Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Editörden // Kitaplara bir de bu çerçeveden bakmak...




Toplam oy: 678

2016’nın son çeyreğinde Ahmet Karcılılar’ın yeni bir romanı yayımlandı; Mavinin Reddi. Kitabın tanıtımında, “uzun bir sessizliğin ardından gelen derin, akıntılı, sert bir polisiye” olarak nitelendirilmişti, ki, gerçekten de uzun bir sessizliğin ardından gelen bir romandı Mavinin Reddi; Karcılılar’ın daha önceki son romanı 2004’te yayımlanmıştı. On yılı aşkın bu sessizliği daha da etkili kılan ise, romanın ilk sayfalarında  şu cümlelerle karşılaşmaktı: “Artık bu sırrın benimle yitip gitmesini göze alamam. (...) On yıl oluyor, kimseye anlatmadım, ölene dek anlatmamaya da kararlıydım. (...) Dün, telafisi mümkün olmayan bir yanılgı içinde olduğumu anladım,” diyor ve anlatmaya başlıyordu kahramanımız; diğer bir deyişle de Ahmet Karcılılar... Bu “oyuncul” kurguyu, aslında, Karcılılar’ın önceki metinlerine aşina olanlar manalı bir gülümsemeyle karşılamışlardır eminim. Aynı şey, romanın merkezinde bir tablonun yer alması için de geçerli. Ne de olsa sanatın diğer dallarına yapılan göndermeler de Karcılılar’ın metinlerinde sıklıkla rastlanıyor. Bu sefer kapağa da taşınmış; söz konusu sanat eseri, 1793 tarihli Marat’nın Ölümü tablosu...


Mavinin Reddi’nden birkaç ay önce de, Donna Tartt’ın Pulitzer Ödüllü romanı Saka Kuşu yayımlandı Türkçede. Onun da kapağında bilindik bir resmin ayrıntısı yer alıyordu; Carel Fabritius’un 1654 tarihli Saka Kuşu tablosu. 2016’nın son günlerine ise, İngilizcede, yine dikkat çekici bir başka kitap daha yetişti; Türkçede de kısa zaman içerisinde yayımlanmasını umduğumuz bu derlemede –Lawrence Block editörlüğünde, aralarında Stephen King, Joyce Carol Oates, Michael Connelly gibi isimlerin de bulunduğu– bir grup yazarın Edward Hopper’ın meşhur tablolarından yola çıkarak kaleme aldıkları öyküler yer alıyor: In Sunlight or In Shadow: Stories Inspired by the Paintings of Edward Hopper.


Tabloların etkisindeki bu kitaplar elbette ne ilk ne de son. Ancak bu kadar yakın tarihlerde yayımlanmış olmalarını bahane ederek, yeni yılın bu ilk sayısında kitaplara, ünlü resimlerin çerçevelerinden bakalım istedik. Aysu Önen, dosya yazısında bir anlamda resimlerin, ressamların ve müzelerde flanörlük yapan karakterlere sahip romanların peşine düşüyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.