Edebiyat-mekan ilişkisi tartışıladursun, bizler bugün kelimenin en basit anlamıyla şehirlerimizde, sokaklarımızda, kahvelerimizde, meydanlarımızda, meyhanelerimizde edebiyatın izini arıyoruz. Türk edebiyatına hem eserleri hem de yaşamlarıyla damgalarını vuran büyük edebiyatçılarımızın yaşadıkları, yürüdükleri, yiyip içtikleri, hayal kurdukları belki de edebiyatlarının temellerini attıkları yerleri arıyoruz. Çünkü hatırlamak değil gün geçtikçe yaşananları her yönüyle silmek üzerine işleyen bir çarka karşı çalışıyor gönlümüz. Çünkü hatırlamak istiyoruz, unutmaya direniyoruz.
Kararsız Okur’un labirentlerinde bu ay toplasan yirmiyi geçmeyecek sayıda yazarın müzelerine gitmeden okunması gerekenler var; bir de ah müzesi, sokağı, bir yerlerde adı olsa diyeceğimiz, yaşadıkları mekanlarla özdeşleşmiş yazarlarımız ve kitapları. Belki bu yollar siz geçtikçe, okudukça, ısrar ettikçe açılır!
Yeni yorum gönder