Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Yazarların damak zevkleri



Toplam oy: 1333

 

Hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda roman kahramanlarının sofralarına konuk olmuştuk. Bu sefer sıra yazarlarda. Eserlerini zevkle okuduğumuz yazarların acaba damak zevkleri nasıl? Yazarken vazgeçemedikleri yiyecek ve içecekler hangileri?

 

The Awl sitesi bu hafta enfes bir liste ile yazarların sofralarını mercek altına almış. Sofralar bazen zorunluluktan yenilen yiyeceklerle bazen de keyfi ihtiyaçlarla dolu. Biz de upuzun yemek listesinden sizin için beşer tane yiyecek ve içeceği derledik.

 

 

Yiyecekler ile başlayalım;

 

 

 

 

 

Elma: Charles Dickens’ın vazgeçemediği tek lezzet fırında elmaymış. F. Scott Fitzgerald da elmanın basitliği ve büyüsünden şaşmayanlardan. Kendisi 1936 yılında, Esquire dergisi için makale yazdığı dönemlerde, Kuzey Karolina eyaletinde ucuz bir otelde kalırmış ve yediklerinin yarısı elmaymış.

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

Tahin Helvası: Jean-Paul Sartre’ın en çok beğendiği tatlı tahin helvasıymış. Aklında sürekli bu tatlının olmasını 2. Dünya Savaşı yıllarında birlikte olduğu Simone de Beauvoir’e yazdığı mektuplardan kolayca anlıyoruz. İşte o mektuplardan bir kesit: “İki kutu daha yollamayı unutma” / “Bugün kendimi harika hissediyorum. Kitaplarını aldım fakat pakette helva yoktu.
Başka bir paketle mi yollayacaksın?”

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

İtalyan Spagettisi: “Bir insan nasıl olur da peynir sevmez?” diyor H. P. Lovecraft meslektaşı Vernon Shea’ya yazdığı mektupta. Lovecraft’a göre spagettinin en lezzetlisi, kıyma-domates soslu ve üzeri Parmesan peyniri rendesiyle sarmalanmış olanı. Yine aynı mektupta “Peynir sevmiyorsan spagettiyi beğeneceğini sanmam çünkü ikisi daima bir aradadır.” diyerek peynir tercihini özellikle belirtiyor. Yazarı cezbeden şey sadece spagettinin lezzeti değil aynı zamanda fiyatı. Lovecraft hiçbir zaman yemeğe haftalık üç dolardan fazla harcamadığını söylüyor.

 

 

 


 

 

 

 

 

 

Somun Ekmek: Somun ekmek konusunda Emily Dickinson ve Virginia Woolf’un yetenekli olduklarını öğreniyoruz. Ancak ekmeğe bağımlı önemli bir isim daha var. O da Percy Shelley. Shelly’nin yemek kültürü sadece ekmek ve sudan oluşuyor. Ayrıca şair, fırının önünden ekmek almadan geçmenin çok zor olduğunu söylemiş. Kendisi hakkında bir diğer iddia da her zaman cebinde ekmek taşıdığı ve oturduğu her yere kırıntılarını döktüğü yönünde.

 

 

 


 

 

Yeşillikler: İşte size yazarlardan oluşan vejetaryenler listesi. Aristoteles’ten Alice Walker’a vejetaryenler: Ralph Waldo Emerson, Isaac Bashevis Singer, Agostinho da Silvo, and Jonathan Safran Foer.

 

 

 

 


 

 

 

Sırada içecekler;

 

Şampanya: Oscar Wilde kelimenin tam anlamıyla şampanyaya bağlımlısıymış. 1882’de Amerika turunda zaman zaman şampanya ikramında bulunan hizmetkarları bile varmış. Hatta bağımlılığı hapis yıllarında hücresine kasa kasa en sevdiği şampanya olan 1874 Perrier-Jouët söyleme noktasına kadar gelmiş.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

Süt: Moliére 1667 yılında hastalanınca iki aylık bir süt rejimine girmiş. Aynı şekilde Balzac da mide sorunları yüzünden Moliére’le aynı kaderi paylaşmış. Diğer yandan Kafka, sindirim zorluğu sebebiyle sadece süt ve süt ürünleri yiyen bir vejetaryenmiş.

 

 

 


 

 

 

Soda: Çocukken aşırı kilolu olan Lord Byron hayatı boyunca kronik diyete maruz kalmış. Samuel Rogers’ın davetlisi olduğu bir yemekte balık, koyun eti ve şarap olduğunu öğrenince hepsini reddetmiş ve sadece bisküviyle soda istemiş. Rogers da isteğini yerine getiremeyince yazar, sirkeye batırılmış patates püresine talim etmek zorunda kalmış.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

Çay: Yurdum insanının resmi içeceklerinden olan çay, uzun bir hayran listesine sahip. Immanuel Kant bir iki fincan çay içerken John McPhee, Paul Auster ve Sartre’ın ‘helva tedarikçisi’ Simone de Beauvoir güne çayla başlayanlardan. Stephen King yazmadan önce masasında ya bir bardak su ya da çayı arıyormuş. Jane Austen çayı şekersiz içenlerden. C. S. Lewis ise çayın tek başına içilmesi gerektiğini düşünüyor.

 

 

 


 

 

 

 

 

 

Kahve / Espresso: Kafein bağımlılığını biraz abartan Proust, bir keresinde art arda 16 fincan espresso içmiş. Öte yandan doktoru günde bir fincan kahve önermesine rağmen Gertrude Stein’ın aklından kahve hiç çıkmazmış.

 

 

 

SA

 

Yorumlar

Yorum Gönder


Kahve bağımlılı kısmında BALZAC mutlaka olmalıydı :)

50%
50%

Benzer bir listeyi de Wendy MacNaugton resmetmiş: http://koltukname.com/2012/09/04/yazarlarin-atistirmaliklari/

46%
54%

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.