Türkiye Yayıncılar Birliği bir bildiriyle Hürriyet'e yapılan saldırıyı kınadı. Sanat ve edebiyat dünyası da yapılan saldırılara tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Ülkemizin en çok okunan gazetelerinden Hürriyet’in yönetim binası ve matbaasına kalabalık saldırgan gruplarınca taş ve sopalarla saldırılmış, camlar kırılmış, çalışanlar tehdit edilmiştir. Kırşehir’deki Gül Kitabevi, terör olaylarını protesto ettiklerini iddia eden 150 kişilik bir grup tararından tekbir sesleriyle ateşe verilmiş, kitabevi çalışanlarının canlarına kastedilmiş, yaralananlar olmuş ve kitabevi, içindeki tüm kitaplarla birlikte yakılarak yok edilmiştir. Devlet ve hükümet yetkililerince kınama açıklaması yapılmaması, güvenlik önlemlerinin gecikmesi ve yetersizliğiyle, saldırganların şiddet gösterilerini kameraya çekip sosyal medyada gururla paylaşacak bir cesaret ve rahatlığa kavuştuklarını büyük bir endişeyle izliyoruz. Bilgiye ve kültüre erişim kaynaklarımız olan bu kurum ve mekanlara yapılan, hiçbir şekilde mazur gösterilemeyecek şiddetli, silahlı, fanatik saldırıları ‘vatandaşların hassasiyeti’, ‘birkaç kendini bilmez insanın aşırı tepkileri’ olarak yorumlamak ve sunmak, saldırılar kadar tehlikeli ve yanlıştır. Bu olaylar ülkemizde arttırılan kutuplaşma ve gerilimin kültür hayatımıza ne kadar ağır bir faturası olacağının açık işaretleridir. Kırşehir’deki kitapçının, Hürriyet gazetesi ve çalışanlarının can ve mal güvenliklerini korumanın yanı sıra onların anayasal hakları olan yayınlama özgürlüklerini de korumak bu devletin ve hükümetin görevidir."
ADALET AĞAOĞLU: BU BİR TERÖRDÜR
Benim de devamlı okuru olduğum Hürriyet gazetesinin 67’nci yılını sevinçle ve hayranlıkla kutlarken, art arda yaşadığı saldırılar demokrasi adına üzüntü vericidir. Hürriyet gazetesi tarihi boyunca, maruz kaldığı tüm saldırılara rağmen demokrasiden yana tavrını koruyabilmiştir. Böyle bir sistem içinde o demokratik duruşu savunabilmek hiç kolay değildir. Bu saldırı düşünce özgürlüğünü sınırlandırmak üzere yapılmış, başında bir siyasi parti vekilinin olduğu, planlı ve kötü bir harekettir. Basın özgürlüğüne yönelik şiddet eylemlerini, saldırıları öfkeyle kınıyorum. Bu bir terördür ve lanetliyorum! Tüm emekçilerine geçmiş olsun.
ZÜLFÜ LİVANELİ: GERÇEKLERİ SAKLAMA ÇABASI
Bütün dünyada, basın kuruluşlarına saldırılar yapılmaya başlanması haksızlık ve güçsüzlük işaretidir. Türkiye’de de böyle olmakta. Hürriyet gazetesine yapılan saldırılar gerçekleri saklamak çabasından başka bir amaca hizmet etmiyor. Ama bizi bütün dünyaya rezil etmeye yetiyor.
FAZIL SAY: UTANÇ VERİCİ
Hürriyet’e yapılan ilkel saldırılar utanç vericidir. İnsanları sükûnete, sağduyuya ve gerçekleri görmeye davet ediyoruz.
ELİF ŞAFAK: ORTAÇAĞ ENGİZİSYON ZİHNİYETİ
Artık Türkiye’de en yalnız meslek gazetecilik oldu. Hiç bu kadar zor olmamıştı kelimelerle var olmak, kelimelerle solumak. Tek bir cümle yüzünden insanların hedef gösterildiği, linç edilmek istendigi karanlık ve vahşi bir tünelden geçiyoruz. Demokrasimize, barışa ve basına sahip çıkmalıyız. Herkesin birbirine benzemesini dayatan ve farklı fikirleri ya ezmek ya kovmak isteyen zihniyet, ortaçağ engizisyon zihniyetidir. Coğulculuğa tahammül edilemeyen bir ortamda basın özgür olamaz. Basın yoksa demokrasi var olamaz. Bu şiddetin karşısında, Hürriyet’in ve tüm zorluklara rağmen haber alma hakkımız için didinen basın emekçilerinin yanındayım.
MEHMET AKSOY: HÜRRİYET ASLA VATAN HAİNİ OLMAMIŞTIR
İkna edilemeyen, olmayan, ikna olmak istemeyen insanlar kendilerinden farklı düşünen insanları zorla ikna etmeye çalışırlarsa buna demokrasi denmez. Bunun temelinde özgür düşünceye darbe vurmak vardır. Bir gazete haber alma özgürlüğünün simgesidir. Hürriyet de kurulduğu günden beri Cumhuriyet’in ve demokrasinin yanındadır. Görüşlerini beğenirsiniz beğenmezsiniz, aynı fikirleri paylaşmayabilirsiniz ama Hürriyet asla vatan haini olmamış, her zaman Cumhuriyet’ten ve Atatürk’ten yana olmuştur. Her gün 15-20 ölüm haberi alırken, basılacak, tepki gösterilecek yer Hürriyet değildir. Haber alma özgürlüğünün olmadığı yerde özgürlük ve demokrasiden söz edilemez.
MEHMET GÜLERYÜZ: HÜR İRADENİN KATLİ
Sözde, demokrasiyi koruyan ve korudukları için iktidara gelenler, tümüyle demokratik hakları ayaklar altına alan, tümüyle reddeden çiğneyen bir noktayı oluşturmada gayret göstermeleri dehşetle izlenecek bir şey. Birbiri ardına yaşanan ölümlerin yanında, mücadele ederek kazanmaya çalıştığımız özgürlük ve demokratik hakların bu derece göz göre göre ihlal edilişi gelecekle ilgili çok ciddi endişeler duymamıza sebep oluyor. 78 yaşındayım ve her noktada bu kadar ümitsiz, üzüntü içinde olduğum bir dönem olmadı. Hürriyet gazetesine yapılan saldırılar, dönüşü olmayan bir yola giriştir. Gerçekleşen baskınlar, Cumhuriyet’le beraber kurup inandığımız hür iradenin tümüyle katlidir.
* Kaynak: Hürriyet
Yeni yorum gönder