Norgunk Yayıncılık, Doxa Dergisi, Körotonomedya, KozaVisual ve Pyromedia tarafından düzenlenen bir 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi; Sanat ve Arzu Seminerleri'nin Kasım oturumu 23-26 Kasım, 3 Aralık ve 21 Aralık tarihlerinde, Fransız Kültür Merkezi ve Sanat Limanı'nda yapılacak. Ekip, ilki Haziran ayında gerçekleşen etkinliğin Kasım oturumunda, işlerini önemli bulduğu kamusal sanatçı ve düşünürlerin sunuşlarına, derslerine, performans ve gösterimlerine yer verdiğini söylüyor.
Etkinlik duyurusu şöyle:
“Bu önemli bulduğumuz kamusal sanatçı ve düşünürlerin başında iki önemli çağdaş Fransız düşünürü geliyor; Raymond Bellour ve Georges Didi-Huberman. Bellour 23 Kasım Salı günü saat 18:00'de Fransız Kültür Merkezi'nde "Sinema ve Yerleştirmeler" başlıklı bir sunuş yapacak. Didi-Huberman ise 21 Aralık Salı günü saat 18:00'de, yine Fransız Kültür Merkezi'nde "Arzu ve Çatışkıyı Dansetmek" başlıklı bir konuşma yapacak.
Konuklarımız arasında bizi çok heyecanlandıran isimlerden biri Jim Fleming. Jim Fleming 1989 yılından beri New York merkezli olarak faaliyetlerini sürdüren radikal yayıncılık kollektifi Autonomedia Publishers'ın (http://autonomedia.org/ ) kurucu üyesi. Autonomedia Publishers 90'lardan bu yana 350'den fazla kitap yayınlayarak, o zamandan beri gelişmekte olan yeni küresel radikal kültürün temel taşlarından biri oldu. Yayınları arasında Deleuze, Negri, Guattari, Virilio, Baudrilliard gibi yapısalcılık sonrası Fransız siyasi felsefesi ve İtalyan Otonomist kuramının ilk İngilizce çevirilerinin yanısıra, Critical Art Ensemble, Kathy Acker, Hakim Bey (Peter Lamborn Wilson), Seth Tobocman gibi pekçok radikal sanatçının denemeleri, edebiyat ürünleri, şiirleri, çizgi romanları ve hatta radikal bilim kurgu romanları ve derlemeleri var. Şöyle desek abartmış olmayız sanırız; 90'ların başlarında Autonomedia Publishers sadece Negri'yle, Deleuze'le, Guattari'yle ilk kez tanışmamızı sağlamakla kalmadı, salt teoriden ibaret olmayan, günlük hayatın her katmanını dönüştürmeye yönelik devrimci bir "yaşam kültürü ve pratiği" üretmek konusunda bize ilham kaynağı oldu. Autonomedia'nın bazı kitapları Türkiye'li diğer yayıncılar tarafından çevrilmekteydi son on yıldır, Jim Fleming de Türkiye'li radikal kültürel çevrelerle öteden beri çok ilgili --mesela 2008 yılında düzenlediğimiz ilk Ulus Baker Buluşmasına doğrudan katkıda bulunan insanlardan biri de oydu. Bu nedenle bir zamandır sizlerle tanışmasına aracı olmaya çabalıyorduk --kısmet bu sonbaharaymış. Jim Fleming 26 Kasım Cuma günü saat 14:30'da Sanat Limanı'nda "Otonom Medya: Teori ve Pratik" başlıklı bir sunuş yapacak, Autonomedia kollektifi deneyimi üzerinden kapitalizmden bağımsız bir kültürel üretim biçiminin olasılıklarını tartışacak.
