Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Sokaktan: Sizce ozan kimdir?




Toplam oy: 1339

Ozan şarkıcı denince, geçen yıllarda, gökte dolunay eşliğinde izlediğim Leonard Cohen geliyor aklıma. Ülkemizde ise ozan deyince aklıma Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Selda Bağcan, Jehan Barbur.

 

Leonard Cohen’in arkadaşı, ozan şarkıcı Suzan Vega geçen günlerdeki İstanbul konserinde parçalarını seslendirirken parçalarının öykülerini de anlatmıştı. Tom’s Diner adlı parçasının öyküsünü anlatmıştı hatta. Ozanların şarkılarında bir öykü, dert, mesaj oluyor ve insanın ruhuna sesleniyorlar.

 

Bu arada bir de 'yeni' ozanlar var. Önceki yıllarda Emiliana Torrini, Imogen Heap, Patrick Wolf’u konuk eden İstanbul Caz Festivali’nin 'Yeni Ozanlar' konserlerinde bu yıl The Dears konser verecek. Duyurulur!

 

Sokaktakiler ise, ozanlar konusunda birbirinden farklı yorumlar yaptı. Ozan sanatçının bir imajı olması gerektiğini en önemlisi duruşuyla sahici! olması gerektiğini belirterek ozanların, iç dünyalarını, fikirlerini bize melodiyle açması gerektiği yorumunu yaptı pek çoğu. Biri de Türkiye’de yeni bir ozan var mı diye sordu. Buyrun, sokağın ozan yorumunu dinlemeye…

 

 

 

 

“İç dünyamızı ritme aktarıyorlar”

 

Bir müzisyen

 

Ozanlar, kıvrak zekalı, halkın ve kendi iç dünyasını ritme uygun aktaran kişilerdir. Aşık Veysel Şatıroğlu, Aşık Reyhani, Erzurumlu Emrah, Ozan Arif, Aşık Seyrani, Kul Ahmed, Kazak Abdal, Harabi, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal, Aşık Mahzuni Şerif, Aşık Gevheri… Benim ozanım da kuzeyin oğlu Volkan Konak’tır.

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

“Ceza ‘hızlı’ bir ozan”

 

Döndü Yalgın ( 30, stilist)

 

Ozanların parçaları başka oluyor. Parçalarının sözleri anlamlı müziği de güzel oluyor. Ben duygularımı cümlelere dökemem ama ozanlar benim yerime konuşuyor sanki. Bana rehber oluyorlar aynı zamanda. Ozanların parçalarında hem söz hem beste aynı oranda önemli. Melih Kibar iyi bir bestecidir ama Çiğdem Talu söz yazar bestelerine. Onlar bu şekilde ikili olmuştur, ama ozan tektir. Kendi şarkısını yaratır. Ben Çorumluyum. Aşık Gülabi vardır bizim yörede bilinen. Oğlum Arda da Ceza’yı çok sever. Ceza’ya da ‘hızlı’ bir ozan desek ne dersiniz?

 

 

 

 

 

 


 

 

 

“Müziğin zanaatkarları”

 

Türkan (45, ev hanımı)

 

Bir Aşık Veysel’i bilirim o da Sivaslı olduğu için. Aşık Veysel’in türkülerinde acı vardır. Ozanlar müziğin zanaatkarlarıdır, ama önemsenip üzerlerinde durulsa belki de sanatçı olurlar.

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

“Siyasi taşlama olmalı”

 

 

Ersan Göksu Baytok (33, turizmci)

 

Ozanların parçalarında siyasi taşlama olmalı. Toplumsal sorunları, dönemin siyasi nabzını korkmadan, cesurca müzik gereçleriyle bizlere seslendirenler benim için ozandır. Ozanlar, halkın yanında olmalıdır. Halkın müzik sesi olmalılar. Herkes ozan olamaz. Ozan olmak hem yetenek hem de yürek ister!
Aslında ozan şarkıcı demek doğru gelmiyor bana. Anadolulu ozanlar ve kentli ozanlar diye ayrılabilir. Anadolu ozanlarına ozan şarkıcı diyemeyiz!

 

 

 

 

 

 


 

 

 

“Ozan politik duruşa sahip olmalı”

 

 

Seda Nur Şakı (25, üniversite öğrencisi)

 

Ozanlık dünyada halk müziği ile ilgili. ABD’de de Amerikan Folk'tan çıkıyor mesela.. Bu arada aklıma Kent Ozanları albümü geldi. Albümde parçaları olan Hümeyra, Nejat Yavaşoğulları, Umay Umay, Teoman, Vedat Sakman bizim kentli ozanlarımız… Ozanların politik bir duruşa sahip olması ve sanatının toplumun dönüşümünde oynayacağı rolün farkında olması gerekir. Artık şarkı sözleri çok basitleşmeye başladı o yüzden ozan şarkıcıları çok önemsiyorum. Açın radyoyu, anlamsız, içi boş, sadece saçma sapan tekrarlardan oluşan yüzlerce şarkı duyarsınız. Yeni ozanlar var mı Türkiye’de?

 

 

 

 

 


 

 

 

 

‘Orhan Gencebay da ozan’

 

 

İsmini açıklamıyor

 

Bana göre Orhan Gencebay da bir ozandır. Şimdi pek çok kişi buna itiraz edecek biliyorum, ama Orhan Gencebay’ın da parçalarında hayat vardır. Orhan Gencebay’ın parçalarında sadece Orhan Gencebay’ın iç dünyası yoktur. Orhan baba hem söz yazar hem de besteler. Aslında aklıma Sezen Aksu geliyor ama onun da hem bestesini yapıp hem sözlerini yazdığı pek parça yok. Ama Sezen Aksu da ozan havası var değil mi?

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.