Beyaz Kale Venedik’li bir tüccarın kendisine fiziksel olarak çok benzeyen fakat karakter olarak çok ayrı olduğu Hoca’yla arasında geçen psikolojik savaşı anlatan bir roman. Fakat bu; bahsi geçen psikolojik savaşın fiziksel boyutunun olmadığı anlamına gelmiyor. Arka fonda ise 1600’lü yılların ikinci yarısındaki IV. Mehmet padişahlığındaki Osmanlı İmparatorluğu var.
Arka fonunun bir başka deyişle romanın geçtiği zamanın bu kadar eskiye dayanması romanın tarihi bir roman olduğu kanısını uyandırmakla beraber, kitabın ilerleyen safhalarında aslında romanın tarihi gerçekleri anlatmak gibi bir kaygısının olmadığı; asıl amacın bu iki karakter arasındaki psikolojik savaştan yola çıkarak okuyucuyu bazı noktalar üzerinde düşünmeye ittiği açıkça görülüyor. Orhan Pamuk da zaten kitabın sonunda yer alan “Beyaz Kale Üzerine” kısmında bu noktaya işaret ediyor. Tarihsel bir gerçekliği anlatmak gibi bir iddiası bulunmayan bir romanı tarihsel gerçeklere sadık kalıp kalmamasına göre değerlendirmek de bütün bunlar göz önüne alındığında yersiz oluyor. Fakat tabi ki bu romanda anlatılan tarihin kabul gören gerçeklere taban tabana zıt olduğu anlamına gelmiyor. IV. Mehmet’in çocuk yaşta padişah olması, ava olan merakı, Kösem Sultan’ın boğdurulması tarihsel gerçeklerle örtüşmekle beraber, bu yaratılan tarihin ve hikayenin kurgudan ibaret olduğu yine bir kurgu karakter tarafından, Faruk Darvınoğlu tarafından vurgulanıyor.
Beyaz Kale; 1980 lerden sonra gerçeklik kurmacasına bir başkaldırı niteliğinde ortaya çıkan akımın bir parçası olarak görülebilir. Bu sınıflandırma yapılırken yazarın sadece kendi anlatmak istediği örgüye uyması için bilinçli olarak yaptığı zaman kaydırmaları (geçmişte ya da anlatılan zamandan daha sonra olan olayları anlattığı devirde olmuş gibi gösterme), metinin kurmaca olduğunu kitabın en başında sözde yayımcıya söyletmesi ve hatta kitabın sonuna başka kitaplarda adet olmadığı üzere, bu romanın üzerine bir yazı yazması ve yazıda da metinin “gerçek”ten farklı bir şey anlattığını açıkça ortaya koyması göz önünde bulunduruluyor sanırım. Romanın değinilmesi gereken birçok boyutunun olması romanın birkaç kez okunmasını mümkün ve gerekli kılıyor.
Yeni yorum gönder