Yerli ya da yabancı, eğer bir turist olarak gelmişseniz İstanbul’a, bu şehre dair ilk izlenimlerinizi edineceğiniz yer büyük bir ihtimalle Sultanahmet olacaktır. Bir şekilde aldığınız tavsiyeler, muhakkak, ilk durak olarak Sultanahmet ve yakın çevresini işaret etmiştir. Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı; biraz ilerlersek Çemberlitaş, Beyazıt Meydanı, Sahaflar çarşısı; ya da diğer tarafa yönelirsek Kapalıçarşı, Sirkeci, Eminönü... Yeme içme konusunda da önünüzde sayısız seçenek olduğu düşünülürse hatta, kısa süre içerisinde, bir ilk izlenimden çok daha ötesi elde edilebilir. Yine Sultanahmet’teki Soğukçeşme Sokağı’nın görüntüsü de mutlaka aklınızı çelecektir ve eğer bu sokaktaki, sırtını saray duvarlarına rastlamış binalara biraz dikkatli bakarsanız, aslında İstanbul’a dair çok çok daha ayrıntılı bilgi edinebileceğiniz İstanbul Kitaplığı da mutlaka gözünüze çarpacaktır.
Çelik Gülersoy Vakfı mülkiyetinde 1990’da hizmete açılan İstanbul Kitaplığı –adı üstünde– İstanbul hakkındaki eserlerin toplandığı bir kütüphane ve hatta gravürlerin, desenlerin, fotoğrafların sergilendiği bir arşiv. Hafta içi her gün saat 09.00-12.00 ve 13.00-16.30 arası herkese açık. Kütüphaneden yararlanmak için herhangi bir üyelik gerekmiyor. Dışarıya kitap verilmemekle birlikte, fotokopi konusunda yardımcı olabiliyorlar.
Tarihi 18. yüzyıla dayanan iki katlı kütüphane binasının alt katında okuma salonu bulunuyor; kitapların büyük bir çoğunluğu ise üst katta. Üst katta ayrıca vakfın kurucusu Çelik Gülersoy’a ayrılmış bir oda da var. Kitaplar “Roma ve Bizans”, “Osmanlı Tarihi”, “Seyahatnameler”, “Sefaretnameler”, “Hatıralar”, “Edebiyat”, “Şehircilik ve Belediye Sorunları”, “İstanbul Rehberleri” gibi başlıklar altında bir araya getirilmiş. Kimi süreli yayınlar da yer alıyor.
Diğer bir deyişle, Sultanahmet ziyaretinizde uğrayacağınız o arnavutkaldırımlı sokaktaki bina, size İstanbul’a dair her şeyi sunabilir...
Fotoğraflar: Pelin Ulca
Yeni yorum gönder