Dümdüz bir çizgi çek, bak bozkır. Sonra çizgi yükselecek, bir ovaya denk düşecek, al sana Haymana. Bozkırın ayazında bir ova, ovanın başında bir mahpushane. Haymana Cezaevi'nden Ulucanlar'a bozkırın alameti teğet geçer bu çizgide. Karanfil Sokağı bürokratik olarak anılır, politiktir aslında. Ankara'lı siyasi meseleler üzerine akıl yürütmek için doldurmuş heybesini. Güncel mevzulara temkinliyse de sesinde aynı dizelerin sessizliği: ''Bir dal süzülür mavide/ Al al bir yangın şarkısı/ Bakmayın saksıda boy verdiğine/ kökü Altındağ'da, İncesu'dadır.''
Hayatın kendisi politiktir dolayısıyla edebiyatın politik olması doğru ya da yanlış değil doğaldır. Türkiye’nin politika gündemiyse zaten edebiyatı doğrudan etkiliyor. Çünkü edebiyat var olan toplumsal durum üzerinden yeni ürünler yaratır. Bu gerçeklikler sanatçının eserine ya da sanatçıya yansır. Örnek olarak Orhan Kemal ve Vedat Türkali'nin kitapları gösterilebilir. Geçmişte edebiyat belli bir kesimin elindeydi ama şimdi öyle bir şey yok. Edebiyat herkese hitap edebiliyor artık. Politik gelişmeler de kitap olarak daha derinlemesine irdelenebiliyor.
Övgü Özdoğan 17 / Öğrenci
Pek çok haber bültenini, haber metnini izliyor ve okuyorum.
Bize sunulanlar, öne çıkarılanlar özgün yaşamsal gelişmelerin alt metninden çok da farklı değil. Sadece, siyasal atmosferin biçimlendirdikleri dışa vuruluyor. Yani haberciler hazır olanı haberleştirirken konuyu aile, bekâret, ahlak gibi istenene bağlamakta veya öne çıkarmakta sıkıntı yaşamıyorlar. Üstelik böylece daha az zaman harcamış oluyorlar. Benim için öğretici. Hem mevcut yönetimin toplumdan ne istediğini görüyorum hem de toplumun ahlaki değerlerini.
Dilan İkizoğlu 27 / Ziraat Mühendisi
Türkiye'nin yoğun siyasi atmosferinde edebiyat benim için gündemden kaçış ve kafa dinlemek demek. Sığ olarak gördüğüm siyasi atmosferden kaçmak için edebiyata sığınıyorum. Son dönemde edebiyatın da siyasete her zamankinden daha fazla bulaştığına üzülerek tanık oluyorum. Elbette böyle bir siyasi ortamda bunun böyle olması doğal ama benim tercihim aşk ve polisiye romanlarından yana. Açıkçası yakınlarıma da bu tür kitaplar öneriyorum.
Levent Boz 33 / Alım satım müdürü
Siyaseti elbette televizyondan takip ediyorum. Ancak televizyon haberleri ve gazetelerin yarattığı gündemin ve bunların gündeme bakışının taraflı ve yönlendiren bir yapısı olduğunu düşünüyorum. Buna karşılık ben siyasi kişiliklerin yazdığı kitapları, günceleri takip ederek onların anılarından olaylara bakmayı daha doğru buluyorum. Örneğin bazı siyasi gelişmeleri Mehmet Baransu'nun Karakutu, Soner Yalçın'ın Şamizdat, Çetin Doğan'ın Ateşi ve İhaneti Gördük kitaplarını okuyarak takip ettim. Bu okumaların bana daha objektif bir bakış açısı kattığını, fikirlerimi daha doğru yönlendirdiğini düşünüyorum.
Yeni yorum gönder