Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Samuel Beckett’in okuduğu kitaplar...




Toplam oy: 952

Godot’yu Beklerken adlı oyunuyla tiyatro tarihinin akışını geri dönüşmez bir biçimde değiştirmişti Samuel Beckett. O aynı zamanda 1969 yılında kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü karşısında sevinmek şöyle dursun, ödülün beraberinde getirdiği şöhret karşısında kendini boğulmuş hisseden bir münzeviydi. Hâl böyle olunca Samuel Beckett’in kendi kişisel alanında neler yaptığı da okurları için gizemli ve olduğu kadar çekici de. Beckett’in gündelik yaşamına dair az sayıda ayrıntıya ise  yazarın yazdığı mektuplar sayesinde ulaşıyoruz. Ulaşılan bu bilgilerden en ilginci ve muhtemelen Beckett’in iç dünyası konusunda en çok fikir vereni ise yazarın sevdiği kitaplar listesi. İşte Beckett’in 1941-1956 yılları arasında okuduğu, mektuplarında andığı kitaplar:


Andromaque- Jean Racine

Andromaque’ı tekrar, her zamankinden büyük bir hayranlıkla okudum. Ve bana kalırsa bana günümüz tiyatrosunun imkanları konusunda daha ileri bir anlayış kattı.”


Seksen Günde Devr-i Alem – Jules Verne

“Parlak bir eser!”


Çavdar Tarlasında Çocuklar – J.D. Salinger

“Kesinlikle çok sevdim! Uzun süredir bu kadar sevdiğim bir şey olmamıştı.”


Notre Dame’ın Kamburu – Victor Hugo


Gecenin Sonuna Yolculuk – Louis-Ferdinand Celine


İnsanlık Durumu
– Andre Malraux


Yabancı
– Albert Camus

“Okumaya çalış, bence önemli.”


Varolma Eğilimi
– Emil M. Cioran

“Harika bir şey! Bu ilk eserini tekrar okumalısın!”

 

 

EK

 

 


Kaynak: www.cambridge.org

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.