Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

İnsan öyküleriyle Türkiye'nin halleri




Toplam oy: 1349
Celal Başlangıç'ın yeni kitabı 'Hayatın Rengi Gökkuşağı', Everest Yayınları'ndan çıktı. Kitapta 'Sinemacılar, Tiyatrocular, Müzisyenler', 'Gazeteciler, Foto Muhabirleri, Belgeselciler', 'Çizgiler, Desenler, Değerler' başlıkları altında 44 'insan öyküsü' yer alıyor.

Yılmaz Güney aramıştı bir gün. Önemli bir konuyu görüşmek istiyordu. Yeni çevirmişti Umut filmini Yılmaz. Çok başarılıydı. Herkes kıskanmıştı. Geçmişini karıştırmak istiyorlar, aleyhinde kampanyalar yürütüyorlardı.

 

 

Buluştuklarında “Kardeş” dedi, “Benim için çok önemli olan bir sorun var. Bizim film Cannes’a seçildi.”

 

 

Çok sevinmişti bu habere Arif. Önce kadehleri tokuşturdular şerefe. Ama bir sorun vardı. Filmi yurtdışına çıkartamıyorlardı.

 

 

İsveç’ten yeni dönmüş, gazeteciliğe başlamıştı yeniden Arif. Bu konuşmadan sonra Umut filmini yurtdışına götürecek birini aramayı iş edinmişti. Ama bulamadı.

 

 

İşte tam o sırada çalıştığı Günaydın ve Saklambaç gazeteleri adına Cannes Film Festivali’ni izleme görevi verildi Arif’e.

 

 

Koydu Umut’u bir valize. Bütün riskleri göze alıp dayandı Yeşilköy Havaalanının gümrük kapısına. Uçağın önüne gelince bir baktı Umut’un olduğu valiz uçağın kargo bölümüne doğru gidiyor. Havaalanının terasında da Yılmaz Güney bütün film ekibiyle el sallıyordu Arif’e…

 

 

Celal Başlangıç’ın yeni çıkan kitabı Hayatın Rengi Gökkuşağı, Arif Keskiner’in, nam-ı diğer 'Çiçek Arif'in Yılmaz Güney ve Umut filmiyle ilgili bu öyküsüyle başlıyor.

 

 

Celal Başlangıç, yakın dönem Türkiye tarihini portreler, yani 'Hayat röportajları' üzerinden yazmaya 'Hayata Söylenmiş Şarkılar'dan sonra 'Hayatın Rengi Gökkuşağı' ile devam ediyor.

 

 

 

Hayatın Rengi Gökkuşağı'nda; sinemacı, tiyatrocu, müzisyen, gazeteci, foto muhabiri, belgeselci portreleri aracılığıyla; tanıdığımız, bildiğimiz ya da ilk kez tanışacağımız insanların 'hayatlarıyla yaptıkları tanıklıklar' üzerinden Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşamanın halleri anlatılıyor.

 

 

Başlangıç’a göre ‘Hayatın Rengi Gökkuşağı’nda yer alan portrelerin toplamı bir yandan yaşadığımız çağın, diğer yandan da yaşadığımız coğrafyanın aracısız tanıklığı. Kişisel çabaları, düşleri, hayal kırıklıkları, yetenekleri, yaptıkları yani yaşadıklarıyla tam 44 insanın öyküsü yer alıyor kitapta. Başlangıç'ın deyimiyle 'hayat röportajları'. Başlangıç'ın bu çerçevede insan öykülerini derlediği ilk kitabı ise ‘Hayata Söylenmiş Şarkılar’dı.  48 insanın öyküsünü ‘Ustalar, Şefler, Ölümsüzler’, ‘78’liler, 68’liler ve Daha Gençler’, ‘Renkler, Farklılıklar, Zenginlikler’ bölüm başlıkları altında toplamıştı. Ayşe Nur Zarakolu’dan başlayan, Mihri Belli’ye, Nihat Sargın’a, Ruhi Su’ya,  Sait Faik’e, Vedat Türkali’ye, Ahmet Piriştina’ya, Deniz Kavukçuoğlu’na, İsmet Öztürk’e, Mustafa Yalçıner’e, Fethiye Çetin’e, Hrant Dink’e, Raffi Hermon’a, Sarkis Çerkesyan’a, Sarkis Seropyan’a uzanan bir çizgide anlatmıştı kahramanlarını; hayalleri, idealleri, varoluş süreçleri, hayata karşı duruşları, adanmış ömürleriyle. Yine aynı çizgide süren Hayatın Rengi Gökkuşağı’nda da ‘Sinemacılar, Tiyatrocular, Müzisyenler’, ‘Gazeteciler, Foto Muhabirleri, Belgeselciler’, ‘Çizgiler, Desenler, Değerler’ başlıkları altında topluyor bu kez kahramanlarını. Engin Yörükoğlu’ndan Ercan Kesal’a, Mazlum Çimen’den Mümtaz Sevinç’e, Reis Çelik’ten Yaşar Seyman’a, Ara Güler’den Enis Rıza’ya, Fikret Otyam’dan Selçuk Erez’e doğru açılan geniş bir yelpazede insanları bildiğimizin ötesindeki yanlarıyla da tanıma olanağı sunuyor bize. Tabii bir de adını sanını hiç duymadığınız insanların ilginç öykülerine tanıklık ettiriyor.

