Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Çizgi Roman // Siyah beyaz bir görsel şölen




Toplam oy: 933
Bu çizgi roman, güzel bir Alice Cooper albümü açıp dinlerken, okumaya ve görmeye değer.

Çizgi romanda her okurun beklentisi farklı olsa da, aslen herkes “güzel şeyler” görmeyi sever. Güzel çizgileri, kimi zaman şeffaf kağıtlarla kaplayıp saklayacak kadar değer verir okurlar. Hikayenin yarattığı atmosferi de destekliyorsa bu “güzel” çizimler, akılda öyle bir kalırlar ki, yıllar sonra bile çizgi romandan bir cümle anımsandığında, çizilmiş o sahne de akla gelir. 

 

Elimizde, Vincent Damon Furnier’dan -namıdiğer Alice Cooper’dan- ilham alan siyah beyaz bir çizgi roman var; Günaha Son Çağrı. Başını göğe kaldırmış, tüyleri rüzgarda dağılan, az sonra uçacak gibi görünen görkemli bir kara karga çizimiyle açılıyor. İşte bu da, hikayeyle görseli birleştirmeye yetiyor aslında. Neil Gaiman ile Michael Zulli işbirliğiyle ve Alice Cooper’la birlikte hazırlanan eser, Cooper’ın 1994 yılında çıkardığı The Last Temptation albümü temel alınarak kurgulanmış. 

 

 

Gaiman, 1995’te yazdığı önsözde şöyle anlatıyor “metal tanrısı” ya da “metalin babası” olarak anılan Alice Cooper’ı: “Bob restoranın penceresinden, bir spor arabadan inmekte olan uzun boylu bir adamı gösterdi. Beyaz tişört, mavi kot pantolon giyiyordu ve uzun siyah saçları vardı. Restorana girer girmez tüm başlar ona çevrildi. Alice Cooper uzun boylu, saçı başı dağınık ve güneş yanığı... Gözleri keskin, esprili ve canlı... Kalitesiz İtalyan korku filmleri hakkında bilgisi, bu konu hakkında kitap yazarak hayatını kazanmayan herkesten fazla. (…) İki Alice Cooper olduğunu öğrendim, kişi ve ikon. Bu benim için rahatlatıcıydı: Kişi olan Alice Cooper kendisiydi; karakter olan Alice Cooper ise başka bir şeydi. Destansıydı. Tiyatroydu. ”

 

İşte bu tarifteki Alice Cooper, bir “kurmaca-gerçek karakter.” Çizgi roman da bu kimlik paradoksunu, kurmaca ile gerçek arasındaki gelgiti sürdürüyor. Her karede Cooper hayranlarını memnun edebilecek çizimler var. Kitapta ayrıca hazırlık sürecinde, Neil Gaiman ve Alice Cooper arasında gerçekleşen yazışmalar, elden ele gidip gelen taslaklar, Michael Zulli tarafından 2014’te kaleme alınmış bir sonsöz ve Gaiman’ın 1995’te yazdığı bir önsöz var. Bunlara eseri Türkiye’de özenli bir baskıyla yayımlayan Marmara Çizgi’den İlke Keskin’in de bir yazısı eklenmiş. Hikayede ve kitabın içinde okunacak epey metin var kısacası. Güzel bir Alice Cooper albümü açıp dinlerken, okumaya ve görmeye değer.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.