Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Sokaktan: Uyarlasak da mı izlesek, uyarlamasak da mı okusak?




Toplam oy: 1545

Eylül ayı televizyonlar için yeni dizi sezonunun başlangıcına işaret ediyorsa da mutat Ankaralılar için Eylül, biten bir yazın ardından artık şehre dönmenin vakti. Şehre yeni dizi sezonu gelir ve kimi Ankaralılar için iklim değişir Akdeniz olur, kimisi içinse hala bozkır. Ankara sokakları edebiyat uyarlamalarının dizi olması konusunda farklı görüşlere sahip, diyebiliriz.

 

 

 


 

"Konunun uzatılması yanlış"

 

 

 

Deniz Akpınar (15) Öğrenci

 

Roman uyarlamaları başlarda ilgimi çekiyordu. Hanımın Çiftliği, Yaprak Dökümü gibi dizilerin ilk bölümlerini izledim. Ancak dizilerde romanın aslına bağlı kalınmaması ve konunun uzatılması uyarlamaları yanlış bulmama sebep oldu. Roman uyarlamaları kitabın varlığından haberdar etse de yazarın ifade etmek istediklerinin yanlış aktarılması gerçek duygusundan uzaklaşmasına sebep oluyor.

 

 

 

 

 

 

 

 


 

"Gençlik yıllarıma dönüyorum"

 

 

İsmail Kaynak (64) Motor Ustası

 

Artık çok fazla roman okuyamıyorum. Ancak gençliğimin romanlarını televizyonda görünce bu beni heyecanlandırıyor. Gençlik yıllarıma, o kitabı okuduğum zamanlara dönüyorum. Kitaptan bölümler de beraberinde aklıma geliyor. Kendi yarattığım dünya ile bu dünyayı kıyaslıyorum. Reşat Nuri Güntekin benim çok sevdiğim bir romancıydı. Onun Yaprak Dökümü'nü televizyonda izlemek benim için çok güzel bir anıydı.Dudaktan Kalbe, Yeşil Gece romanlarını da çok severim Güntekin'in. Bu romanlarının da dizi olmasını çok isterim.

 

 

 

 

 

 


 

 

 

"Önce kitabı okumalı"

 

 

 

 

Yavuzhan Ural (21) Öğrenci

 

Bence diziler kitabın yerine geçemez. Orhan Kemal'in Hanımın Çiftliği romanını okuduktan sonra diziye göz attım. Ama kitabın asıl anlatmak istediği uçup gitmişti. Kitapta yaratılan dünyadan çok daha farklı bir dünya ve kitabın asıl anlatmak istediğinin dışına çıkılmıştı. Kütap dizileşse bile izleyenler önce o kitabı okumalı. Yazarın kitabının konusunu, mesajını dizide anlatıldığı gibi sanmamalı.

 

 

 

 


 

 

 


 

 

 

 

"Beni kitaplardan soğuttu"

 

 


 

Yasemin Buyruk (39) Memur

 

 

Kitapların ruhu tam dizilere yansıtılmıyor, reyting uğruna konular uzatılıyor. Ayrıca entrika ön plana çıkarılıp eğitici yanı eksik kalıyor. Romanların aslına sadık kalarak, uzatılmadan, dizileşmesini istiyorum. Aşk-ı Memnu ve Hanımın Çiftliği dizilerini izledim. Romanlarını okumamıştım. Dizilerini izledikten sonra açıkçası romanları okuma isteği oluşmadı. Konular o kadar fazla abartılı ve ağdalıydı ki beni kitaplardan soğuttu. Artık hiçbir romanın dizisini okumadan izlemek istemiyorum.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

"Güzel romanlar dizileştirilmeli"

 

 

 

 

Recep Uyanık (45) Hırdavatçı

 

 

Kitap okuma şansım işlerden dolayı olmuyor. Okuyamadığım kitapları, dizi olarak seyretmek benim için bir kolaylık ve zamandan tasarruf. O kitabın ne anlattığını dizilerden anlayabiliyorum. Benim gibi kitap okumaya şansı olmayanlar için edebiyatımızın güzel romanları dizileştirilmeli, kitabını okumamış olsak da dizisiyle kitabı okumuş kadar olabiliriz.

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.