Bizim başımıza gelen her şey, edebiyatımızın da başına gelmiştir. Bizim başımıza en fazla gelen şey askeri darbe olduğuna göre, Türkçe edebiyatta darbe edebiyatı diye bir tür oluşturacak kadar çok eser bulunması şaşırtıcı değil. 60'lar, 70'ler, 80'lerde, edebiyatta bir siyasal tavır mecburiyeti ve tutsaklığı var. Meselesi bu olmayan roman değersiz bulunmuş. Edebiyat yakın tarihimize tanıklık, sanıklık ve yargıçlık görevini yerine getirmiş. Edebiyatta çareler tükenmez.
Kadınlar, azınlıklar, doğa gibi sessiz kurbanlara da ses veriyor edebiyatımız. Baskı altında varoluş ve aydınlanma sorunu yaşayan birey, edebiyatta var oluyor. Doğrudan sistem eleştirisi yapamayan edebiyat, distopyalarda ya da hicivlerde mesajını veriyor. Apolitik yetiştiği öne sürülen neslin, aslında evrensel bir politik bakış açısı olduğu, hayal gücünün geçmişi anlatmak değil geleceği yaratmak için kullanılabileceğini öğreniyoruz fantastik edebiyattan. Edebiyatın meselesi bu olmalı artık. Hepimizin biraz iyi habere ihtiyacı var.
Siyasetin edebiyatın neresinde olduğunu bulmak için okları takip edin.
Hazırlayan: Aysu Önen / Çizen: Sedat Girgin
Kararsız Okuru çok seviyoruz; ne güzel bulmuş da koymuş, diye düşünüyoruz hep. Ama bu sefer gözlerimiz listede Melih Cevdet Anday'ın "Gizli Emir" adlı romanını aramadı değil. "Siyaset" başlığına çok güzel uyardı kanımızca.
Yeni yorum gönder