Nasreddin Hoca, Beylikler devri Anadolu’sunun en bilge karakterlerinden birisi. Ona izafe edilen fıkralar yediden yetmişe hemen herkesin neşe kaynağı, aynı zamanda tasavvufi felsefi manalar da içeren bu fıkralar hem güldüren hem de düşündürüp ders veren türden. Hoca’nın en meşhur fıkralarından birisi ise, her ne kadar aynı dönemde yaşamasalar ve biraz da anakronizm içerse de, Timur’un Anadolu’ya geldiği sırada yanında getirdiği fil ile Nasreddin Hoca ve Akşehirlilerin maceralarının anlatıldığı fıkra. Mustafa Özçelik’in Nasreddin Hoca adını taşıyan (İstanbul: Nar Yayınları, 2015) kitabında yer alan rivayete göre;
“Timur, Akşehir’e bir erkek fil getirmiş. Başıboş gezen fil, ekili alanları silip süpürmüş. Bağlara bahçelere zarar vermiş. Üstelik filin yiyeceğini de Akşehirliler karşılıyormuş. Kısacası fil, ahalinin başına bela olmuş. Akşehirliler dayanamayıp hocaya gitmişler:
- Hoca Efendi, demişler. Timur’a ancak sen söz geçirebilirsin.
Şu işi bir halletsen..
- Haklısınız, demiş hoca. Yarın benimle birlikte on on beş kişi
gelsin. Birlikte Timur’a gidip derdimizi anlatalım.
Ertesi gün, Hoca önde Akşehirliler arkada yola koyulmuşlar.
Timur’un çadırına yaklaştıklarında Hoca ardına dönüp bakmış
ki kimseler yok. Hepsi korkudan kaçıp geri dönmüşler.
Timur, Hocayı görünce:
- Hayrola Hoca, demiş. Bir isteğin mi var?
- Efendim, demiş Hoca, biz, filinizi çok sevdik. Ama zavallı
hayvanın yalnızlıktan canı sıkılıyor, rica etsek de dişisini de
getirseniz”.
Vezirin Filinin Hikâyesi
Drina Köprüsü adını taşıyan muhteşem eseriyle tanınan ve Nobel Edebiyat Ödülü de kazanan; Bosna sınırları içerisindeki Travnik’te doğup büyümüş Sırp yazar İvo Andriç’in geçtiğimiz ay Türkçeye tercüme edilen ve dokuz hikâyeden oluşan Sinan’ın Tekkesinde Ölüm isimli kitabını okuduğumda aklıma bizim Nasreddin Hoca geldi. Kitabın ilk hikâyesi, Andriç’in, Travniklilere has bir hikâye olarak tanımladığı 'Vezirin Filinin Hikâyesi' başlıklı hikâye aslında tam da Nasreddin Hoca’nın yukarıda aktardığım, Timur’un fili fıkrası ile neredeyse tamamen örtüşüyor. Sadece kişiler, dönem ve coğrafya değişmiş. Nasreddin Hoca’nın hikâyesi 1402’de Timur’un Anadolu’ya gelip Ankara Savaşı’nda Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid’i mağlup etmesinin öncesi veya sonrasında Akşehir’de geçiyor. Akşehir ahalisi, Osmanlı topraklarında gazabı dillere destan Emir Timur’dan korktuğu için, rivayete göre onun getirdiği şımarık filin aç gözlülüğünden ve çarşı pazara verdiği zarardan bıktıkları halde, bir türlü huzuruna çıkıp şikâyet edemiyorlar. Nihayet ahali toplanıyor, içlerinden on kişiyi seçiyorlar, başlarına da hem bilgeliği hem de nüktedanlığı ile tanınan Nasreddin Hoca’yı getiriyorlar.
Hikâyenin devamını farklı bir coğrafyada ve farklı isimler üzerinden, bu defa Andriç’in betimlemeleri üzerinden sürdürelim. 'Vezirin Filinin Hikâyesi'nde olayın geçtiği yer, Bosna eyaletinin yönetim merkezi olan Travnik. Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da günden güne kan kaybettiği 1820 yılında gerçekleşen bu hikâyenin korku salan yönetici tiplemesini ise Bosna valisi olup aynı zamanda kâğıt, sümen ve sekiz yüz çeşidi geçen kamış koleksiyonuna sahip Celâleddin Paşa temsil ediyor. Halkın neşe kaynağı, nüktedan karakter ise, Travnik çarşısında bir ipek dükkânının sahibi olan Aljo Kazaz. Buradaki hikâye de Nasreddin Hoca’nın hikâyesinin aynısı. Bosna’ya vali tayin edilen Celâleddin Paşa bir süre sonra yönetim merkezi olan Travnik’e bir fil getirir. Zaman içerisinde bu fil esnafı canından bezdirir. Ahali filin taşkınlıklarından, ortalığı kırıp dökmelerinden bıkmasına rağmen korkularından bir araya gelip valiye durumu anlatmaya cesaret edemezler. Nihayet on kadar esnaf, Aljo Kazaz’ın öndeliğinde her ne pahasına olursa olsun durumu valiye anlatmaya karar verirler. Ancak kalabalık yolda birer ikişer azalır, nihayet onun en büyük destekçisi olan Tosun Ağa da vezirin konağının bulunduğu tepeye çıktıkları sırada ortadan kaybolunca Aljo tek başına kalakalır. Uzun hikâyenin kısası bu badireyi atlatır ancak kendisini yarı yolda bırakan ahaliye de bir ders vermeyi ihmal etmez. Onlara Paşa’ya şunları söylediğini belirtir:
Yeni yorum gönder