Soykırımı inkar yasası iptal edildi
Fransa Anayasa Konseyi, soykırımların inkarına 1 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezası öngören yasayı iptal etti. Konsey, gerekçeli kararında yasayı ifade özgürlüğü konusunda anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesine aykırı bulduğunu açıkladı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) kararı olumlu karşıladığını açıkladı; ifade özgürlüğü ilkesinin haklı bir davaya dahi kurban edilemeyeceğini vurguladı. İfade özgürlüğüne sahip çıkma sırasının Türkiye'de olduğunu belirten RSF, Türkiye’yi "Türk milletine hakaret" başlıklı Ceza Kanunu'nun 301. maddesini ve Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanun’u derhal değiştirmeye çağırdı; bunun "asgari tutarlılığın bir gereği" olduğunu ifade etti.
Katliam anması nefret mitingine dönüştü
Hocalı katliamının 20. yılını anmak için 26 Şubat Pazar günü Taksim’de bir eylem düzenlendi. “Ermenistan yok olsun”, “Dişe diş, kana kan, intikam intikam”, “Bozkurtlar burada, Hrantlar nerede?’, “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz” sloganlarının kullanıldığı mitinge İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu da katıldı. Bakan Şahin mitingdeki konuşmasında Türk milletinin
utanacak bir tarihi olmadığını
söyledi ve Hocalı katliamı için “kan yerde kalmayacak” ifadelerini kullandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi - Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De girişimi Hocalı mitingi tertip komitesi ile Bakan Şahin aleyhinde suç duyurusunda bulundu.
Başbakan Erdoğan ise ırkçı söylemleri “marjinal ve münferit birkaç pankart” sözleriyle değerlendirdi. İçişleri Bakanlığı da 'provakatör' diye nitelediği kişilerin kimliklerinin tespiti için çalışıldığını duyurdu.
Miting sloganıyla Ermeni komşuya tehdit
Milliyet gazetesinden Burcu Karakaş'ın haberine göre Büyükdere Mahallesi’nde oturan Ermeni vatandaş E.A., evinin bahçesinde miting sırasında dağıtılan “Ermeni Yalanına Sessiz Kalma” yazılı şapkalardan birini bulunca polise şikâyette bulundu. Kamera kayıtlarında olayı inceleyen E.A., şapkayı atan kişinin kendisini tehdit edenlerin avukatlığını yapan E.Y. olduğunu söyledi. E.A, daha önce de "Taşnak kırıntısı", "Ermeni ajanı", "Senin sonun darağacı", "Erivan'a git" gibi sözler sarf ettiği için E.Y.’den şikâyetçi olmuş.
Ayrımcılığa ilişkin maddeler uygulanmıyor
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Hocalı katliamı mitinginde açılan pankartlar için “ırkçı, ayrımcı ve nefret uyandıran ifadeler içermektedir” dedi. Üstün, 2005 yılında Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ayrımcılık yapanların hangi cezaya maruz kalacağının belirtildiğini ancak savcıların bu maddeleri henüz tatbik etmediğini söyledi.
Adıyaman'da Alevilerin evleri işaretlendi
Adıyaman’ın Karapınar Mahallesi’nde yaşayan Alevi vatandaşlara ait 26 evin dış cephe duvarları, pencere yanları ve bahçe duvarları kırmızı keçeli kalemlerle işaretlendi. Mahallenin muhtarı Mahmut Gürsu “Aklımıza Maraş olayları gelince tedirgin oluyoruz” dedi. Vali Ramazan Sodan da konu hakkında çok yönlü soruşturma yürütüldüğünü açıkladı. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı bir açıklama yaparak olayın soruşturulduğunu duyurdu.
Bir milletvekilliği daha mı düşürülüyor?
Cezaevindeyken milletvekili seçilen BDP'li Kemal Aktaş'ın 2006 yılı Newroz’unda yaptığı bir konuşmadan dolayı aldığı 2 yıl 1 aylık cezası Yargıtay'ca onandı. Karar üzerine Aktaş'ın milletvekilliğinin düşmesi gündeme geldi. Konuya ilişkin Anayasa’nın 84. maddesinde şöyle deniyor: “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurul’a bildirilmesiyle gerçekleşir”.
