Latife Tekin'i 15- 20 yıldır takip ederim. Hem edebi anlamda hem de Gümüşlük'teki faaliyetlerinden ötürü.
'Sevgili Arsız Ölüm' edebiyat tarihimizdeki dönüm noktalarından biridir kuşkusuz. Türk okuruna gelenekselliğini yeniden hatırlatır son satırına kadar. Kitabın bitişinde anlarsınız ki Türk geleneği; masalları, efsaneleri, batıl inançlarıyla bir deryadır hiç tükenmeyecek.
'Aşk İşaretleri' adlı kitabı ise bir kehanet gibidir. Biz dikkatli okurlara gelecekle ilgili ipuçları sunar satır aralarında. Tinerci çocuklar, romanın yazıldığı tarihlerde bilinmezken ya da çok önemsenmezken bir kaç yıl sonra bir bakarız ki medyanın gündemine bomba gibi düşüvermiş bu çocuklar...
'Ormanda Ölüm Yokmuş' adlı eseri doğayla yitirdiğimiz bağı bize hatırlatır. Alt metin olarak rüya olgusu yoğun bir şekilde işlenmektedir oya inceliğiyle.
Ben iyi bir Latife tekin okuru olarak diyorum ki, bu son kitabı okduktan sonra, yazarın 'Ormanda Ölüm Yokmuş' adlı eserini de ihmal etmeyin bi zahmet bir daha okuyuverin.
Gelelim başlığa. Tam olarak adlandıramasam ya da belirtemesem de her zaman Latife Tekin'le G.G. Marquez ve U.K.Leguin'in eserleri arasında bir benzerlik yakaladığımı sanmışımdır. Sezgilerim bana bunu söylemiştir çoğu zaman...
Yeni yorum gönder