Hürriyet gazetesinden Savaş Özbey ile New York'taki evinde bir araya gelen yazar, şair ve senarist Paul Auster, İç Dünyamdan Notlar'ın yanı sıra, üzerine çalıştığı yeni kitaptan da bahsetti. "Hayatımın en büyük eserini yazıyorum" diyen Auster, şöyle devam etti:
"Şu anda tam da ortasındayım. 250 sayfasını yazdım bile. Çok büyük bir kitap olacak hala en az iki-üç sene üzerinde çalışmam lazım. Bugüne kadar yaptığım her şeyden daha büyük bir eser olacak. Zor bir proje. Neyim var, neyim yok günde altı saat ona veriyorum. Ve bazen o gün sadece yarım sayfa yazmış oluyorum."
Auster'ın Özbey'e İç Dünyamdan Notlar hakkında söylediklerini derledik; bir de yazarın kendisine dair anlattıklarını...
Mektup ya da roman, yazdıklarınızı hep birileri okusun diye yazdığınızı ve bu yüzden günlük tutmadığınız için geçmişinizin silindiğinden yakınıyorsunuz. Bu otobiyografik kitapla turnayı iki gözünden mi vurdunuz? Hem hayatınızın notlarını tutup hem de insanlara okuyabilecekleri bir şeyler sunmak...
Hâlâ günlük tutmuyorum. Kitabı yazmaya başladım. Eski eşime yazdığım o mektuplar bana geldi. Sanki bir başkası, artık hiçbir bağlantım kalmamış bir yabancı tarafından yazılmış gibilerdi. Sonunda da dört bölümlü bu kitap ortaya çıktı. Asıl kaçınmak istediğim kendimden bahsetmekti. Çünkü kendimle o kadar ilgili değilim. Kendimden herhangi birini anlatır gibi bahsettim.
Eski eşinize, o zamanki sevgilinize yazdığımız mektupları yayımlarken otosansür yaptınız mı?
İçlerinden alıntılar var ama çok kişisel kısımları koymadım tabii. Ergen ‘Love Story’me gidip gidip gelmek istemedim.
O zaman yazdığınız mektuplardan birinde “Yazarak hiçbir zaman para kazanamayacağımı biliyorum” demişsiniz. Dünyaca ünlü bir yazar olduktan sonra fikriniz değişti mi?
Eh artık gençken olduğundan daha fazla param var…. Ama bu söylediğiniz durum uzunca bir süre geçerliydi. Evet, yeterince param var. Bu ne demek? Artık gençken yaşadığım gibi para yüzünden endişe duymama gerek yok. Çünkü parayla ilgili en kötü şey, sürekli onu düşünmen. Ve bu bir zehir. Kafanı sürekli nasıl yaşayacağına, kirayı nereden bulacağına yoruyorsun.
Kitabın bir yerinde “Yalnızdım ve huzursuzluk duyuyordum, aklım seksteydi” diyorsunuz... Cinsellik de para gibi mi? Olmayınca kafayı onla mı bozuyoruz?
Tabii hangi bağlamda söylendiği önemli bu lafın. Hiç kimseyle en ufak bir cinsel ilişkimin olmadığı bir dönemden söz ediyoruz. Tabii ki çok asap bozucu bir hale geldi. Eminim hepimiz zaman zaman, bu çok da mutlu olmayan pozisyona düşeriz ama bu da çok normal.
Cep telefonum yok
Sosyal medyada yokum. İnternetim de yok, bilgisayarım da, cep telefonum da. Çok ihtiyacım olursa Sophie’den falan yardım istiyorum bir şeylere bakması için. Biliyorum bir dinozorum, biliyorum herkes benden farklı düşünüyor ve biliyorum ki kimse benim yaşadığım gibi yaşamak istemiyor ama orada olmak için en ufak bir istek duymuyorum. Üstelik bütün o elektronik cihazları benle beraber taşımak zorunda olmadığım için de mutluyum.
Tom Waits’in büyük hayranıyım. Keşke ben de müzik yapabilseydim. Daha iyi bir hayatım olurdu. Ama sıfır yetenek…
Ben tatile çıkmam. Tırmanmak için dağlara gitmem ya da bir hafta boyunca şezlongun üzerinde bir sahilde uzanmam. Bunu hiç yapmadım.
Eskiden çok spor yapardım ana artık yaşlıyım. Sırtımı incittim ve eskiden yaptığım gibi beyzbol, tenis, futbol oynayamıyorum.
* Söyleşinin Auster'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylediklerini de kapsayan tam metnini hurriyet.com.tr'den okumak için tıklayınız.
Yeni yorum gönder