Sevgili KomşudaPişen okurları, nisan ayında da sizler için dergileri karıştırdım, okudum, notlar aldım ve ilgimi çekenleri paylaştım. Bu ay komşuda neler mi pişmiş? Notos'ta harika bir öykü varmış mesela, Natama'da ilgi çekici bir araştırma yazısı, Amargi'de makyaj blogları mercek altına alınmış ve Varlık'ta, üçüncü sayfa haberlerinin yazımından empati kavramına uzanan güzel bir yazı kaleme alınmış. Ve karşınızda bu ayın KomşudaPişen'leri...
Notos
Gönül Hazneci - An
Size her şeyi sabırla anlatan, hayata dair bildiğiniz her şeyi bir bir öğreten, yıllar boyu her sorunuzu bıkmadan usanmadan yanıtlayan annenizin bir gün gelip hiçbir şey hatırlamamaya başladığını düşünün. Doktorlar görevi size veriyor, zamanında ondan dinlediğiniz her bir anıyı her bir güzel günü ona tek tek bu kez de siz anlatacaksınız. Size ikinci el gelen çocukluk hikayelerini birinci elden yaşayan kişiye satmaya çalışacaksınız. Nasıl görev ama?
Psikiyatri edebiyat için bitmez tükenmez bir kaynak orası şüphe götürmez. Ayfer Tunç'un Trabzon'daki bir akıl hastanesini anlatan ve bir Türkiye panoraması olarak da tanımlanabilecek muhteşem romanı Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi belki de bunun en büyük örneği. Gönül Hazneci de bu öyküsünde Notos'un Şubat - Mart sayısında yayınlanan "Bu fotoğrafın öyküsünü yazar mısınız?" çağrısına kayıtsız kalmıyor ve bu güzel öyküyü kaleme alıyor.
Natama
Enis Akın - Otomobilin Şiirleştirilmesi Şiirin Otomobilleştirilmesi
Enis Akın detaylıca hazırladığı araştırma yazısında otomobil reklamlarında kullanımı özellikle 2008'deki finansal krizden sonra gittikçe yaygınlaşan şiiri ve şiirin otomobilin kapitalist dünyasında "zayi olmaya" neden bu kadar gönüllü olduğunu sorguluyor. Kapitalist dünyanın genelde küçümsediği ve para etmediğine inandığı şiirden kriz sonrası "bedava" bir reklam aracı olarak faydalanmak istemesini değerlendiren Enis Akın oldukça ilginç örneklerle çıkıyor karşımıza. Örneğin bir otomobil markasının 2006 yılındaki GO kampanyasında Turgut Uyar, Ataol Behramoğlu ve Metin Altıok'un şiirlerinden bölümleri işlerine geldiği gibi keserek reklamda kullanması ve Can Dündar'ın Milliyet gazetesindeki köşesinde bunu eleştirmesinden ama merhum olmamış şiir sahiplerinin duruma itirazı olmadığı gibi bu durumdan maddi kazanç sağlamaktan dolayı memnun olduklarından bahsediyor. Otomobillerin ve otomobil sahibi olmanın tüketim toplumunda nasıl bir fetiş haline geldiğini açıklamak için anlattığı diğer olay ise daha da acayip, Kuzeybatı Detroit'te 8000 üyesi olan Pentecostal kilisesi Greater Grace Temple'da bir pazar ayininde krizde olan otomotiv sektörü için topluca dua edilmesi ve bu ayin için kilisenin ortasına 3 tane SUV (genelde jip olarak adlandırdığımız arazi araçlarından) getirilmesi.
Edebiyat kapitalist anlayışa karşı nasıl bir duruş sergilemelidir'i sorgulayan başarılı bir araştırma yazısı arıyorsanız, doğru yerdesiniz.
Amargi
Gizem Ekin Çelik - Yok,Teşekkür Ederim, Ben Sadece Bakıyorum: BLOGGER MEVZUSU
Amargi bir edebiyat dergisi değil, feminist dergi yazıyor kapağında. Bu ay KomşudaPişen'de ufak bir torpille edebiyatla direkt ilgili bir yazıyla değil makyaj ve kozmetik bloglarını tecrübe eden müthiş bir yazıyla yerini alıyor. Gizem Ekin Çelik kendini bilime adamış bir kişi olarak tüm önyargılarından arınarak makyaj blogları alemine dalıyor. Feminist görüşün temel prensiplerine dayanarak tasvip etmediği bloglara yorumlar bırakıyor, çeşitli cevaplar alıyor. Kendisinden alıntılamak gerekirse:
"...Sonra 'sayın her şeyi bilen' pozlarımdan, 'erkekler için süslenir, erkekler için boyanırız, kozmetiğimiz fallusunuz etrafında döner' ön kabulünün karşı tarafı hiç dinlemeden verilmiş, kadınlar için kadınlara rağmen bir noktaya doğru ilerlediğini fark etmeye doğru evrildi."
Varlık
Reyhan Yıldırım - Karışık İşler (Üçüncü Sayfa Yazma Eylemi)
Tarihi zafer kazananlar yazar ya hani peki ya üçüncü sayfa haberlerini kim yazıyor? Kulaktan kulağa oyunundaki gibi yaşananla anlatılan arasındaki farktan kim sorumlu? Bir evlat kime teröristtir, bir teröristin annesi sadece küfür ederek mi anılır? Bir olayı binlerce insana anlatmanın sorumluluğu insanın omuzlarında yük olur mu? Günümü karartıyor, içimi daraltıyor diye hızlıca geçtiğimiz üçüncü sayfa haberlerinde kahramanlar, kurbanlar hiç akıllarına getirmiş midir, gün olur da benim o korkunç nüfus cüzdanı vesikalığım bu sayfada basılır mı acaba diye?
Türk Dil Kurumu empati kavramını insanlara nasıl açıklarız diye bir endişeye sahip olursa Reyhan Yıldırım'a ve bu öyküye danışmasını öneririm naçizane.
Yeni yorum gönder