Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Hemingway'den genç yazarlara 7 öneri




Toplam oy: 890

Amerikan edebiyatının en köklü isimlerinden Ernest Hemingway konu edebiyat olduğunda oldukça zor beğenen ve yüksek standartlara sahip bir yazardı. Yine de genç yazarlara yol göstermek konusunda bir hayli yardımsever olduğunu da es geçmemek gerek. İşte Ernest Hemingway'den genç yazarlara 7 öneri:

 

1. Yazmaya doğru bir cümleyle başlayın.


"Bazen yeni bir hikaye yazmaya başlarım fakat bir türlü sürdürmeyi başaramam. Ateşin önünde otururum ve ateşe attığım portakal kabuklarının çıkardığı mavi alevleri izlerim. Ayakta dikilip Paris'in çatılarını izler ve düşünürüm: 'Endişelenme. Daha önce de yazdın, şimdi de yazacaksın. Tek yapmak gereken bir tane doğru cümle yazmak. Bildiğin en doğru cümleyi yaz.' Böylelikle doğrı bir cümle yazarım ve oradan devam ederim. Bu kolaydır çünkü her daim bildiğim, gördüğüm ya da birinden duyduğum doğru bir cümle vardır. Eğer detaylıca yazmaya başlarsam; birini tanıtmayı ya da bir şeyi sunmayı seversem bütün bu taslağı ya da süslemeleri olduğu gibi atabileceğimi ve o ilk gerçek ve basit cümleyle başlayabileceğimi fark ederim."

 

2. Bir sonraki adımda ne yazacağınızı bilseniz bile günlük sınırınıza geldiğinizde durun.


"En iyi yol iyi gidiyorken ve bir sonraki adımda ne yazacağınızı biliyorken durmaktır. Bu yöntemi bir roman yazarken uygularsanız asla tıkanmazsınız. Bu size söyleyebileceğim en değerli şey, o yüzden aklınızda tutmaya çalışın!"

 

3. Çalışmadığınız anlarsa asla hikaye üzerine düşünmeyin.

Bir şey yazarken sonrasında ne yazdığımı okumak benim için zaruridir. Eğer yazdığınız şey üzerine düşünmeyi sürdürürseniz yazdığınız kısmı yitirir ve ertesi gün aynı şeyle devam etmek zorunda kalırsınız. Egzersiz yapmak, vücudu yormak gereklidir. Sevdiğiniz biriyle sevişmek çok iyidir, her şeyden daha iyidir. Ama sonunda, yapacak hiçbir işiniz kalmadığında, tekrar yazmaya başlayana dek düşünmeyi ya da hikayeniz hakkında endişelenmeyi engellemek için okumak gerekir. Yazımın kuyusunu asla boş bırakmamayı, kuyunun dibinde daima bir şeyler bulundurmayı ve geceleri o şeyi beslendiği kaynaklardan doldurmayı öğrendim."

 

4. Tekrar çalışmaya başlama zamanınız geldiğinde daima önceden yazdığınız kısımları okuyarak başlayın.

"En iyi yöntem her gün yazdığınız şeyi en baştan okumak, yazdığınız kısımları kontrol etmek ve bir önceki gün bıraktığınız yerden devam etmektir. Eğer her gün baştan okuyamayacağınız kadar uzun bir hale gelirse her gün birkaç bölüm geriye giderek okuyun, haftada bir de tümünü baştan okuyun. Böylelikle bir bütünlük sağlamış olursunuz."

 

5.Duyguları izah etmeyin, hissettirin.


"Yazarken olabilecek en büyük zorlukla; gerçekte ne hissettiğimizi bilmek bir yana, hissetmemiz gereken ya da hissetmemiz öğretilen şeylere göre eyleme geçmekle karşı karşıya geldim. Oysa asıl olan o duyguyu yaşamamızı sağlayan şeydir."

 

6. Kalemle yazın.

"Yazmaya başladınız mıydı bütün tekmeleri siz yersiniz, okura bir şey olmaz. Belki daktilo kullanmakta gayet iyisinizdir, çünkü daha kolaydır ve size daha çok keyif verir. Yazmayı öğrendikten sonra biricik amacınız her şeyi; her duyuyu, her manzarayı, her duyguyu, her yeri ve her heyecanı okuyucunuza aktarmaktır. Bunun için yazdığınız şeyin üzerinde tekrar çalışmanız gerekir. Eğer bir kalemle yazarsanız okuyucunun vermek istediğinizi alıp almadığını üç kez gözden geçirme şansınız olur. Önce yazdığınızı tekrar okursunuz, sonra daktiloya çekersiniz ve bu size yazdığınız şeyi iyileştirme imkanı verir. Son olarak da deneme baskısını tekrar gözden geçirirsiniz."

 

7. Yazdığınız şeyi kısa tutun.


"Gettsyburg Konuşması'nın bu denli kısa olması tesadüf değil. Nesirin de havacılık, fizik ya da matematik gibi değişmez kuralları vardır."

 

 

 


 

 

 

 

Kaynak: Open Culture

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.