“Artık kimse kitap okumuyor!” Son zamanlarda sanki daha da sık duyuyoruz bu şikayeti. Çoğunluk bunu teknolojiye olan bağımlılığımızın artmasıyla dikkat süremizin azalmasına yoruyor. Özellikle gençlerin televizyon ve video oyunlarından sıyırılıp kitap okumaya vakit ayırmadıklarından dem vuruluyor. Durum böylesine vahimken, dünyanın dört bir yanından insanları okumaya teşvik edecek, maddi güçlükler çeken yayın dünyasını ve kitapçıları destekleyebilecek projelerin çıkmasına şaşmamak gerek! İnsanlar, gerçekten istediklerinde ne kadar da yaratıcı olabiliyorlar! Mesela yakın zamanda ortaya çıkan kimi kitap kulüpleri; okuma programlarına bakıldığında, insanın, kimse kitap okumuyor demeye bin şahit ister, diyesi geliyor.
One Book, One New York
Geçtiğimiz şubat ayında, New York’un tamamını kapsayan bir proje başlatıldı: “One Book, One New York.” New York Valisi Bill de Blasio’nun önayak olduğu proje, tüm New Yorkluların aynı anda, aynı kitabı okumalarını sağlamayı amaçlıyor. Diğer bir deyişle, proje aslında tüm şehri kapsayan bir kitap kulübü! İnsanları okumaya teşvik etmenin yanı sıra New York’taki bağımsız kitapçıları desteklemek ve yayın dünyasına yardım eli uzatmak gibi bir amaç da taşıyor.
Proje kapsamındaki kitaplara gelince; valilik, seçimi tamamıyla New York sakinlerine bıraktı. Okunabilecek en uygun kitapların hangi eserler olabileceklerini saptarken kütüphanecilerle, yayıncılarla ve akademisyenlerle görüşen valilik önce uzun bir okuma listesi oluşturdu. Sonra da beş ünlü oyuncu ve komedyene başvurup her birinden önermek üzere bir kitap seçmelerini istedi. Ünlülerin yaptığı seçimler projenin internet sitesinde, New York halkının oylamasına sunuldu. Oylama sonucu en çok oyu toplayan kitap, herkesçe mart ayında okunacak; haziran ayındaysa seçilen kitabın yazarının katılacağı bir okuma etkinliği düzenlenecek. Oylamaya sunulan ama seçilmeyen kitaplar da unutulmamış. Yapılan anlaşmaya göre, yayınevleri, oylamaya sunulan kitapların 4000 kopyasını New York’taki çeşitli kütüphanelere bağışlayacak.
Oylamaya dahil edilen kitaplar şöyle: oyuncu William H. Macy’nin önerdiği Betty Smith’in Bir Genç Kız Yetişiyor’u (çev. Nihal Yeğinobalı, Altın Kitaplar), oyuncu Danielle Brooks’un önerdiği Ta-Nehisi Coates’un Dünyayla Benim Aramda’sı (çev. Pınar Umman, MonoKL Yay.), oyuncu Bebe Neuwirth’ün tavsiye ettiği Chimamanda Ngozi Adichie’nin Amerikana’sı (çev. Zeynep Çiftçi Kanburoğlu, Can Yayınları), komedyen Lary Wilmore’un tavsiye ettiği Junot Díaz’ın Oscar Wao’nun Tuhaf Kısa Yaşamı (çev. Püren Özgören, Everest Yayınları) ve –henüz Türkçeye çevrilmemiş olan– Paul Beatty’nin The Sellout romanı.
