yıl hediyesi olarak gelecek “ikileyen ve hatta üçleyen” kitapları nasıl değerlendirebiliriz? Ya da kütüphanenizde bir yeni yıl “düzenlemesi” yapacaksanız...
2017’nin öne çıkan 50 romanı
SabitFikir’in Aralık sayısı, aynı zamanda artık gelenekselleştiğini söyleyebileceğimiz “yılın öne çıkan 50 romanı” listesini de yayımladığımız sayı. Yetmişe yakın ismin katkılarıyla bu yıl yedincisini hazırladığımız bu listenin de, ardında yatan bellek oluşturma amacına katkıda bulunacağını umuyoruz. 2011 yılından bu yana ortaya çıkan diğer listelere de internet sitemizden ulaşabilirsiniz.
Yeni yorum gönder