Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Yazar ve yayıncı beraat ederken matbaa sahibi 1 yıl hapse mahkum edildi



Toplam oy: 1184

Gülseren Aksu’ nun Çetin Yayınları tarafından çıkan  “Anılarla Abdullah Öcalan- Güneşin Sofrasında” adlı 2 ciltlik kitabına açılan dava sonuçlandı.


Yazar Gülseren Aksu ve yayınevi sahibi Abdülrezzak Güngör ceza almazken kitabın basıldığı Berdan Matbaa’ nın sahibi Sadık Daşdöğen “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Savcılık tarafından hiçbir yasal sorumluluğu olmadığı halde matbaa sahibi Sadık Daşdöğen'e 489 TL para cezası ödediği takdirde cezasının düşeceği söylenmesine,Daşdöğen’ in de para cezasını ödemesine rağmen bir yıl ceza almasına nedeniyle insan hakları savunucusu Belge Yayınları sahibi ve editörü olan Ragıp Zarakolu konuyla alakalı bir yazı yazarak herkesi dayanışmaya çağırdı.


Ayrıca Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı da olan Zarakolu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011 yılında olmamıza rağmen Türkiye'de bir "ilk" e imza attığını da vurguladı.



“Yazar ve yayınevi sahibi ceza almazken ben matbaa sahibi olarak cezalandırıldım.”


Bir yıl hapse mahkum edilen matbaa sahibi Sadık Daşdöğen şaşkınlığını BirGün gazatesine şu sözlerle aktardı:

"Bu kitap hakkında yazar Gülseren Aksu'ya, Çetin yayınları sahibi Abdülrezzak Güngör'e ve bana dava açıldı. Yazar Aksu ve Çetin Yayınları sahibi Abdülrezzak Güngör davadan beraat ederken ben bir yıl hapis cezası ile cezalandırıldım. 21 Nisan 2010'da ifade vermeye gittim, daha sonra 489 lira para cezasına çarptırıldım. Cezayı ödeyip makbuzu mahkemeye sundum. Davanın düştüğünü zannederken bir süre sonra öğrendik ki dava düşmemiş. İddia makamı, terör örgütü propagandası yapmak suçundan beni suçlu bulmuş. Yazar ve yayınevi sahibi ceza almazken ben matbaa sahibi olarak cezalandırıldım. Dava düştü sandığım için Yargıtay'a da itiraz edemedim. Benim talebim sonucu aldığım ceza 6 ay ertelendi. 2 Kasım'da ise cezaevine gireceğim. Cezamın 4/1 i düşeceği için dokuz ay gibi bir süre hapis yatacağım. Gerçekten şaşkınım. Bu kitap bastığım ne ilk ne de son siyasi kitap. Matbaa olarak bizim işimiz kitap basmak. Verilen cezayı hala anlamış değilim"

Daşdöğen’ in hapse girmemesi için Adelat Bakanlığı’ nın davanın yeniden görülmesi kararı alması gerekiyor.




“Yayıncılar, Bülent Ulusu darbe hükümetinin çıkardığı Basın Kanunu ile yayınladıkları kitaplardan dolayı suçlanmaya başladılar.”


Zarakolu, konuya ilişkin yazdığı yazıda, yayıncıların ceza alma durumunun Türkiye'deki tarihine şöyle değiniyor:

Yayıncılar 1983 yılına dek, Ecevit Hükümetinin 1978'de yaptığı iyileştirmeler sonucu, yayınladıkları kitaplardan dolayı yasal olarak sorumlu tutulmuyorlardı. Darbe sırasında bile, bu düzenleme sayesinde Sıkıyönetim Mahkemelerinde yayınladıkları kitaplardan dolayı sorumlu tutulmadılar. Elbette yazarının kimliğinin belli olması koşulu ile. Ama Sıkı Yönetim Komutanlıklarının uzun yasak kitap listeleri yanında, zaman aşımı söz konusu olduğu halde, sözde "sivil" asliye hukuk mahkemeleri, "ihtiyati tedbir olarak", 12 Eylül döneminde sayısız kitabın toplatılmasına imza attı. 1983 yılında hazırlanan yeni Basın Yasası taslağı, bastıkları kitap nedeniyle Matbaaları da sorumlu tutuyordu. Bu nedenle ilk defa yayıncılar bir araya gelerek tepki koydular, eğer matbaalara sansür misyonu yüklenirse, bundan böyle hiçbir kitabın basılamayacağına işaret ettiler. Hükümet geri adım attı. Ancak Yayıncılar, Bülent Ulusu darbe hükümetinin giderayak çıkardığı Basın Kanunu ile, yeniden yayınladıkları kitaplardan dolayı suçlanmaya başladılar.

 

 

 

                                                                                                                                                                İLKEM EZGİ AŞAM,BİRGÜN

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.