Our Shared Shelf
Oyunculuğu kadar aktivistliğiyle de bilinen Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi Emma Watson, Ocak 2015’te feminist bir kitap kulübü olan “Our Shared Shelf”i başlattı. Watson’ın, cinsiyet eşitliği üzerine hatırı sayılı çalışmalarda bulunan “He for She” organizasyonunun da yüzü olduğu düşünülürse, bu, aslında tam da ondan beklenecek bir hareket. İki senede yaklaşık 170 bin üyeye ulaşan kitap kulübü, dünyadaki en büyük kitap kulüplerinden biri durumuna geldi. Üyeler, okuyacakları kitapları kulübün sitesi üzerinden öğreniyorlar; seçilen eser üzerine tartışmalarını da internet üzerinden yürütüyorlar. Kulübü Gloria Steinem’ın henüz Türkçeye çevrilmemiş olan My Life on the Road’uyla başlatan Watson, okudukları her kitabın birkaç kopyasını da Londra metrosunda çeşitli istasyonlara bırakıyor. Watson, bıraktığı her kitabın içine okuyuculardan, eseri bitirdikten sonra başka birinin okuyabilmesi için metroya geri bırakmalarını isteyen bir not yazıyor. Ancak Watson’ın metroda kitap dağıtımına (ya da “hediyelerine” mi demeliyiz) kendiliğinden başlamadığı bilinen bir gerçek. Zira Watson bu şekilde davranmaya, dünyanın dört bir yanına hızla yayılmakta olan Books on the Underground projesine katıldıktan sonra başlamış.
Books on the Underground
Holly Fraser, “Books on the Underground”u 2012’de Londra başlattı. Kitap kulübü ile interaktif bir etkinliğin arasında bir yerde duran Books on the Underground, aslında çok basit bir sistem üzerine kurulu: Kendilerine “kitap perileri” diyen bir grup, çeşitli kitapları, gizlice Londra’daki metro istasyonlarına bırakıyorlar. Metro istasyonlarına senede 150 kitap bırakan kitap perileri projeye katılmak isteyenlerden hem kitap kabul ediyor hem de isteyen katılımcıları, Emma Watson’a yaptıkları gibi, “peri gruplarına” dahil ediyorlar. Books on the Underground’un amacıysa son derece basit: Londra genelinde kitap okuyan insan sayısını hızla artırmak.
Proje, kısmen Watson’ın da desteğiyle neredeyse jet hızıyla yayıldı. Öyle ki haberi işitenler benzeri projeleri kendi şehirlerinde de hayata geçirmek istediler. Proje şu anda New York’ta “Books on the Subway” adı altında, Washington’da “Books on the Metro” ismiyle, Chicago’da “Books on the L” adıyla, Melbourne’de “Books on the Rail” ve Montreal’de de “Livres Dans le Metro” olarak devam ettiriliyor.
A Year of Books
Projenin tamamlanmasının üzerinde neredeyse bir sene geçmiş olmasına rağmen Mark Zuckerberg’in “A Year of Books” projesine değinmemek olmaz elbette. Facebook’un kurucusunun Ocak 2015’te başlattığı bir senelik projenin hedefi, her iki günde bir kitap bitirmekti. Proje için senede aşağı yukarı 180 kitap okuyan Zuckerberg, okuyacağı her kitabı önceden Facebook’tan –hani o herkesin okumamızı engellemekle suçladığı sosyal medya platformundan– açıkladı. Bununla birlikte proje için kurduğu Facebook sayfasında da kitaplarla ilgili tartışmalar başlatmaktan geri kalmadı. Toplamda 700 bini aşkın üyeden oluşan sayfa da böylece bir nevi kitap kulübüne dönüşmüş oldu. Kitap kulübünün odaklandığı kitaplara gelince; A Year of Books yeni kültürler, inanç sistemleri, tarih ve teknolojiyle ilgili kitaplardan oluşan bir okuma listesini takip ediyordu. Kulübün okuduğu ilk kitap Moisés Naím’in The End of Power’ı, son kitapsa David Deutsch’un The Beginning of Infinity’siydi.
Dünya çapında hayata geçirilen böylesi projeleri görünce, insan ister istemez “darısı başımıza” diyor. Ne de olsa böylesi projeler Türkiye’de yok denecek kadar az. Var olan, “İstanbul Okurken” gibi projelerse arzu ettikleri kadar geniş kitlelere ulaşamıyorlar.
Emma Watson'ın feminist kitaplığı
Görsel: Ece Zeber
Bu yıl yaptığım en iyi şeylerden birisi olan, "Bizim Büyük Challenge'ımız 2017" kulübünü de burada görüşlerinize sunmak isterim efendim: https://www.goodreads.com/group/show/200392-bizim-b-y-k-challenge-m-z---...
Yeni yorum gönder