Turgut Uyar’ın 1978-1984 yılları arasında Elele dergisinde yayımlanan yazıları, geçtiğimiz günlerde Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlandı. Kitapta bir araya getirilen metinler, İkinci Yeni'nin büyük şairinin o dönemde okuduklarına dair görüşlerini dolambaçsız bir şekilde paylaştığı bir okuma güncesi olarak da görülebilir.
Aynı zamanda, ki belki de yazıları daha mühim kılan bu, Turgut Uyar’ın düzyazıya yer yer yaklaşan şiirlerindeki gibi içini açtığı, satır aralarında, dünyaya dair hassasiyetlerini kendine ait kelimelerle yansıttığı metinler bunlar. O yüzden de, yeni bir Turgut Uyar şiiri bulmuş kadar mutlu oluyor insan bu metinleri okuyunca.
İçinde hangi yazarların bahsi geçmiyor ki; Gabriel García Márquez, José Mauro de Vasconcelos, Elias Canetti, Sevgi Soysal, Oktay Rifat, Adalet Ağaoğlu, Melih Cevdet Anday, Yaşar Kemal, Cemal Süreya, Edip Cansever, Sevim Burak, Nazlı Eray, Orhan Pamuk...
Karşımızdaki şair değil de eleştirmen Turgut Uyar mı? Bunu öne sürmek biraz fazla iddialı olur. Uyar'a soracak olursanız, bu yazılar, bir eleştirmenin dikkatli bakışından ziyade okurda "tat" bırakma amacını taşıyor.
Her şekilde, Elele dergisindeki “Okuyalım” adlı köşede çıkmış bu yazıların arasında dolanmak, Uyar’ın güzel kelimeleriyle karşılaşmaya yetiyor.
Kitaptan, Nobel Ödüllü Yugoslav yazar İvo Andriç'in Ver Elini Çocukluk adlı yapıtına dair bir bölüm:
"Bir yazarın, daha doğrusu sadece bir yazarın değil bir insanın yaşlılık döneminde çocukluğuna dönmesi, onu anlatmaya çalışması nasıl açıklanır bilemiyorum. Çünkü bunlar çoğu zaman anı olmaktan ötede, çocukluk çevresinin -yaşlı kişi bili ve bilinciyle- yargılanması haline dönüşür. Çok uzakta kalmış sevgiler abartılıyor, korkuluyor, kinler farkına varmadan büyütülüyor, çocuğun çocuk yaşta algıladığı duygular yaşlı ağzı ve kafası ile belki de saptırılıyor. Yaşlı bir insan nasıl yeniden duyabilir, hatta düşünebilir çocukluğunu, duygularını nasıl yeniden yaşayabilir? Artık onun yazdığı çocukluk hele kötü geçmişse, ilendiği, yakındığı, daha doğrusu yeniden yarattığı bir çocukluktur. Çoğu kendisinin çocukluğu değildir. Yazarak kurtulmak istediği bir yaşam dilimidir sanki."
Yeni yorum gönder