Bu seminer dizisini tasarlarken amacımızın alternatif kültürel üretim ve dolaşım biçimlerini tartışmaya açabilmek olduğunu söylemiştik. Kasım programının bize heyecan veren konukları arasında, 90'lar sonrasında anaakım medya'nın ekonomik tekelleşme ve siyasi iktidarla bütünleşmesi sürecinde muhalif/eleştirel bağımsız yayıncılığın medar-ı iftiharı haline gelen, ve artık sesimiz soluğumuz olan Express ve Bir+Bir dergileri var. Express'çiler kalabalık bir ekip olarak 24 Kasım Cuma günü saat 13:00'de Sanat Limanı'nda masaya oturacaklar, günümüzün siyasi, ekonomik ve kültürel koşullarında bağımsız yayıncılık deneyimlerini bize aktararak tartışmaya açacaklar. Bir+Bir'ciler ise 3 Aralık Cuma günü saat 16:30'da yine Sanat Limanı'nda Simon Reynolds ve Halil Turhanlı'nın sunuşlarının ardından onlarla bir söyleşi düzenleyecek.
Simon Reynolds ve Halil Turhanlı, bildiğiniz üzere, radikal ve eleştirel müzik kültürü üzerine yazan, bizim gibi popüler kültüre temkinli yaklaşan insanların çok çok önemsediği iki isim. Melody Maker ve Wire dergilerindeki yazılarından bildiğimiz Simon Reynolds Türkçe'ye de çevrilen "Seks İsyanları: Toplumsal Cinsiyet, Başkaldırı ve Rock'n'Roll" kitabının yanısıra, punk sonrası müzik kültürleri üzerine "Rip It Up and Start Again: Postpunk 1978-84" (2005) ve "Energy Flash: A Journey Through Rave Music and Dance Culture" (diğer adıyla "Generation Ecstasy") adlı kitaplarıyla kanımızca günümüzün en okunası müzik yazarlarından biri. Sanat ve Arzu Seminerleri kapsamında bize, korsan radyo kanalları ve yeni dolaşım biçimleriyle içinde yaşayan, muhalif ve alternatif müzik üretim ve dolaşım biçimlerinin içsel çelişkileri uzerine, "Yeraltı Denilen Arzu" başlıklı bir sunuş yapacak. Halil Turhanlı'yı uzun zamandır çeşitli Türkçe dergilerdeki kültür ve siyaset yazılarından, Açık Radyo'daki "Cuma Adlı Adamlar" programından, ve müzik kültürü üzerine yazdığı "Müzik ve Muhalefet" (Altıkırkbeş, 1996), "Ütopyanın Sesleri" (Chiviyazıları, 2001), "Anarşik Armoni" (Ne Kitaplar, 2003) kitaplarından tanıyoruz. Halil Turhanlı sunuşunda Richard Rorty'nin "kuvvetli şiir" kavramı aracılığıyla müziği ve çeşitli müzikal işlerin barındırdığı radikal imgelemi toplumsal muhalefet hareketleri ile ilişkilendirerek tartışacak.
Açıkçası programımızda yer almalarından pek onur duyduğumuz iki de canlı performans var Sanat ve Arzu'nun Kasım oturumunda. Birincisi, bir Siya Siyabend konseri!... Murat, Hakan, Memduh ve Erdem 24 Kasım Çarşamba günü saat 18:00'de Sanat Limanı'nda Ulus'un anısına akustik bir konser verecek. Diğer canlı performans ise Tiyatrolokomotif'in sergileyeceği, A. Bülent Acar'ın yönettiği, Samuel Beckett'in "Quad" ve "Ben Değil" adlı iki kısa oyunundan oluşan "Kare" adlı deneysel tiyatro performansı. Bülent Acar'ı ve Tiyatrolokomotif'i Ankara'dan, ODTÜ Oyuncuları'yla tanışıklığı olan insanların bileceğini tahmin ediyoruz; şimdiye değin ürettikleri "Yaban Çocuk" (Peter Handke'nin "Kaspar"ının müthiş deneysel bir uyarlaması), "Godot'yu Beklerken" ve "Bahar Noktası" gibi işlerle Türkiye'nin avant-garde ve deneysel sahne sanatları birikimine önemli katkılarda bulunan, bu ülkede cumhuriyetle birlikte sekteye uğrayan sahne sanatları kültürünün eleştirel ve kuramsal zeminlerde tekrar boyverebilmesi yolunda önemli çabalar sarfeden bir ekip Tiyatrolokomotif. Sanat ve Arzu programı kapsamında sergileyecekleri "Kare", Tiyatrolokomotif'in hazırlamakta olduğu kısa deneysel Beckett performanlarından ilki, özellikle bu seminerde sahnelenmek üzere tasarlandı, ve 26 Kasım Cuma günü saat 17:30'da Sanat Limanı'nda sahnelenecek.