Mahkemeden gelen yazı, 'karar bildirimi' şeklinde olmaması nedeniyle TBMM Genel Kurulu'nda okutulmadı. Meclis, Aktaş'ın durumuyla ilgili yeni bir yazı gelmesini bekliyor. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, milletvekili seçildikten sonra onaylanan cezanın dönem sonuna bırakılması gerektiğini savundu. İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de, Aktaş hakkındaki kararın Genel Kurul'a getirilmemesini ve yasama döneminin sonuna kadar askıda kalmasını istedi.
Milletvekilliği düşürülen Dicle’nin seçim çalışmasına dava
Milletvekili seçilmesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu'nca (YSK) milletvekilliği düşürülen ve KCK davasında tutuklu yargılanan Hatip Dicle hakkında cezaevinden yazdığı mektubunda ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı gerekçesiyle dava açıldı. Dicle’nin seçmenlere gönderdiği mektup, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) 31 Mayıs 2011 günü Lice'de düzenlenen mitinginde İl Başkanı Zübeyde Zümrüt tarafından okunmuştu. İddianamede mektubu yazan Dicle ile okuyan Zümrüt'ün, PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle 5 yıl hapsi isteniyor. Sanıklar Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.
Kavakçı suç duyurusunda bulunacak
1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nden (FP) İstanbul milletvekili seçilen Merve Kavakçı’ya, başörtülü olduğu için milletvekili yemini ettirilmemişti. Daha sonra da vatandaşlıktan çıkarılan Kavakçı, HAS Parti’nin ‘28 Şubat’ konulu panelinde şunları söyledi:
“Dönemin TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut ve Ömer Ezgi hakkında prosedürü takip etmeksizin benim milletvekilliğimin düşürdükleri ve özlük haklarımdan mahrum bıraktıkları için suç duyurusunda bulunuyorum. Dönemin Cumhurbaşkanı beni ajan provokatörlükle suçladı. Hangi bilgiye dayanarak beni suçladılar? Bilmiyorum.”
Kavakçı’nın milletvekili seçilmesi FP’nin ‘laikliğe aykırı faaliyet’lerinin arasında sayılarak kapatılma gerekçelerinden biri olmuştu.
Dink davasının gerekçeli kararı açıklandı
Hrant Dink cinayeti davasında sanıkları terör örgütü üyeliği suçundan aklayan İstanbul Özel Yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, “Bu denli büyük sonuçları olan cinayetin çocuk yaşta, eğitim düzeyleri ortada olan sanıkların bir örgüt olmadan düşünüp, planlayıp yapmaları akla uzak görülmektedir. Bu düşüncemiz olayın arkasında bir terör örgütü olduğu şüphesini güçlendirmektedir” denildi. Ayrıca cinayet suçlamasından beraat eden sanık Erhan Tuncel’e ilişkin de “Tuncel’in istihbarattan aldığı görevden dolayı mı, yoksa tespit edemediğimiz azmettiricilerden aldığı görev ile mi, bilinmeyen bir nedenle sanık Yasin Hayal’e Hrant Dink’ten ve yazılarından bahsettiği ve cinayet fikrinden bahsettiği savunmalardan anlaşılmaktadır” ifadeleri kullanıldı. Kararda, açık istihbarata rağmen görevini yapmayan jandarma, emniyet ve MİT’in mutlaka sorgulanması gerektiğinin de üzerinde duruldu.
DDK raporundaki 'devlet sırrı' ortaya çıktı
Habertürk gazetesinden Bülent Aydemir'in haberine göre Devlet Denetleme Kurulu'nun 'devlet sırrı' gerekçesiyle sansürlediği Hrant Dink raporunun 6 sayfalık bölümünde, ihmalleri bulunan kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmadığı anlatılıyor. Raporda Trabzon Jandarma Komutanlığı cinayete yönelik olarak silah temin edildiği istihbaratını işleme koymamak ve herhangi bir adli ya da idari birimle paylaşmamakla suçlanıyor. İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü'ndeki görevlilerin de Trabzon'dan gelen yazı üzerine istihbarat gereklerini yerine getirmediği, Yasin Hayal'ın ağabeyi Osman Hayal'ın çalıştığı yerde araştırma yapmadıkları halde yapılmış gibi gerçeğe aykırı tahkikat raporu düzenledikleri ifade ediliyor.
