Hem daha önce bu sayfalarda bir süre izini sürdüğümüz “Yarım Kitaplar”a hem de ünlü yazarların ünlü eserlerinin gölgesinde kalmış “diğer” kitaplarına, “Gölgede Kalanlar”a bir örnek Suikast Bürosu. Jack London’ın kaleme aldığı yaklaşık 20 bin kelimelik bir taslağın ardından romanı olması gerektiği gibi sürdüremeyeceğine hükmedip yarım bıraktığı Suikast Bürosu, ABD’li polisiye yazarı Robert L. Fish tarafından tamamlanıp 1963 yılında yayımlanır. Tam da Kennedy suikastının gerçekleştiği yıla denk getirilmiş olması, sanırım romanın daha çok ilgi çekmesine yönelik bir girişimdi. Ancak Suikast Bürosu, London’ın diğer eserlerine göre daha az bilinir. Ne de olsa pek kolay değil Demir Ökçe, Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Martin Eden gibi dev eserlerin dev gölgelerinden sıyrılabilmek!
Suikast Bürosu’nun hikayesi, adı üstünde, bedeli ödendiği takdirde ortadan kaldırılması istenen her kişiyi öldüren gizli bir suikast bürosu etrafında dönüyor. Ancak sıkı sıkıya izlenen bazı “etik” kuralları vardır bu büronun. Örneğin, aldıkları suikast talimatının toplumsal açıdan haklı bir gerekçeye sahip olduğu kanaatine varmaları gerekmektedir mutlaka, öldürülmesi istenen kişinin tavırları ve kişiliği incelenmelidir; “tüm faaliyetlerimizi ahlaken onaylamamız gerekiyor.” Bir kez bu karar verilince de, katiyen geri alınmamaktadır. Suikast Bürosu’nun başkanı İvan Dragomiloff, sarsılmaz bir mekanizma kurduklarına inanmakta, yıllardır devam eden başarılarını müşterileriyle onurlu bir şekilde iş yapmalarına, büronun maharetle yönetilmesine dayandırmaktadır. Romanın kırılma noktasında ise, büroya başvuran bir müşterinin İvan Dragomiloff’a suikast düzenlenmesini istemesi yer alıyor. İşte bu nokta, aynı zamanda romanın alt metnine de giriş niteliğinde; Jack London'ın (ve elbette Robert L. Fish’in) adalet, ahlak gibi kavramları irdelediği bölümler...
Bir kara-komedi
Suikast Bürosu, 1969 yılında aynı isimle beyazperdeye de uyarlanmış. Yönetmenliğini Basil Dearden’ın üstlendiği, başrollerinde Oliver Reed, Diana Rigg, Telly Savalas ve Curt Jürgens gibi isimlerin yer aldığı kara-komedi türündeki bu film de, anlaşılan, hikayeye arzulanan popülerliği kazandıramamış. Türkçede de durum farklı değil; Jack London’ın diğer eserleri yıllar içerisinde farklı yayınevleri tarafından –farklı ebatlarda, ciltli ciltsiz, uzun kısa halleri– defalarca yayımlanmış olmasına karşın, Suikast Bürosu’nun yalnızca iki üç farklı çevirisine rastlıyoruz. Oysa ki ilginç konusuyla, akıcı polisiye kurgusuyla, alt metindeki sorgulamalarıyla en az Jack London’ın diğer ünlü eserleri kadar ilgiyi hak eden bir roman Suikast Bürosu.
* Görsel 1 : Burcu Günister
Yeni yorum gönder