Bunların dışında programımızda çok önemsediğimiz iki sanatçı sunuşu var. Bunlardan ilki çalışmalarını New York'da 16 Beaver kollektifiyle sürdüren (http://16beavergroup.org/ ), ve video, grafik, yazı vs. gibi birkaç farklı formatta politik ve kuramsal içeriği oldukça yoğun işler üreten Ayreen Anastas ve Rene Gabri'nin sunuşları. Ayreen Anastas Filistin'li, Rene Gabri Tahran doğumlu iki yersiz-yurtsuz sanatçı. Son dönem işleri özellikle alternatif sanatsal üretim ve dolaşım örgütlenmeleri üzerine, kültürel üretimi estetik derinliğinden vazgeçmeksizin siyasi aktivizm'le biraraya getirme çabası taşıyan işler, bu anlamda da bizim bu seminer dizisini örgütlemekteki kaygılarımızla pek örtüşüyor. Ayreen Anastas ve Rene Gabri'nin 24 Kasım Çarşamba günü saat 13:00'de Fransız Kültür Merkezi'nde yeralacak sunuşunun hem kendini kamusal/kollektif üretim faaliyetleri içerisinde tanımlayan sanatçıların, hem de kendini alternatif siyaset biçimleriyle ifade insanların (ve özellikle de bizim gibi kendini bu kesişim hattında bulanların) oldukça ilgisini çekeceğini tahmin ediyoruz.
Programımızda yeralan diğer sanatçı sunuşu Sönke Hallmann'ın yine 24 Kasım Çarşamba günü saat 14:30'da Fransız Kültür Merkezi'nde yapacağı "Dil ve Hareket" adlı sunuş. Berlin'de yaşayan ve çalışan Sönke Hallmann sunuşunda son dört senedir sürdüğü, performatif "okuma" etkinlikleri aracılığıyla yazma ve okuma eylemleri arasındaki ilişkiyi tersyüz etmeye yönelik bir dizi işi anlatacak. Sunuşuyla kuramsal derinliği olan bir tartışmaya açmayı amaçladığı işleri ilk olarak 2006 yılında Maastricht'deki Jan van Eyck Akademisi'nde "Department of Reading" (Okuma Fakültesi/Bölümü) adıyla örgütledi (http://www.reading.department.cc ). Bu tarihten beri Hollanda, Almanya ve Avrupa'nın çeşitli yerlerinde otuzu aşkın "okuma" etkinliği ve "Symposium for Readers" (Okurlar için Sempozyum) adlı bir sempozyum gerçekleştirdi ve "Echo's Book" adında bir kitap yayınladı. Sönke Hallmann'ın bu oldukça sıradışı üretiminin edebiyat kuramı, siyaset ve estetiğin kesişiminde, bu alanlarla ilgilinen herkesin çok ilgisini çekeceğini tahmin ediyoruz.
Alber Nahum'un 23 Kasım Salı günü 16:30'da Fransız Kültür Merkezi'nde "Spinoza ve Ölüm" üzerine yapacağı sunuş da, aynı şekilde, bu seminer dizisiyle tartışmaya açmayı düşündüğümüz pekçok alanı enine katetecek bir sunuş. Alber Nahum'u Norgunk Yayınlarından çıkan Spinoza'nın "Kötülük Mektupları" derlemesinden anımsayacağınızı tahmin ediyoruz.
En başında vurguladığımız gibi, Sanat ve Arzu Seminerleri'ni eleştirel, sanatsal ve kuramsal pratikleri biraraya getirmeye yönelik bir buluşma, ve önümüzdeki senelerde de sürecek, geleceğe ve disiplinlerin sınırlarını yerinden etmeye yönelik bir kültürel platform olarak tasarladık. Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz ilk oturum bizim beklediğimizden de yoğun ve keyifli geçti. Sanıyoruz bu önümüzdeki Kasım oturumu daha da yoğun ve heyecanlı olacak.”
Yeni yorum gönder