Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Notos'un katkılarıyla hazırlanmıştır.

Öykü Arşivi

En çok okunanlar  

Öykü


Anlatıcı

Anlatmaya devam ediyordu. Gecenin başından beri konuşuyordu. Gözlerimizi açmış dinliyorduk. Dediğini ilginç kılan insanlardandı. O gelmeden önce canımız sıkılmıştı. Birileri aşk acılarından söz etti ama kimsenin aşk acısı ötekinin ilgisini çekmiyordu.

 


Daha kalmayalım

Ben bir tane daha alayım. Hepsini nasıl içti anlayamadan, bir tane daha. Sonra bir tane, bir tane daha. Hepsi birden içiyor, birbiriyle yarışır gibi. Herkesin elinde sigara. Önüme bakıyorum. Elimde telefonun kılıfı, yarım saattir çevirip duruyorum. Biraz daha dikkatli olmaya çalışıyorlar, pek rahat değiller.

 


Derhal gülümse!

Sizin hiç kendinizi çok komik bulduğunuz oluyor mu? Benim oluyor. Oluyor da bazı herkeslerden utanıyorum. Bazı da birdenbire gülmelere tutuluyorum. Bana komikliğimi yaşatan olayların birbiri peşinden geldiği de oluyor.

 


Raylararası

“Aaa… Camı boyuyor! Yasak değil mi?”

 

Karşı vagonda bir adam cama resim çiziyor. Boyaları çoktan dökülmüş, paslanmış, eski bir tren. Aralık perdelerden görünen vagonların içiyse rengârenk. Bizimkiler gibi bir örnek değil hiçbiri. Usta fırça darbeleriyle bir manzara şekilleniyor camda. Dağlar, bulutlar, bir ağaç, bir tane daha...


Seyirci

Mutlu sonlara bayılırım.


Gerçekten de bir son gerekliyse, mutlu olmasından yana oldum hep... Ne acılar içinde kıvranan bir kadına dayanabildi yüreğim ne de umutsuz bir erkeğin intiharıyla sonuçlanan bir romana.


Yeşil Ejderha

Bu çocuktan korkuyorum. Yine ne oldu? derdi babam. Şuncacık çocuktan korkacak ne var? Öyle diyeceğine, dur da önce bugün olanları bir dinle. Sonra beni odada bir başıma bırakıp başka bir odaya giderlerdi. Böyle, böyle, böyle, diyerek anlatırdı annem. Yaa, derdi babam. Ya... Böyle, böyle, böyle, diye devam ederdi annem. Hımm, deyip susardı babam. Koltukta oturup bacaklarımı sallardım.


Sabit Fikir ve Idefix'ten kolektif öykü! No:3

 

 

Telefon Kime?



Buraya ilk gelişim değildi ama her zaman oturduğum masada başkasını görünce ilk kez bara yöneldim, karşımda sırıtan genç barmene, “Buranın da sahibi var mı,” diye sordum.


Nedense cevap vermek istemedi. Sadece gözlerime gözlerini dikti, bir an öylece durdu.


Sabit Fikir ve Idefix'ten kolektif öykü! No:2

 

 

 

Yaklaşık bir saattir boş tavana bakıyordu. Ellerini göğsünde birleştirmiş ve ölesiye sıkmıştı, ama farkında bile değildi. Avuç içlerinde biriken terin kokusunu alan sineğin vızıltısını dahi duymadan, ne düşündüğünü bile bilemeden bakıyordu tavana. Yemyeşil gözlerine aşıktı ve şimdi şiddetle onları görmek istiyordu.

 

 


Sabit Fikir ve Idefix'ten kolektif öykü! No:1

 

 

 

Hava kararmak üzereydi. Karanlığa, yoğun yağmur bulutları da eşlik ediyordu. “Önceki geceden uykusuz olmasam, bu kadar yorgun hissetmezdim” diye düşündü. Yalan!

 

 


Kahreden Beyaz

Yatağın örtüsü beyaz ve tavan, illaki o da beyaz. ne HIV ne kanser, hiç bir şey değil, beni şu kahrolası beyazlık öldürecek dedi kadın. Yanı başındaki müşterisi ilk yarım saat molasına uzanmış olmasına rağmen ona söylememişti bu dert yanışını. Yatağını paylaştığı adama söyler gibi ama ona değil. Fakat adam kendine pay çıkardı bu yakarıştan.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.