Buz ve Ateşin Şarkısı serisi (televizyon uyarlaması adıyla Taht Oyunları) en sabırsızlıkla beklenen, üzerine en çok konuşulan popüler kültür ürünü olarak, gelecekte, dönem tanımlamakta kullanılacak eserlerin başında geliyor. Ortaçağ temalı ya da zeki kırılmalarla dolu pek çok eser arasında Buz ve Ateşin Şarkısı’nın başarısını yazarı George R.R. Martin Ortaçağın dinamiklerini en iyi yakalayan eser olmasına bağlıyor. İddiasını bir adım öteye taşıyalım; üç bacaklı bir başarı bu:
- Martin, geçmişin bugüne ulaşan, dokunan ve bir ölçüde yaşayan geleneklerinden ve yordamlarından geri gelerek, Foucault-vari bir arkeolojik çalışma ile geçmişe uzanmış. Bugünkü İskoç topraklarının sınırında, MS 2. yüzyılda kuzeyden gelecek tehditlere karşı sınır boyunca inşa edilen Hadrian Duvarı’nın üzerinde derin ormanlara ve tekinsiz bir belirsizliğe bakan Romalı askerin hissettiklerinden, Yüzyıl Savaşları’nın (1337-1453) hanedanların yönetimindeki Ortaçağ Avrupası kodlarına; dönemin vassal-süzeren güç ilişkilerine, İngiliz Tahtı üzerine Lanchesterlar ve Yorkların 30 yıla yayılan taht mücadelesi Güller Savaşı’na, dinler tarihine yönelen kapsamlı bir arkeolojik çalışma.
- Sanat eserleri, hedef kitlelerine disiplinlerin kendilerine has kanalları üzerinden ulaşmak üzere tasarlandıklarından, bir disiplinden öbürüne nakiller kolay olmuyor. Ancak Martin’in disiplinlerarası geçmişi daha kaynağında bu sorunu çözmüş. Örnek vermek gerekirse; zamanında televizyon için de çalışan Martin, bir televizyon taktiği olan arkası yarını, ifşa anlarında akış kesmeyi, sahne atlamayı edebiyata taşıdı ve kitaplarında her bölüm sonunu birer sahne kırılması gibi tasarladı.
- Serinin -ve dolayısıyla Martin’in- beslendiği eserler güçlü ve oldukça çeşitli… Çocukluğundan itibaren bilimkurgu tutkunu olan Martin’in tarih ve antropolojiye olan derin ilgisi ile farklı disiplinlerini bir arada kullanmasının sonuçlarını seride açık bir biçimde görüyoruz. KararsızOkur için, Martin’in seriyi yaratırken beslendiği kitapları topladık.
(Görselin büyük hali için tıklayınız.)
Görsel: Onur Atay
Yeni yorum gönder