Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Auster: Hayatımın en büyük eserini yazıyorum



Toplam oy: 841

Hürriyet gazetesinden Savaş Özbey ile New York'taki evinde bir araya gelen yazar, şair ve senarist Paul Auster, İç Dünyamdan Notlar'ın yanı sıra, üzerine çalıştığı yeni kitaptan da bahsetti. "Hayatımın en büyük eserini yazıyorum" diyen Auster, şöyle devam etti:

 

"Şu anda tam da ortasındayım. 250 sayfasını yazdım bile. Çok büyük bir kitap olacak hala en az iki-üç sene üzerinde çalışmam lazım. Bugüne kadar yaptığım her şeyden daha büyük bir eser olacak. Zor bir proje. Neyim var, neyim yok günde altı saat ona veriyorum. Ve bazen o gün sadece yarım sayfa yazmış oluyorum."

 

Auster'ın Özbey'e İç Dünyamdan Notlar hakkında söylediklerini derledik; bir de yazarın kendisine dair anlattıklarını...

 

 

Mektup ya da roman, yazdıklarınızı hep birileri okusun diye yazdığınızı ve bu yüzden günlük tutmadığınız için geçmişinizin silindiğinden yakınıyorsunuz. Bu otobiyografik kitapla turnayı iki gözünden mi vurdunuz? Hem hayatınızın notlarını tutup hem de insanlara okuyabilecekleri bir şeyler sunmak...

 

Hâlâ günlük tutmuyorum. Kitabı yazmaya başladım. Eski eşime yazdığım o mektuplar bana geldi. Sanki bir başkası, artık hiçbir bağlantım kalmamış bir yabancı tarafından yazılmış gibilerdi. Sonunda da dört bölümlü bu kitap ortaya çıktı. Asıl kaçınmak istediğim kendimden bahsetmekti. Çünkü kendimle o kadar ilgili değilim. Kendimden herhangi birini anlatır gibi bahsettim.

 

Eski eşinize, o zamanki sevgilinize yazdığımız mektupları yayımlarken otosansür yaptınız mı?

 

İçlerinden alıntılar var ama çok kişisel kısımları koymadım tabii. Ergen ‘Love Story’me gidip gidip gelmek istemedim.

 

O zaman yazdığınız mektuplardan birinde “Yazarak hiçbir zaman para kazanamayacağımı biliyorum” demişsiniz. Dünyaca ünlü bir yazar olduktan sonra fikriniz değişti mi?

 

Eh artık gençken olduğundan daha fazla param var…. Ama bu söylediğiniz durum uzunca bir süre geçerliydi. Evet, yeterince param var. Bu ne demek? Artık gençken yaşadığım gibi para yüzünden endişe duymama gerek yok. Çünkü parayla ilgili en kötü şey, sürekli onu düşünmen. Ve bu bir zehir. Kafanı sürekli nasıl yaşayacağına, kirayı nereden bulacağına yoruyorsun.

 

Kitabın bir yerinde “Yalnızdım ve huzursuzluk duyuyordum, aklım seksteydi” diyorsunuz... Cinsellik de para gibi mi? Olmayınca kafayı onla mı bozuyoruz?

 

Tabii hangi bağlamda söylendiği önemli bu lafın. Hiç kimseyle en ufak bir cinsel ilişkimin olmadığı bir dönemden söz ediyoruz. Tabii ki çok asap bozucu bir hale geldi. Eminim hepimiz zaman zaman, bu çok da mutlu olmayan pozisyona düşeriz ama bu da çok normal.

 

Cep telefonum yok

 

Sosyal medyada yokum. İnternetim de yok, bilgisayarım da, cep telefonum da. Çok ihtiyacım olursa Sophie’den falan yardım istiyorum bir şeylere bakması için. Biliyorum bir dinozorum, biliyorum herkes benden farklı düşünüyor ve biliyorum ki kimse benim yaşadığım gibi yaşamak istemiyor ama orada olmak için en ufak bir istek duymuyorum. Üstelik bütün o elektronik cihazları benle beraber taşımak zorunda olmadığım için de mutluyum.

 

Tom Waits’in büyük hayranıyım. Keşke ben de müzik yapabilseydim. Daha iyi bir hayatım olurdu. Ama sıfır yetenek…

 

Ben tatile çıkmam. Tırmanmak için dağlara gitmem ya da bir hafta boyunca şezlongun üzerinde bir sahilde uzanmam. Bunu hiç yapmadım.

 

Eskiden çok spor yapardım ana artık yaşlıyım. Sırtımı incittim ve eskiden yaptığım gibi beyzbol, tenis, futbol oynayamıyorum.

 


 

* Söyleşinin Auster'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylediklerini de kapsayan tam metnini hurriyet.com.tr'den okumak için tıklayınız.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.