Vicdani retçi Halil Savda tutuklandı
Vicdani retçi Halil Savda beş aylık hapis cezasının kesinleşmesi üzerine Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde kaldığı otelden gözaltına alınarak tutuklandı. Savda’ya 2006 yılında bir basın açıklamasında “Askere gitme” diyerek “halkı askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle 318. maddeden dava açılmıştı
Facebook’un gizli yasakları
Daily Mail'in haberine göre, Facebook’ta yasaklanan içerikler arasında Türkiye’nin ‘hassas konuları’ yer alıyor. Haksızlığa uğradığını düşünen eski bir Facebook çalışanı tarafından sızdırılan “Kural kitabı”nın “IP kısıtlamaları ve uluslararası uyumluluk” başlıklı bölümünde yasaklı konular şöyle sıralanıyor:
- Holokost'u inkar etmek
- Atatürk'e görsel ve yazılı hakaretlerin tamamı
- Kürdistan haritaları (Türkiye)
- Türk bayrağı yakılması
- PKK'ye destek
- Abdullah Öcalan'la ilgili içerik
Dövülen öğrencinin döven polisten fazla hapsi isteniyor
4 Aralık 2010’da İstanbul’da düzenlenen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
üniversite rektörleriyle görüşmesini protesto eden öğrencilerle onları döven polisler aynı davada yargılanacak. 36 çevik kuvvet polisi 7 öğrenciyi yaralamakla, 10 öğrenci de 3 polisi yaralamakla suçlanıyor. İddianamede öğrencilerden 6’sının basit biçimde yaralandığı, Miraç Ekrem Efe’nin ise burun kemiğinin kırıldığı kaydedildi; 3 polisin nasıl ve hangi öğrenciler tarafından yaralandığı ise anlatılmadı. Ancak raporlarda polislerin pet şişelerle yaralandığı belirtilmişti. Savcılık, öğrenciler hakkında 'kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir kullandıkları' iddiasıyla her polis için ayrı ayrı olmak üzere 8 aydan 4 yıla kadar hapis talebinde bulundu. Buna göre, öğrencilerin her biri 2 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
Buna karşılık, polislerin burnu kırılan Efe için “kasten yaralama” suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla, diğer 6 öğrencinin her biri için “basit yaralama” suçundan 4 aydan 1 yıla kadar hapisle yargılanmaları talep edildi. Ayrıca avukatların talebine rağmen savcılık bütün görüntülerin kaydedildiği kamera görüntülerini istetmedi. 2 yılın altında hapis istemiyle yargılandıkları için polisler mahkum edilseler bile cezaları ertelenecek.
“Kadına yönelik şiddete hayır” soruşturması
Kadına Yönelik Şiddete Hayır haftası kapsamında 25 Kasım’da Mersin’de yapılan yürüyüş ve basın açıklamaları sebebiyle 61 kadına soruşturma açıldı. Kadınlar, eylemi akşam saatlerinde gerçekleştirerek 2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet etmekle suçlanıyor. Soruşturma açılan kadınlardan 11’i Mersin Üniversitesi öğrencisiydi; onlar hakkında bir de okul yönetimi soruşturma başlattı. ANF’ye konuşan Kimya Bölümü 4. sınıf öğrencisi Tülin Turan ise Emniyet'teki sorgularında kendilerine, “Bu eyleme kim sizi çağırdı, bu eylemi niçin yaptınız?” şeklinde sorular sorulduğunu aktardı. Matematik Bölümü 4. sınıf öğrencisi Sevgi Kılıç da üniversite yönetiminin kendisine “Siz kadına yönelik şiddete hayır eylemlerine katıldınız mı, katıldıysanız ne amaçla katıldınız, ne tür slogan attınız?” sorularını sorduğunu belirtti.
Yeni yorum gönder