 

 

Başlangıç üçleme olarak planladığı 'hayat' röportajlarının sonuncusunun hazırlıklarının ise sürdüğünü söylüyor.

 

 

 

Yılmaz Güney - Umut

 

 

 

Hayatın Rengi Gökkuşağı'nda yer alan portreler:

 

 

I.    Sinemacılar, Tiyatrocular, Müzisyenler: Arif Keskiner, Engin Yörükoğlu, Ercan Kesal, Erkan Yücel, Haldun Dormen, Haluk Levent, Haluk Ünal, İberya Özkan, Lilith, Mazlum Çimen, Mehmet Esen, Mümtaz Sevinç, Oktay Güzeloğlu, Rahmi Dilligil, Reis Çelik, Sema, Semir Aslanyürek, Tuncer Necmioğlu, Vecdi Sayar, Yaşar Seyman.

 

II.    Gazeteciler, Foto Muhabirleri, Belgeselciler: Ali Öz, Ara Güler, Enis Rıza, Ergun Hiçyılmaz, Fikret Otyam, Güneş Karabuda, Hama Hammami, Hasan Şenyüksel, Nedim Hazar, Özcan Yurdalan.

 

III.    Çizgiler, Desenler, Değerler: Refika, Mehmet Soyer, Meliscan Melisanda Sezer, Osman Erkut, Özer Baysaling, Özer Ergül, Selçuk Erez, Sibel Kilimci, Şule Takmaz Nişancıoğlu, Şerafettin Kaya, Vural Öger, Yunus Tonkuş, Zinnur Taygan.

 

 

 

Hayata Söylenmiş Şarkılar’da yer alan portreler:

 

I.    Ustalar, Şefler, Ölümsüzler: Ayşe Nur Zarakolu, Eflatun Nuri, Emil Galip Sandalcı, Mihri Belli, Nihat Sargın, Rıfat Ilgaz, Ruhi Su, Sabahattin Ali, Sait Faik, Süleyman Üstün, Vedat Türkali.


II.    78’liler, 68’liler ve Daha Gençler: Abdullah Yılmaz, Adnan Önder, Ahmet Piriştina, Alaaddin Dinçer, Asım Arslan, Atilla Keskin, Babür Kuzucuoğlu, Celalettin Can, Cüneyt Kafkas,  Deniz Kavukçuoğlu, Erdoğan Aydın, Fikret Karacan, Hakkı Zariç, İsmet Öztürk, Mahmut Ocaklı, Mehmet Sönmez, Mustafa Yalçıner, Muzaffer Erdoğdu, Ragıp Zarakolu, Sefer Selvi, Selçuk Polat, Süha Tuğtepe, Zeki Kırdemir, Zihni Çetiner.

 

III.    Renkler, Farklar, Zenginlikler: Feryal Kaya, Fethiye Çetin, Giovanni Scognomilla, Habib Gerez, Hrant Dink, Hrantik Topakian, Mustafa Olpak, Peter Hristoff, Raffi Hermon, Sarkis Çerkezyan, Sarkis Seropyan, Vedat Tüten.

 

 

 

 

Kaynak: Cumhuriyet

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.