Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Jeannette Winterson’dan sanat ve edebiyat üzerine ilham tozları




Toplam oy: 253

Vişnenin Cinsiyeti, Bedende Yazılı ve Tek Meyve Portakal Değildir gibi romanlarıyla tanıdığımız Britanyalı yazar Jeanette Winterson, Sel Yayıncılık etiketiyle geçtiğimiz aylarda raflardaki yerini alan Sanat Başkaldırır adlı kitabında, sanatın varlık nedeni, dil, yazar ve okur ilişkisi, hayal gücü gibi pek çok konudaki denemelerini paylaşırken, Virginia Woolf, George Eliot gibi usta isimlerin metinlerine de yakın okuma yapıyor.

 

Winterson, yazar, ressam, müzisyen ya da unvanı ne olursa olsun, yaratıcı bir eylemle meşgul olanların hayatımıza ve kendilerine kattıklarından bahsediyor. Yaratcılığın çağımızda neye tekabül ettiğini de sorguluyor.

 

 

 

“Coşku ve Cüretkârlık Üzerine” alt başlığını taşıyan Sanat Başkaldırır'da ilham verici öylesine çok pasaj vardı ki, onlardan birkaçını, kısa kısa da olsa sizlerle paylaşmak istedik.

 

 

 

 

  • “Ben yazarın hayatıyla eserleri arasındaki kesişmenin okur açısından önem taşımadığını düşünüyorum. Okura sunulan, yazarın bedeninden bir parça ya da doğrudan zihniyle ilgili bir içgörü değil, kendi başına, ayrı bir gerçekliktir.”

 

  • “Hakikat kalıcı olansa şayet, sanat insanların giriştiği diğer tüm uğraşlardan daha hakiki olduğunu kanıtlamıştır. “

 

  • “Şair okurları olsun ister. İletişim kurmak ister, ama yönteminden ödün veremez. Hususi dilden bir Çin Seddi inşa etmek ve konuşma dilinin gevşekliğine kaymak, şairin kaçınması gereken hatalardır. Her iki yolun da kendine özgü baştan çıkarıcı yanları vardır.”

 

  • “Dünyaya çıplak geldim, ama fırça darbeleri üstümü örter, dil beni büyütür, müzik ritmimi belirler.”

 

Winterson'ın çocukluk fotoğrafı, 
otobiyografik romanı Tek Meyve Portakal Değildir'in
İngilizce baskısının kapağında yer alıyordu.

 

 

  • “İnsanın, sırf kendi memnuniyeti için bile olsa, kastettiği şeyi kesin olarak dile getirmesi zordur. Kastettiğini kesin olarak dile getirirken işin içine bir başkasını dahil etmek daha da zordur. Aramızdaki iletişim varsayımlara, çağrışımlara, ortak özelliklere ve kimsenin net bir şekilde tanımlayamayacağı ama var olduğunu herkesin kabul edeceği bir tür ortak kısaltmalar silsilesine dayanır.”

 

  • “Bütün resimler mağara resmidir; içimizdeki basık, karanlık duvarlara yapılmış resimlerdir her biri, görkemin yansımasıdır.”

 

  • Dalgalar’da [Virginia Woolf] sokakta kulağınıza çalınabilecek türden tek bir cümle bile yoktur. Kendi kendinize konuşurken söyleyebileceğiniz türden tek bir cümle bile yoktur. Kullandığımız ve kullanmadığımız  bir dildir bu. (...) henüz keşfedilmemiş bir halkın kullanacağı kadar alışılmamış ve hareketli bir dildir bu.”



  • “Kesinlikle esriklik arasında hiçbir çekişme yoktur. Dalgalar kendi sözcükleriyle sürüklenir. Sözcükler bir içeri bir dışarı gidip gelen ritmik hareketlerle, zihni meşgul eder, zihinde yankılanır, bir iz bırakırlar. Esriklik bir dönüşüm halidir.”



  • “Sanat kişiye özel bir kâbus değildir, hatta kişiye özel bir rüya bile değildir. Sanat, geçmiş ve geleceğin olasılıklarının izini bugünün sarmalı içinde süren, ortak bir insani bağlantıdır.”

 

 

 

AB

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.