Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Edebiyatla muaşeret dersleri




Toplam oy: 1096

19. yüzyılda, İngiltere’de, görgü kurallarının sınıflararası hiyerarşiyi taşımasından bir roman türü doğar. Jane Austen “novel of manners” türünün en yetkin yazarıdır. Aslında amacı, endüstrileşme, kentleşme, aristokrasinin kapitale gücünü kaptırması ile sınıflar arası çizgilerin değiştiği yaşadığı döneme bir uyum, bir düzen sunmaktı. Öte yandan Amerika’da Edith Wharton, parayla kurulmuş sosyete kurallarının yapay ahlakını eleştirmektedir. Uyumdan çok kaosu anlatır. Tanzimat’tan Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan dönemde, değişim bizim de gerçeğimiz. Roman denen türde kendini ifade etmeye başlıyor ve romanın toplumu etkileme gücünü keşfediyor edebiyatımız. Batılılaşma kavramı İstanbul’u Anadolu’dan ayırıyor; nesiller arası gelenek ve modernite çatışması yaratıyor; Batı’ya öykünen roman kahramanlarını karikatürleştiriyor; eskimiş konaklarda ahlaki çürümenin sembollerini arıyor. Austen’ın uyumunun, Wharton’un kaosunun yerini bizde Yakup Kadri’nin hüzünlü ümidi alıyor. Kadına töre, din, kültür, siyasi iktidar, iktidardaki ideoloji tarafından biçilmiş makbül davranışlar, ve bu davranışların kadının toplumsal hayatta kapladığı alanı belirlemesi adab-ı muaşeret romanlarının ana temasıdır. Okları takip edin edebiyatla muaşeret dersleri başlasın.

 

 

 

(Görseli, üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz)

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.